16 Bölüm. Seni istiyorum.

1654 Words
Heyecanlı bir bölümle keyifli okumalar dilerim hepinize. Muratın gözünden Bahar Evet, o, sevdiğim kadın. Belki hayatımdan , belki de her kesden fazla sevdiğim kadın. Ama onsuz olamaz dediğim kadın. Onu ilk gördüğüm an anlamıştım onun farklı olduğunu. Benim eşim olacağını hiss etmiştim sanki. İnsan birine baktığı zaman anlarmı ki, karşısındaki insan onun her şeyi olacak. Bilmiyorum. Ama ben anlamıştım. Şu an ondan uzak durduğum zamanları nasıl geçirmişim diye düşünüyordum. Sanki tüm hayatım boyunca benimleymiş. Hep yanımdaymış ama ben görememişim. Artık görüyordum ve hep gözümün önünde olsun istiyordum. Kapısını çalmıştım, beni bekletmeden kapını açtı. Sanki tüm ihtişamıyla beni bilerek baştan çıkarmaya çalışıyordu. Aslında onu böyle güzellikle kimsenin görmesini istemiyordum. Ama önceden verdiğim sözü bozamazdım. Şaka niyetine evde geçirelim dediğimde bile zaten beni dinlememiş gidelim demişti. O yüzden bu günün erken bitmesini istiyordum. Çünkü ona baktığımda aniden terliyor ve beni sıcak basıyordu. Her hareketi beni baştan çıkarmıştı. Sevda arayıp yanına davet etdiğinde gitmek istemedim, ama onu kırmak istemiyordum. O yüzden " evet" diyerek razılaşmıştım. Ama başıma geleceklerden haberim olmalıydı. Bahar dans ederken her kıvrımının elbisesinden belli olması zaten erkekliğimi zor duruma sokmuştu. Ama diger yandan ona bakanların da Baharla ilgili böyle düşünüyor olmasının düşüncesi beni kızdırmaya yetmişti. Fakat Bahara bunu diyemezdim. Boş yere kıskançlık yapıyorum derdi. Ama benim için gerekli bir sebepti. Zaten yeni yıla girdikten sonra Baharın sıkıldığını gördüm. O yüzden eve gidip günü sonlandırmak en iyisiydi. Bir az daha bu manzaraya baksam hiç iyi olmazdı. Nereye gidelim diye sorduğumda " sana gidelim" deyince şaşırmıştım aslında. Geceyi bende geçirmek istiyordu. Ona sarılıp uyumak fikri güzeldi. Ama ona dokundukca daha fazla şeyler istiyordum. Neyse ne. Zaten önemli olan onun benimle olması. Her şeyiyle seviyorum ben onu. Eve varmıştık. Fakat yol boyu aklımda gezen düşünceler beni yeyip bitirmişti. Eve girmiştik ki, ayakkabısını bile çıkarmadan onu kendime çekip öptüm. Bence, çok bile dayanmıştım. Kapıya sırtını dayayıp onu öpmeye başladım. Sert davrandığımın farkındaydım ama Bahar bundan zevk alana benziyordu. Murat " Delirtiyorsun beni Bahar. Güzelliyine karşı koyamıyorum. Bilerekmi yapıyorsun" deyip yeniden dudaklarına yapışmıştım. Dudaklarından "Murat" diye ismimi söylediğinde " Söyle güzelim " diyerek ona baktım Bahar " Seni seviyorum Murat ve bu gün bizim ilk gecemiz olsun istiyorum. Ben tamamen seninim artık. Hazırım seninle olmaya " dedi. Bu cevabı ondan beklemiyordum, ama geri dönüşü olmayan bir yola girdiğimizin de farkındaydım. " Seni seviyorum, Baharım " diye alnından öptüm ve kucağıma alarak yatak odasına götürdüm. Elleri boynuma sarılı halde odaya taşıyana kadar öpüşmüştük. Nasıl gitdiğimi bile görmüyordum. Sadece günlük gezdiğim evi gözü kapalı hayal ediyordum. Odanın kapısını açtım ve Baharımı yatağın üstüne uzatdım. Ayakkabılarını çıkardım ilk. Sonra üstümdeki ceketi, gömleyi ve ayakkabılarımı çıkardım. Her hareketimde bana bakıyordu. Gözlerinde olan aşk parıltısını göre biliyordum. Beni istiyordu. Hep beni istiyordu biliyordum. Ama korktuğunun farkındaydım. Şu an farklıydı. O buna hazırdı. Pantolonumu çıkarmadım. Üstüm çıplaktı yavaş hareketlerle ona doğru gitmeye başladım. O da benim ona gitmemle geri geri gitdi. Ama bir az gitdikden sonra yol olmadığını görüp bana güldü. Dudaklarımı dudaklarına sürtüm ve hafif hareketlerle öpmeye başladım. Ellerini saçıma geçirdi. Beni kendine bastırmasıyla öpüşlerimi sertleştirdim. Dilini kavramamla inlemesi bir oldu. Uzun süre sadece öpüştük. Sonra elbisesinin fermuarına uzanarak onu açtım. Açdıktan sonra onu üzerinden çıkardım. Altımdan çıplak halde uzanmıştı, sadece külodu kalmıştı. Utandığı yüzünden, hareketlerinden belliydi. Zaten sütyen takmamıştı ve açıkta kalan göğsünü elime aldığımda bile " Murat" diye ismimi söylemişti. Her adımı söylediğinde daha da kendimi ona bastırıyordum. Göğüsünü öpmeye başladıkça inlemeleri daha da artmıştı. O yerinde kıpırdadıkça benim küçük Murat duracak halde değildi. Elim külodundan içeri sızdığında kadınlığı zaten ıslanmıştı. Külodunu çıkarmıştım ki, Baharın birden eliyle pantolumunu açtığını fark etdiğimde açmasına yardım etdim. Baksırımı da çıkardığımda erkekliğim kadınlığına girmek için beni zorluyordu. Ama ya fikrini değiştirdiyse diye emin de olamıyordum. Bunu anlamış gibi kapalı olan gözlerini açtı ve " Murat" diyerek bana baktı " Evet, güzelim. Söyle" "Denemek istiyorum. Devam et. Seni içimde hiss etmek istiyorum" Galiba bu cevabı bekliyordum. Dudaklarımız bir- birine yapışmış halde öpüşmeye başlamıştık yeniden. Sadece nefes alıb verirken bir-birimizden uzaklaşıyorduk. Kendimi yavaş- yavaş ona itmeye başladım. Yaptığımın onu incitdiğinin farkındaydım. " Devam et" diyerek dudaklarıma yapıştı ve bu sözü hoşuma gitdiyi için bir kaç git gelle içine girmiştim. Dudaklarını öptüğüm için sesini çıkarmamıştı. Yavaş hareketlerle içinde git gel yapmağa başladım. Acısının azaldığını hiss ediyordum. Bu yüzden bir az hızlanmam gerek diye düşündüm. Ben hızlandıkça o da tırnaklarıyla sırtımı çiziyordu. " Murat daha hızlı" dediğinde zaten kendimi kaybetmiştim ve içine boşaldığımda artık yorulduğu her halinden belliydi. Alnından öptüm ve " Sen benim her şeyimsin. İlkin ben oldum, sonumuz da birlikde olsun" dedim. Sonra yanına uzandım. İkimizde yorulmuştuk. O yüzden banyoya gidecek halimiz yoktu. Bahar göğsünü başıma yaslayarak uyumuştu. Ben de onun bahar gibi hoş kokusuyla ne zaman uyudum bilmiyorum. ***** Bahar Uyandığımda saat 9 u geçmişti ve gözlerimi açtığımda Muratın kollarında buldum kendimi. Dün geceyi hatırladım aniden. Utanmıştım ilk. Ama beni zevkten dört köşe edecek hale getirmesiyle yutkundum. Murat uyuyordu. O yüzden kolları arasından çıkarak banyoya girdim. Aynaya baktığımda göğsümün morardığını gördüm. Galiba akşam kendimi çok kaybetmişim de bu ne ara oldu hatırlamıyorum. Hızla banyo alıp odadan çıktım. Saçlarımı havluyla sarıp mutfağa girdim. Fazla bir şey yoktu. Bekar erkek evi sonuçta. Ama kahvaltı yapa bilirdik. Çayı demledim, bir az peynir, zeytin, reçel, sonra ne varsa bulduysam sofraya yerleştirdim. Bir tek sıcak ekmek yoktu. Onu da Murat gidip alırdı. O yüzden beyefendiyi uyandırmam gerekiyordu. Odaya girdiğimde daha yeni uyanmıştı. Beni görünce " Günaydın Baharım. Nasılsın?" dedi " Günaydın Murat. İyiyim" diye bildim. Sonra gülümsedim. Onu görünce dün olanlardan dolayı utanmıştım. Yatdığı yerden kalktı ama çıplak olduğunu unutmuş her halde bana doğru geldi dudaklarımdan öptü. "Murat, çıplaksın" diyerek altdakını gözümle gösterdim. " Akşam zaten gördün. Görmende sakınca yoktur her halde " diyerek sırıtdı. Yanağıma öpücük kondurarak banyoya girdi. Arkasından "banyodan erken çık, ekmek al" diye bağırdım. " olur, giderim" diye cevap vermişti. Dediği gibi banyodan erken çıkmış ve ekmeği alıp gelmişti. Tabi simit almağı da unutmamıştı. Güzel bir kahvaltı yapmıştık. Mutfağı toplayıp yatak odasını toplamaya geldiğimde çarşafa deyen kan lekesini gördüm. Çarşafın hepsini çıkarıp yenisini sermiştim. Kirlileri çamaşır makinesine atarak yıkanmaya bıraktım. Evde bir kaç saat zaman geçirmiştik ki Sevda beni aradı. "Yeni yılın kutlu olsun, güzellik" " Senin de yeni yılın kutlu olsun, kardeşim" dedim ve bir az dün olanlardan konuştuk. Murat " Ee benim yeni yılımı kutlamak yokmu" diye Sevdayla olan konuşmama girmişti. Sevda " Siz birliktemisiniz? Ne zaman sizi bıraksam hep mıknatıs gibi bir-birinize yapışıyorsunuz. Senin de yeni yılın kutlu olsun kuzen" "Teşekkürler kuzen. Sana da mutlu yıllar" Sevda " Hadi bakalım. Tatile hazırmısınız?" Muratla birlikte " Ne tatili?" dedik. Unutmuştuk çünkü. Sevda bir şey istese elde etmeden vazgeçmez. Bahar " Ama biz sabah erkenden annemlere gideceğiz. Söz verdik. Gitmezsek olmaz" Sevda "Biliyorum, kardeşim. Haberim var zaten. O yüzden gelecek hafta sonu için size sürpriz bir hafta sonu tatilim olacam. Tabi parası Murat beyden" diye kahkaha atdı. Murat " Bahar da razıysa ben tamamım. Para konusun zaten dert etme. Senin yanında sözümü bozamam. Sonra dilinden düşürmezsin beni" diye oflamıştı. Konuştuğumuz gibi hafta sonu sürpriz bir geziye gidecektik. Ama onda önce Baharı annamelerin yanına götürdüm. Bayramlarını kutladıktan sonra akşama doğru evine bıraktım. Bavulunu hazırlamalıydı. Sonra ben de eve gidip küçük bir bavul hazırladım Sabahın erken saatinde Baharına evine gidip onu aldım ve havalimanına gitdik. Yolculuk boyu ikimiz de uyumuştuk. Bahar beni uyandırdığında artık uçak yere inmek içi hazırlanmıştı. Taksi bulmak için dışarı çıktımızda Baharın annesiyle babasının bizi bekledikıerini gördük. Bahar hemen koşarak onlara sarılmıştı. Sonra ben de babası ve annesiyle selamlaşmış, yeni yıllarını kutlamıştım. Baharımı mutlu görmek beni de mutlu etmişti. Onları çok özlemişti. " Aceba biz evlendiğimizde de böyle mi çok özleyecekti onları" diye