23. Bölüm ( MİT )

2751 Words
Kaya abi masum bir ses tonuyla " Varlığından haberi var ama geldiğinden haberleri yok. " dediğinde Cihangir abiye baktım . Bakışlarımdan nedenini sorduğumu anlamış olacakki " Bana bakma çiçeğim öyle . Zaten biz ev ayarlayalım . Gelecekler buraya . Onlarında zaten tayini çıktı ama ev bulacağız önce . Bu yüzden de gelince görücekler diye haber vermedik . " dediğinde ona kötü kötü baktım . Telefonumu elime alıp 3 yengem için görüntülü grup araması yaptığımda timin hepsi beni izliyordu . İlk açan Deniz abinin eşi Sebahat ablaydı . Kameraya sarı saçları ve ela gözleriyle girmişti . Yüzünde biraz şok vardı . Görevden geldimi söylemediğim için şok yaşıyordu galiba . Sonraki açan Cihangir abinin eşi Elif abla girdi kahverengi saçlarıyla . Çocuk ve iş koşuşturmasından yorgun bakan kahve gözlerinden hâla olayı idrak edememişti . Olayları idrak etmelerini sağlayan yeni katılan ve katıldığı gibi " Aysima dönmüşsün " diyen Ali nin eşi Ayşeydi . Kahverengi saçları dağılmış , ela gözleri kızarmış bir şekilde telefona bakıyordu . Yeğenim galiba yormuştu onu . Hepsi sorularını sıralarken sorulardan çıkmak amacıyla ve ayrıca kaos olsun diye " Yengelerim bana değil onu kocalarınıza sorun . " diyerek arka kameraya çevirerek teker teker kocalarını gösterdim . Kayra , Kaya abi ve Asaf abi bu hallerine gülerken diğerleri sinirle bana bakıyordu . Tam bana bir şey diyecekleri zaman yengelerim aynanda " Kıza bir şey diyip yaparsanız sizinle 1 hafta konuşmayız görürsünüz . " dediklerine sırıttım . Tek elimle telefonu tutarken diğer elimle çatalıma makarnamı dolayıp yedim . Şuan çok zevk alıyordum . Kaostan besleniyorum ben yaa . O sırada telefonuma düşen çağrıyla timin bakışları bana döndü . Ben çağrıyı yukarı atıp reddettiğimde yine aramıştı . Ortam müsait olmadığından yine reddettiğimde mesaj atmıştı Özcan başkan . Bu yüzden yengemlerle konuşmayı bitirmiştim . Özel saatime gelen çağrı ile durumun ciddiyetini anlamıştım . Tim ile hızlıca yemeğimi yiyip kalktığım için merak etselerde bana güvendikleri için susmuşlardı . Cihangir abilerden ayrılıp MİT in gizli karargahına giderken bir yandan Özcan başkanı aramıştım . Ama açmamıştı . Yıkık dökük olan eve gidince hızla 2. kata çıktım . Duvardaki özel yere barmak izimi girerken şaka şaka . O kadar da değil . Kendi düşündüğüme kıkırdadım . Biri görse deli zannederdi muhtemelen . Bir araba tamircisine girdim . Arabayı park ettiğimde içerden 35 li yaşlarda esmer kahverengi ve uzun kıvırcık saçları olan giydiği kıyafetler bakımından tamirci gibi gözüken bir abi bana yaklaştı . Adamın uzun boyu nedeniyle kafamı kaldırmak zorunda kalıyordum . Tahminen 2 metre olmalıydı . Gerçek tamirci olmadığını biliyordum . Özellikle şuan belindeki silaha uzanması benim için sorun teşkil ederken daha fazla gerilmemek amacıyla sağ bileğimi hafif kaldırarak bilekliğimi be özel saatimi ortaya çıkardım . Bilekliği bir süre inceleyip tanıdığında arkasını döndü . Bende arkasından ilerlerken arkama bakıyordum . Aslında normal bir bileklik ve saat gibi gözüküyordu . Sadece özel bir şekli vardı ve ikisini hep aynı anda takardık . Ama bence daha iyi bir koruma sistemi bulabilirdiler . Çalınırsa ne olucaktı . Arka odalardan birine geldiğimizde abi içecek makinesinin düğmelerinin olduğu yere bir şifre girdi . 