Yusuf’la daha önce çok defa sevişmiş, vücudunda gerek ellerimle gerekse dudaklarımla keşfe çıkmıştım. Ellerimin arasında tutmaktan haz aldığım erkekliği, iştahımı her ne kadar kabarttıysa da, bir türlü onu ağzımda hissetmeme izin vermemişti. Ama düğün gecemizde, bana kendi bizzat sunuyordu. Önce heyecandan kuruyan dudaklarımı yaladım. Sonra onu ağzıma almak için dudaklarımı araladım.
Yavaş yavaş, ağzımın içine doğru iterken, başımın arkasına da eliyle baskı uyguluyordu. Dudaklarımın arasından, bir akarsu yolu gibi süzülen erkekliğinin seğirmesini dilimin üstünde, tıpkı atan bir kalp gibi hissetmeye başladım. Ağzımın içinde ileri geri hareket ettikçe, dudaklarımı kullanarak, onu vakumlamaya çalışıyordum. Kulağımı dolduran inlemeleri ve belli belirsiz sarfettiği küfürler, ne kadar haz duydu