içimden geçirdim. Öyle olursa onun özlemini gidermesi için hafta sonları yolculuk yapmamız gerekecekti. Baharın evine vardığımızda saat 12 civarıydı. Baharla annesi sofrayı hazırladıkları sırada ben de kayınpederimle konuşuyordum. O da artık bana alışmıştı. Önemli olan Baharı benimle mutlu gördüğü için artık sohbetlerimiz iyiydi. Hem ikimiz de mimar olduğumuz için ortak konularımız fazlaydı. İşinin ehli bir adamdı. Bir kaç defa ondan yardım istediğim bile olmuştur. Yemeğimizi yedikten sonra bir az sohbet etmiştik. Sonra Baharın halası, dayısı kuzenleri de biz geldiğimiz için onlara gelmişlerdi. Evde bir hayli kalabalık ortam vardı. Geceye kadar kalmış sonunda her kesin uykusu geldiğinde gitmişlerdi. Akraba işi iyiydi de. Çok fazla kaldıkları zaman adam kendini rahat hissetmiyordu. Hem yol yorgunluğu, hem de sohbetden kafam adeta davul gibi şişmişti. O yüzden Bahara sadece uykum geldi deyip hemen de uyumuştum. Uyandığımda saat daha 9 olmamıştı. İzmirde iki gün daha kalacaktık. 2 güne dönüyorduk. O yüzden gidenedek Baharla bazı yerleri gezecektik. Bahar bana İzmirin güzel yerlerini gezdirecekti. İlk geldiğimde de gezmiştik, ama o zaman farklıydı. O zaman kimse beni görmesin diye uğraşırken şimdi öyle bir derdimiz yoktu. Gönül rahatlığıyla gezebilirdik. Bahar bana İzmirin meşhur tatlılarından ısmarlayacaktı. İlk tadına baktığım İzmir bombası oldu. Önceden de yemiştim, ama İzmirde yemek başka bir tat vermişti. Diger yediğim ise samsades denilen tatlıydı. Bilmiyorum niye ama adını fazla duymamıştım. Şerbetli bir tatlıydı. Şekil olarak muska böreği gibi üçgen olan bu tatlı, ince açılan yufka ile hazırlanıyormuş. İçerisinde ise lor peyniri, tarçın ve şeker vardı. Tabi bunları bana Bahar anlatmıştı. O kadar da şekerli gıdalar tüketen biri değilimdir. Simitle kafayı bozduğum için bazılarının adını bile unutuyorum. Tatlıların tadına badıktan sonra Baharla Kordon boyunu el ele gezerek bir hayli yol katetmiştik. Daha sonra bir kaç yere gitmiş ve annemler için bile Bahar hediye almıştık. Tabi Sevdanı unutamazdık. Baldızım yoktu, ama baldızdan beter olmuştu bana. Hem baldız, hem kuzen, hem de kardeş bütün rolleri üstlenerek beni bazen çileden çıkara biliyordu, ama yine de onu çok severdim. Nihayet eve geri dönüyorduk. Uçak 10 dakikaya yere iniyordu. Bahar kafasını koluma yaslamış uyuyordu. Uyandırnak istemedim. Sevdanın bizi nasıl bir yere götüreceği beni endişelendirmişti. Sonuçta aklı bir karış havadaydı. Güvenli bir yere gitmemiz iyi olurdu. Hava da zaten soğuktu. Bahar daha yeni iyileşmişti, bir daha hastalanmasını istemiyordum. Geri dönmemizin üstünden bir kaç gün geçmişti. Bazen Sevdanın belki tatil işini unutduğunu düşünüyordum. Baharla buluşmuş kahvemi içiyordum ki, Bahara Sevdadan arama geldi. Benim de onunla olduğumu bildiğinde görüntülü konuşmaya geçti ve sürpriz tatilimizin yerini sonunda öğrenmiştik - Abanta (Bolu) gidiyorduk. Bakalım başımıza hangi hayırlı yoksa hayırsız olaylar gelecek.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD