Bölüm 1

607 Words
Arya; Bazı günleri diğer günlerden ayıran olaylar vardır. Bir anda meydana gelen ve kişinin hayatında köklü değişimler yapmak zorunda bırakarak akıldan bir türlü çıkamayan günler. Bende öyle bir güne uyanmıştım. Haberim olmadan hayatımda köklü değişimler yapmama sebep olacak kişiyle böyle bir günde tanışacaktım. İnsan kaderinin kurbanı oluyor bazen. Ben de tam da bugün kaderimin kurbanı olacaktım. "Hazır mısın?" "Hazır sayılırım." diyerek odamdan bağırarak Kaan'a cevap verdikten sonra nereye fırlattığımı tam olarak bilemediğim çantamı bulmaya çalışıyordum. Odamın kapısı hızla açılırken Kaan destursuz bir şekilde odaya girmişti. "Son yarım saattir hazır sayılırım diyorsun tek başıma gideceğim artık!" "Bağırma bana!" diyerek ben bağırdığımda yüzünü değişik şekillere soktu. "İki saat önce hazırlandım Arya. Hazırım çıkalım demiştin o zamanda. Gidiyorum ben!" Arkasını dönüp odadan çıktığında meydana getirdiğim dağınıklığı arkamda bırakarak koşarak odadan çıktım. "Bu defa gerçekten hazırım. Çantamı bulamıyorum sadece. Biraz daha bekle." "Yolu biliyorsun kendi başına gelirsin." diyerek kapıyı açmaya yöneldiğinde elimde hazırda bulundurduğum ama bir kere bile kullanamadığım kozumu kullanmaya karar verdim. Bazen birilerine bir şey yaptırmak için zora başvurmak gerekiyordu. Bende Kaan'a istediğimi yaptırmak için zora başvuracaktım. "Aaaa Kaan bak burada ne varmış?" diyerek telefonumda bulunan bir fotoğrafı açarak ona gösterdiğimde kapının kolundan elini çekerek bana döndü. "Sen nereden buldun bunu?" "Bizim de birtakım yöntemlerimiz var, meslek sırrı." "Sil onu çabuk." "Telefondan silsem ne olur orijinali duruyor." İstemsizce kahkaha attığımda Kaan'ın bakışları daha da öfke barındırmaya başlamıştı. "Ne yapabilirsin ki?" İmalı bir şekilde "Ne yapabileceğimi çok iyi biliyorsun." dediğimde elini kapının kolundan çekerek yavaşça salona doğru ilerlemeye başladı. "Doğru yoldasın yakışıklı." dedikten sonra dağınık bir şekilde bıraktığım odama geri döndüm. "20 dakikan var sonra gerçekten umursamadan çıkar giderim." Kaan'ın bu dediğini ciddiye alamıyordum elimdeki fotoğrafı gördüğünden ve onunla yapabileceğim şeyleri bildiğinden dolayı benden izin almadan oda bile değiştirmeyeceğine emindim. Kaan bu fotoğrafta 3 veya 4 yaşındaydı ve üzerinde bana ait olduğunu düşündüğüm bir elbise, ayağında ise annemin ayakkabısına benzeyen bir topuklu ayakkabı vardı. Boynuna takmış olduğu taşlı değişik kolyeler ise ona biraz ağır gelmiş ve boynu istemsizce bükülmüştü. Dudağındaki cırtlak pembe ruj ve yanaklarına sürmüş olduğu kırmızı rujdan bahsetmeden geçemeyeceğim. Anlayacağınız bu fotoğrafta Kaan, Kaan olmaktan çıkmış Kaaniye olmuştu. Bu fotoğrafı sınıfa yayacağımı bildiği içinde dediklerimi seve seve yapmak zorundaydı. Son bir umutla eğilerek yatağın altına baktığımda çantamı sonunda bulabilmiştim. Eşyalarımı o kadar gereksiz yerlere bırakıyordum ki bulabilmem bende büyük bir mutluluğa sebep oluyordu. Çantamın içindekileri kontrol ettikten sonra odamı akşam toplayacağımı düşünerek odadan çıktım. Tabii annem bizden önce eve gelip arkamdan bir sürü laf sayarak odayı toplamazsa bu düşüncemi akşam uygulamaya dökebilirdim. "Hazırım hadi çıkalım." Kaan hızlı bir şekilde evden çıktığında bende peşine takıldım. Bugün en yakın arkadaşımızın doğum günüydü. Kaan da ben de hediye almadığımız için erkenden gidip öncelikle hediye almalıydık. "Yetişebileceğimize inanıyor musun?" Kaan apartmandan çıkarken sorduğu soruya yanıt arayarak kuşkuyla bakıyordu yüzüme. "Abartma Kaan saat daha bir. Yedi diye ayarlamadık mı buluşmayı?" "Senin hediyeye hemen karar verebileceğini sanmıyorum." "Sanki senin hediyen hazır!" Benim söylediklerim tartışmanın sonunu getirmişti. Kaan'la sözlü tartışmalarımız kısa sürerdi ama fiziksel kavgalarımız için aynısını diyemezdim. Ufak ufak başlayan kavgalarımız sonunda büyük kavgalara dönüşüyor annemin bize savurduğu ve yapabileceğini bildiğimiz tehditler sonucu anca duruluyordu. Kardeş olmak bunu gerektiriyormuş gibiydi. Bazen kavga ama çoğu kez sevgi barındırıyordu içinde. Ne kadar çok kavga da etsek sonucunda birbirimizi asla bırakmayacağımızı biliyorduk. Bazen bilmeden birbirimizin canını yaksak da bizden başka biri bize asla zarar veremezdi. Ben Arya Korkmaz hiçbir vasfı olmayan, hayatını ailesini mutlu etmeye ve gururlandırmaya adamış bir kızım. Kaan ise benim ikizim. Aynı gün aynı anda gelmişiz bu hayata. O zamandan belli olmuş olmalı birbirimizi hiç bırakmayacağımız, karşımıza çıkan bütün zorlukları birlikte aşacağımız... Hayat denilen bu hengâmeye benimle birlikte doğmuş olması bunu gösteriyordu. İnişli-çıkışlı, bolca mutluluk içeren bolca hüzünü de eksik olmayan hayatıma hoş geldiniz.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD