Sabahlarım gecelerim Azad ağaya aitmiş gibi geçen bir haftanın sonunda yavaş yavaş her şeye alışmış gibi yapmak kadar acı veren bir şey yoktu. Alışmaya alışıyordu insan ama her adımımda da kendimden bir şeyler kaybediyordum. Git gide yok olmadan Azad ağanın bir an önce düğün derneği kurulmalı ve karısıyla bu oyunları oynamalıydı. Çünkü benim artık her sabah onun nefesini içime çekip git gide yakınlığını arttırdığı dokunuşlarına mecalim kalmamıştı. Özellikle bu sabah ellerini bacaklarıma atmış ve yukarıya doğru çıkartarak neredeyse kalçalarıma dokunmuştu. Göstermelik davrandığını farkındaydım ama zavallı kalbim bunları kaldıramıyordu. Artık korkudan değil heyecan attığının farkına varmıştım. Acı ama gerçek buydu. Yirmi iki yıldır ilgisiz kalmak belki bir şeyler hissetmeme neden olmuşt