1881 girdiğinde yüzümde hafif bir tebessüm olmuştu . Bazılarına göre çok kolay olsada bu şifreyi gimeden önce yıldız , yıldız , sıfır , yıldız ve üç kere okey tuşuna basmış sonra 1881 i girip bir daha okey tuşuna basmıştı . İçecek makinesi bir kapı gibi açıldığında abi içeri girdi . Bu sırada da düşündüğüm tek şey acaba o içeçek otomatının içindeki içecekleri alabiliyor muyduk yoksa sadece göstermelik miydi ? . Abinin bana baktığını hissedip otomata tuhaf tuhaf bakmayı kestim . Abinin arkasından içeri girdikten sonra abi kapıyı içerdeki iki düğmeden kırmızı olana basıp kapatırken benden önde onu izliyordum . Karargaha defalarca gelmiştim . Ama içeri ilk defa giriyordum . Genelde kapısından alıcağım dosyaları alıp eve geçerdim . Ama Özcan başkan acil çağrı atıp sonrada telefonları açmadıysa önemli bir şey olduğu anlamına geliyordu . Toplantı salonuna parmak izimi okutup girerken içeriyi incelemeye başlamıştım . İçerde olan 9 kişi den sadece 1 ini tanıyordum . O da Özcan başkandı zaten . Ama anladığım kadarıyla bilgisiyar başında oturan ikiliden biri siber uzman diğeri ise analistti . Analist olmasını yanındaki tabloya asılmış bir sürü kağıt ve yapılan analizlerinin yazması ile emin olmuştum . Analist olan siyah saçlı siyah gözlüydü . 35 yaşlarında vardı galiba . Siber uzmanı ise 25 yaşlarındaydı . Kahverengi saçları ve kahverengi gözleri vardı . Diğer 6 kişi ise 3 kız 3 erkekti . Kızlardan biri 33 yaşlarında biri 27 yaşlarında sonuncusu ise 25 yaşlarında olmalıydı . 33 yaşında olan kumral saçlı renkli gözlüydü . 27 yaşında olan siyah saçlı siyah gözlü ve buğday tenliydi . 25 yaşında olan ise kahverengi saçlı yeşil gözlüydü . Erkeklere baktığımda birisi 43 lü yaşlarda diğer ikisi 35 yaşlarında duruyordu . 35 yaşında duranlardan biri beni getiren abiydi diğeri de siyah saçlı buğday tenli mavi gözlüydü . 43 lü yaşlarda olan ise kumral saçlı ela gözlüydü . Saçlarında beyazlar onu olduğundan daha yaşlı gösteriyordu . Zaten erkeklerin hepsinin boyu 1.80 - 1.90 vardı . Kızlarınki ise 1.70 lerde olmalıydı . Özcan Başkan kimseyi umursamayarak yanıma gelip " Arkadaşlar bu Aysima . Kendisi hem özel kuvvetlerde istihbaharatçı hem de MİT te . Saha görevlerinin bazılarına katılarak yardım edecek . Şimdiki Madrid görevine sizinle gelecek . Bilgileri verin sonra sizinle son kez burada bir toplantı yapalım . Ayrıca sizden sorumlu kişi o olucak . " dediğinde hepimiz onaylamıştık onu . O da odasına girmişti . Biz birbirimize bakarken buna erkeklerden siyah saçlı ve mavi gözlü olan kendini işaret ederek " Ben Giray . İstihbaharatçıyım senin gibi " dedikten sonra beni getiren abiyi işaret ederek " Bu Metin " dedi . Sonra 43 yaşlarda olanı göstererek " Sedat abi " dedi ikisinede kafa selamı verince onlarda aynı şekilde vermişlerdi . Sırayla siber uzmanı ve analisti göstererek " İbrahim ve Aydın " dedi . Onlara da aynı şekilde kafa selamı verip kızlara döndüm . Kızlara dönmemle bir kız bana sarıldı. Baktığımda 27 yaşlarında olan siyah saçlı olan kızdı . Sarıldıktan sonra geri çekilip " Ben Ezgi Nehir " dedi . Bu kız benim kafadandı anlaşılan . Diğerlerine döndüğümde 25 yaşlarında gözüken kız sakince gülümseyerek " Ben Gizem " dediğinde bende aynı şekilde gülümsedim . Yani benim zaten adımı biliyorlardı . Bir daha adımı mı söylemeliydim ? Bence böyle daha iyiydi . 33 yaşlarında duran kadın ise yüzündeki ciddi ifadeyi bozmadan " Ben de Beliz " dedi . Bu kadın çok ciddiydi . Yüzümü buruşturmak istesemde yanlış anlamaması için tutmuştum kendimi . Herkes hafif birbirine bakarken ellerini birbirine çarparak " Hadi bakalım . Tanıştığımıza göre şimdi işe geçelim . Bilgileri verelim de hanımefendiyi bekletmeyelim " dedi imayla . Şimdi anlamıştım . Ben onların aradığı an gelmediğim içim böyleydi . Sinir bozacak bir şekilde sırıtıp " Ben senin derdini anladım Beliz abla . Sen biraz geç geldim diye kızdın ama şöyle bir sorun var ki . Ben ölü değilim . Burada yatıp kalkmıyorum . Yani bir de asker olduğum için . Yani açamadım çünkü ortam müsait değildi . Zaten sonrada hemen çıkıp geldim " dedim gülümsemeye devam ederek. Ahh evet . Bu arkadaşlar mantık olarak 5 ay önce olan zincirleme araba kazasında ölmüştü . Ama zincirleme araba kazası diye bir şey olmaması beni düşündürmüştü . Hafif bir araştırmayla gerçek olmadığını anlamıştım . Zaten Özcan başkana da sorunca ne kadar istemesede bütün her şeyi anladığım için onaylamıştı düşüncelerimi . Herkes aramızdaki gerginliği anlamış olacakki konuyu dağıtmak için İbrahim hemen öne atlayıp beni yanına çekip bir şeyler ayarladı . Ekranda çıkan fotoğrafı gösterip " Adamımız bu . İspanyanın bilinen iş adamlarından . O yüzden adamı düzgün bir kanıt olmadan alamıyoruz . Dokunduğumuz bilinse bile olay çıkar . O yüzden sadece uyuşturucu satışını engelleyip malları alacağız . Burada sattığı adamı da ele geçirip doğru hapse atacağız . " dediğinde onaylar şekilde kafamı salladım . Giray sözü devralıp " Madrid de ki bir kafede buluşacaklar . Ünlü bir yer değil . Sakin göz önünde olmayan bir yer istediler galiba . " dedi . Sonra " Kafe bu " diyip eliyle İbo nun bilgisiyarını gösterdi . İbrahim in bilgisiyarına döndüğümde ' Café Angélica ' bir kafe gördüm . Oldukça güzel bir kafeydi . Ama aklıma takılan bir şeyle Giray a dönüp " Adam ünlü ? " dedim sorar bir sesle . Giray onaylar bir şekilde kafasını sallarken " Evet . Ünlü . Neden sordun ki ? " dediğinde " Adam ünlüyse göz önüne çıkar bu toplantı . Bu kadar açık bir yerde ve halkın arasına karışması . İlginç " dediğimde diğerleri de bu olasılığın üstüne düşündü . Metin abi " Adam sık sık halkın içine karışıyor . Oralarda bizimki kadar büyük şeyler olmuyor ünlülere karşı . Belki göze aldığı bir şeydir . Dışarıya halkın içine karışıp arkadaşıyla bir kafeye oturmuş gibi göstericek olabilir " dediğinde bir kaç kişi onaylamıştı . Bende onlara kafa salladığımda Sedat abi " 1 saat sonra uçakla İstanbul a geçeceğiz . Oradan da Madrid e " dediğinde kafamı salladım . Bütün herkes dağılırken bende Özcan başkanın odasına gittim . Kapıyı tıklattığımda içeriden gelen " Gel Aysima " sesiyle gülümsedim . Beni bu kadar tanıması hoşuma gidiyordu . Aklıma bir şeylerin takılacağını biliyordu . Kapıyı yavaşça açıp içeriye girdiğimde " Başkanım müsait misiniz ? " dedim . O da kafasını sallayıp eliyle önündeki koltuğu göstererek " Gel otur Aysima " dedi . Kapıyı arkamdan kapatıp koltuğa oturduğunda o da kendi yerinden kalkıp karşıma oturdu . Bana had sor gibi bakmaya başladığında gülümsedim . Şüpheci bir tavırla " Başkanım . Ünlü birisinin halkın içine karışıp bu kadar normal bir şekilde bu pazarlığı yapması bana şüpheli geldi . Kaynaktan emin miyiz ? İstihbaharat kesin mi ? " dediğimde hafifçe başını salladı . Sıkıntılı bir yüz ifadesiyle " Valla Aysima bende aynı şeyi düşünüyorum ama istihbaharatta kesin kaynaktan da eminiz . " dediğinde usulca başımı salladım . Gitmeden önce diğer aklıma takılan soruyu sormak için biraz gevşeyip " Başkanım siz hadi arada geliyorsunuz ? Ama şimdi fark ettim sizin ve " diyip kafamla içerdekileri gösterip " Onların Ankara da olması gerekmiyor mu ? Niye buradasınız ? " dediğimde hafif sırıttı . Onun da ciddiyeti buraya kadardı demekki . " Senin hasretinden öldüm Aysima . O yüzden buradayız " dediğimde küçük bir kahkaha attım . Gülümseyerek " Başkanım gerçekten soruyorum . " dediğimde yüzünü buruşturdu . İkimizde harika oyuncuyduk ama maalesef birbirimizin içini biliyorduk . Yüzünü sıvazladıktan sonra " Asıl olarak Ankaradayız 3 aydır . Ama 1 ay önce buraya geçtik . Belli bir süre . Şuan geri dönüş zamanımız belli değil . Irak ile diplomatik ilişkilerimiz kötüleşti . O yüzden Irak a yakın olan bir yere geldik . Irak operasyonlarımız bu ara çok var . O yüzden buraya taşındık . " dediğinde kafamı anladım anlamında salladım . Yüzünü üzgün bir ifadeye sokup sesini titreterek " Ama sen beni istemiyorsun . Anladım ben . İnkar etme . Gidiceğim ben buradan . " dediğinde ciddi bir şekilde yüzüne baktım . Belli olan bir şekilde üzülmüş gibi yapıp " Tühh . Bende anlama diye o kadar uğraşmıştım . Neyse madem anladın . O zaman git halamdan da uzak dur . " dediğimde kaşlarını çattı . Trip atar bir şekilde " Halandan uzak durmuyorum ama seninle küstüm . Hıh " dediğinde güldüm . O da rolünü bozup " Eve git hazırlan . Havaalanında da buluşursunuz . Telefon numaralarını almayı unutma . " dediğinde kafamı sallayıp kapıya doğru ilerledim . Kapıyı açmak için elimle kapı kolunu tuttuğumda aklıma gelen ile arkamı dönüp " Başkanım , Süleyman albaya haber verecek misiniz ? " dediğimde kafasını belli belirsiz salladı . Derin nefes verdikten sonra " Bu olayı üstler ve siz dışında kimseye söylemem lazım . Süleyman a da üstün körü anlatıcam . O da yokluğun için bir şey bulur . Öncekiler gibi bir şey yazamaz ama buna . O kadar kolay olmayacak . Madrid de görülmen için sağlam bir bahane bulmalıyız . " dediğinde hâla ne bulsam diye düşündüğünü fark ettim . Sonra kafasındaki düşünceleri atmak için kafasını iki yana sallayıp " Bunun sen düşünme . Biz hallederiz Süleyman ile . Aysima orada çok dikkatli ol . Hiç içime sinmiyor bu operasyon . Ama o operasyon tuzak değilse ihtimalini de düşünmemiz gerekiyor . " dediğimde kafamı onaylar anlamda salladım . Tuzak olma ihtimali çok yüksekti ama tuzak olsada olmamada o bilgilere ihtiyacımız vardı . Özcan başkanın konuşmasıyla ona döndüm . " O yüzden 2 , 3 hatta 4 , 5 , 6. planlarını yap . Oradan kendin ile birlikte hepsini canlı çıkartman lazım . Anlaşıldı mı ? Hiç kimse orada olduğumuzu bilmemeli . Onlar ölü . Sende askersin . Yakalanırsanız diplomatik kriz olur . Sizi asla tek bırakmayız , orada kalmanıza izin vermeyiz ama ülke zora girer . Anladın dimi Aysima ? Sana güveniyorum kızım . Sen yaparsın . " dediğinde gülümsedim . Kendimden emin sesimle " Siz hiç merak etmeyin başkanım . Öyle bir şey olmayacak . Sağ Salim gelicez . O uyuşturucuların nerede olduğunu , ne zaman , nereden ülkeye gireceğini , kiminle anlaştığını , her şeyi öğreneceğiz başkanım . " dediğimde gülümsedi . Kafasıyla çık işareti yaptığında onaylayarak odadan çıktım . Çıkışa doğru giderken gördüğüm Metin abi ve Giray ile onlara yöneldim. İkisi büyük ihtimalle yaşıttı ama galiba davranış şekilleri yüzünden birine abi derken diğerine demiyordum . Giray oldukça arkadaşça sanki 40 yıllık arkadaşmışız gibi davranırken , Metin abi daha soğuk davranıyordu. Yanlarına gittiğimde " Giray , Metin abi bana numaralarınızı verir misiniz acaba ? Ben evime geçip acil durumlar için yaptığım küçük bavulumu alıp geçicem uçağa . Havaalanında buluşuruz . " dediğimde kafalarını sallamışlardı . Telefonumu açıp onlara uzattığımda ilk önce Metin abi alıp girdi numarasını ve bana uzattı . Onu Metin abi diye kaydedip bu sefer Giray a uzattım telefonumu . Giray telefonumu alıp girdiğinde hemen vermedi . Bir dakika kadar benim yüzüme bakıp bir şey düşündükten sonra aklına gelmiş olacakki hemen bir şeyler yazıp verdi . Telefonuma baktığımda kendini ' Hayatımdaki en yakışıklı adam olan Giray ' yazmıştı . Giray a dönüp " Giray paragraf yazsaydın . ' Hayatımdaki en yakışıklı adam olan Giray ' ne yaa " dediğimde sadece sırıtıp omuz silkmekle yetinmişti . Tabi metin abi bunu görüp kafasını bu adam olmaz dercesine iki yana sallamıştı . Bende gülerek çıktım . Kapının olduğu yerdeki kameralara bakıp birisi var mı diye inceledim . Arabamın yanında dolanıp bir şeyler bakıp arayan birisi dışında hiç kimse yoktu . Hızlıca içeriye dönüp Metin abiye döndüm . Hızlı girişimle zaten herkes bana bakmıştı . " Metin abi dışarda arabamın etrafında biri var . Etrafı inceliyor . " dediğimde hızla kapıya ilerleyip beni geçti . Diğerlerini çok takmadan İbrahim e dönüp " İbo kamera kayıtlarına bak bakayım . Bir şey koymuş ya da almış mı ? " diyerek bende çıktım hızlıca . Kapıya gittiğimde açık gördüğümde kaşlarımı çattım hızlıca çıkıp dışardan kapattığımda aşağıdan bağırma sesiyle hızlıca oraya indim . Arabamın yanına gittiğimde Metin ve adam karşı karşıya gelmiş birbirine kitlenmiş bir şekilde bakıyorlardı . Yanlarına gittiğimde adamın " Sende adamlığını bil . Dükkanında bekle " dediğinde kaşlarım çatıldı . Ne diyordu bu adam . Adamın bir kaç adım geri gidip " Sizinle mi uğraşacağım . Başka bir tamirci çağırırım . " diyip uzaklaşmaya başladığında Metin abiye döndüm . O da anlamaz bir şekilde adama bakıyordu . Telefonumun titremesiyle ona baktığımda Giray arıyordu . Açtığım gibi " Aysima arabanın altına bir şey koymuş . " dediği gibi telefonu kapatıp Metin abiye döndüm . Adam fark etmesin diye sessizce " O adam arabanın altına bir şey koymuş . Tut kaçmasına izin verme abi . " dediğim gibi hızla uçmuştu adama doğru . Adam onun koştuğunu anladıktan sonra o da koşmaya başlamıştı . Ben koşmayıp arabanın altına eğildiğimde motorun altında gördüğüm bombayla derin bir nefes aldım . Karışık bir bomba değildi . Aksine basit ama etkili bir düzenekti . Araba çalıştıktan sonra motor ısınacak ve motorla birlikte bomba da ısındığı için patlayacaktı . Bombayı yavaşça çıkardığımda arkamda kızlar , Sedat abi ve Giray vardı . Elimdeki bombayı onlara gösterdiğimde şaşırmamışlardı . Giray ile bir süre bombayı inceleyip ortak bir karar kıldığımızda direk kesmiştik . Bombanın patlamamasıyla Giray eline aldı . Yukarı atıp tutarken sırıtıyorduda . Arkamızdan gelen seslerle oraya döndüğümüzde şaşırmıştım . Adamı hırpalayan bir Metin abi bulmuştuk çünkü . Ama zaten sıkıntı şu ki bomba koyduğu için değil onu koşturduğu için kızıyordu . Adamda kuzu kuzu dayağını yiyor ve sessiz kalıyordu . Diğerlerine dönüp " Ben kaçar " dediğimde gülmüşlerdi . Arabaya bindiğim gibi eve sürmüştüm . Eve geldiğimde buzdolabına ' Ben göreve gittim . Özleyin beni ' yazıp magnetle asmıştım . Odama girip acil görevler için hazırladığım bavulu aldım . Yandan komodinin üzerindeki silahımı ve susturucumu aldım ve belime taktım . En sonki uçak saldırısından sonra susturucumu ve silahımı yanımdan ayırmıyordum .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD