16. Bölüm ( Eğlence )

2044 Words
Açılan kapı ve gelen sesle bilincim açılırken odadan hâla hiç ses çıkmaması dikkatimi yine çekti . Açan kişi bile çok yavaş açmıştı . Sırf ben rahat uyuyayım diye mi böyle dikkatli ve sessiz davranıyorlardı . Belki de ben duymamıştım konuşmalarını . Ama hâla ses gelmeyince benim duymamamla bir ilgisinin olmadığını anlamıştım . İçeri giren kişi karşımdaki koltuğa oturduğunda bir kaç mırıldanma oldu aralarında . Anlamamıştım ne konuştuklarını çünkü ben hâla yarı uyuyordum . Tam yeniden uykuya dalacağım sıra kapının hızlıca açılması ve Özcan başkanın sesini duymamla hızla ayağa kalkıp yanına gittim . Biz bakışırken onun bana tuhaf tuhaf bakması sonucu kaşlarımı çattım . Ne olduğunu anlamamıştım . Niye tuhaf tuhaf bakıyordu . Tuhaf tuhaf bakmayı kesip " Aysima sen yaralısın ayakta ne yapıyorsun ? " diyince ona bakmaya devam ettim . Cevap vermeyeceğimi anlamış olmalı ki " Cevap ver bana Aysima " dedi . Cevap vermek için ağzımı açtığım gibi lafı ağzıma tıktı . " Sus cevap verme bana Aysima " deyip koltuğa oturttu . Kendisi de yanıma oturunca ona ters bakışlar atıyordum . Herkes birbirine tuhaf tuhaf bakerken Özcan başkan " Ben MİT müsteşarı Özcan , sizinle tanıştığıma hiç memnun olmadım . " dediğinde ben kıkırdadım . Sırf bana hain sıfatını yapıştırdıkları için böyle davranması çok hoştu . Babam uzakta olsada her an arkamda durarak bana baba şevkatiyle yaklaşıyordu . Ve sanki babam yanımdaymış gibi hissettiriyordu . Beni ikizi Süleyman albayla birlikte eğitmişlerdi ama Özcan başkanın emeği Süleyman albayın emeğinin 10 katı filan olmalıydı . Kafamı onun omzuna yasladığında o da saçımı okşamaya başladı . Ben yine mayışırken bunun nedeninin fiziksel olarak güçsüz düşmem olduğunu net bir şekilde biliyordum . Kenan yüzbaşının sesiyle ona baktım . " Siz Süleyman albayla konuşmaya gelmiştiniz . " dediğinde Özcan başkan sırf onun inadına ters bir şekilde " İkizmi ziyaret ederken sana mı sorucam . Evet ziyaret ettim . " dedikten sonra sorar bir tonda " Yani ? " dedi . Sonra bana dönüp " Ayrıca Aysima soruşturma düştü ve merak etme siciline böyle bir şey yansımayacak . Hiç böyle bir şey olmamış gibi devam ediceksin . Ben verecektim aslında buraya geldiğimde ama sen bizzat savcının vermesini söylemişsin o yüzden Süleyman tugaya döndüğünde savcının vermesini istedi . " dediğinde herkes susmuştu . Ben gülümseyerek sarıldım Özcan başkana . O da bana kollarını doladığında huzur bulmuştum. Gözlerimi kapatıp koltuğun üstüne bacaklarımı da çıkarttım . Özcan başkan bana döndüğünü ve baktığını hissederken umursamadım . Hafif endişeli bir sesle " Aysima seni cidden iyi hırpalamışlar . Ben geldiğimde zaten uyuyordun şimdi yine uyuma mooduna geçtin . Süleyman a da söyleyeyim de sana 1 hafta izin versin . Yaraların toparlansın öyle gel sen " dediğinde hızla omzundan doğrulup gözümü bölerttim . İtiraz eder bir sesle " Başkanım hayır gerek yok cidden . Ayrıca ben zaten bir türlü düzgün bir şekilde başlayamadım göreve . Hep kaçırıldım , yaralandım , yakalandım . Lütfen başkanım yapmayın , etmeyin . Gözünüzün çapağına ekmek banıp yiyeyim." dediğimde yüzünü buruşturdu . Ben de ne dediğimi idrak ettiğimde aynı şekilde yüzümü buruşturup " Yok onu yapmayayım . Neyse konumuza dönelim . Lütfen başkanım daha fazla izin istemiyorum " dediğimde benim inadıma sırıtarak " Cık . Alıcaksın o izni " dedi . Ona bakıp " Hayır . Ben gayet iyiyim . Bir an önce mesleğime dönmek istiyorum . Valla hiç turp gibiyim diyemeyeceğim . Çok güzelim maşallah ama fiziksel olarak da çok güçlüyüm . " dedikten sonra bilerek gözlerimi doldurup sesimi titreterek " Lütfen başkanım , bana bunu yapmayın . " dediğim de Kenan yüzbaşı " Kızım bir dur yaraların ağır . Biraz dinlen " dedi . Ona dönüp boş bakışlarımı attım . Affetmiştim ama eskisi gibi canlı , eğlenceli , neşeli ve samimi olamıyordum onlara . Belki daha yeni bir olay olduğu içindir . Bilmiyordum ama şuan onlara soğuk yapmayı bırak konuşmak bile istemiyordum . Tabi Mete ve Çetin abiyle hiç bir sorunum yoktu . Çetin abi bana dönüp " Aysima , yaraların ağır biraz dinlen kendini toparla öyle gel abicim . " dediğinde ona gülümsedim . Sıcak bir sesle " Yok abi ben gayet iyiyim valla bak . Merak etme ." dediğimde bu sefer Mete " Abla gerçekten yaraların ağır . Azıcık dinlen . İyileşene kadar . " dedikten sonra eliyle azıcık işareti yapıp " Azıcık dinlen ya . Azıcık . Minnacık " dedi . Yalandan ona kaşlarımı çatıp " Çocuk mu kandırıyorsun Mete . Sen beni çocuk mu sandın ? Azıkcıkmış . Bir de şey yap istersen . 1 gün benim için , 1 gün Özcan başkan için , 1 gün Çetin abi için dinlen de . Hee nasıl olur ? Belki daha inandırıcı olur . " dediğimde bana bakıp sırıtmıştı büyükçe . Aynı sırıtışla " Abla 1 gün Çetin abi için , 1 gün Özcan başkan için , 5 günde benim için dinlen . Valla bizi seviyorsan dinlenirsin . Dinlenmezsen sevmiyor sayarım . " dediğinde hızla doğrulup yanımda ki yastığı alıp kafasına fırlattım . Bana şok olmuş masum köylü bakışlarını atıyordu . Ona gözlerimi kısarak bakıp " Ayyy , hoşşştt . Uzak durun benden . Dinlen diyorlar . Şaka gibi " diyip bir kaç küfür mırıldandım çünkü Özcan başkan bana inanmış gibi bakmıyordu . Hepsinde göz gezdirip " Hayır , beni hiç bir kuvvet mesleğimden uzak tutamaz . " dedim kendimden emin ve net sesim ve duruşumla . Özcan başkan bana bakıp alayla sırıtırken tek kaşını da kaldırmıştı . Bu sırıtmanın altından bir bokluk çıkacağına emindim ama kendimden emin tavrımdan ödün vermeden koltuğa yaslandım . Kaç dakikadır küçücük odanın içinde yakalamaca oynuyorduk. Daha doğrusu Özcan başkan beni kovalıyor ben kaçıyordum . Bunun nedeniyse Özcan başkan doktor getirmişti ve muayene olursam en az 1 hafta mesleğimi yapamazdım . Normalde sorun etmezdim . Ne de olsa her asker önem verirdi sağlığına ama hain damgası yiyip bir daha mesleğe dönememe korkusu bana yetmişti . Ayrıca zaten ben aylardır düzgün bir şekilde mesleğimi yapamıyordum . Hainlerin arasında kaldığım 1 yılı da sayarsak bana yetmişti bu uzak kalma . O yüzden uzak kaldığım 2 - 3 gün bile bana yetmişti . Tabi ben muayene olmak istemeyip fare Jerry gibi kaçmaya başlayınca kedi Tom olmak da Özcan başkana düşmüştü . Kendi düşüncemle yeniden kıkırdayıp yavaşlarken arkadan gelen Özcan başkanın sesiyle yeniden hızlandım . " Aysima ben yaşlı başlı adamım bak kalpten gidersem söyleyeyim mezarıma ' Gerizekalı Aysima nın inadı yüzünden gitti ' yazdırırım " dediğinde kahkaha atmıştım . Odanın içindekilerde bu halimize gülüyordu . En sonunda birden havalandığımda " Ayyy büyük kötü yaşlı kalp hastalığı olan kurt beni aldı , götürüyorrrr . Yardım edinnn ! . Komşularrr . Ham yapıcak beni " dediğimde herkes gülüyordu . Zorla beni doktor amcanın önüne oturttu ve sırıtmaya başladı . Sonra kaşları çatılırken kafamın arkasına sertçe vurup " Büyük kötü yaşlı kalp hastası kurt öyle mi Aysima ? " dediğinde şirince sırıtmıştım . O da ilk başta sahte bir sinirle baksada sonradan gülüp saçımı öpmüştü . Doktor amcaya kötü bakışlarımı attığımda yutkunsada Özcan başkana dönüp " En az 1 hafta izinli " dedi Şerrooo . Yazdım bunu doktor amca . Ben bunun hesabını sorarım sana . Herkes zafer gülümsemelerini atarken somurtarak oturmaya devam ettim . Somurttuğum gören Özcan başkan kahkaha atınca ona melül melül bakıp " Aşk olsun başkanım " dedim . O daa gülüp dediğimi alaya alarak " Bu yaştan sonra olmaz Aysima olmaz . " dedi . Lafın gelişi söylediğimi bildiği hâlde habire onu evlendirmeye yönelik konuştuğum için ona karşı yine tavrını ortaya koymuştu . Banane ben Özcan başkanı evlendirmeden rahat edemicektim . Ya evlenicek ya evlenicek . Ya aşık olarak ya aşık olarak . Her türlü evlenecek bu adam ya. Herkes hazırda beklerken özcan başkan " Aşağıda bizi bekleyen diplomatik araçlar var . Hepimiz onlara binip şehirden çıkıcaz . Saldırı olursa başları belaya girer o yüzden bir şey yapamazlar dediğinde herkes ayaklandı . Bende ayağa kalkıp ilerlerken birden havalandığımda çığlık attım . Özcan başkan beni kucağında taşırken ona bakıyordum ben . Dün beni doktordan sonra odama götürüp bebek gibi yatırıp bakmıştı . Elleriyle yemek yedirmişti adam . Kendini aşmıştı . Şimdi de ülkemize dönüyorduk sonunda . Düne atıfta bulunarak " Başkanım siz yaşlısınız . Kalbinizi yormayın . Sonra bir yere yığılırsanız benim suçum olmaz . Baştan söyleyeyim . Ayrıca siz hamlamışsınızdır başkanım . Bırakın şimdi beliniz tutulacak . " dediğimde bütün herkes bize bakıyordu . Özcan başkan hiç birini umursamadan beni havaya attığında attığım çığlıkla herkes gülerken Özcan başkan beni yere düşmeden tuttu . Bana göz kırpıp " Hamlamış mıyım Aysima ? " dediğinde kıkırdayarak " Ne hamlaması başkanım maşallahınız var . Maşallah maşallah . Nazar değmesin inşallah . Hem ben sizi daha evlendiriceğim . " diyip göz kırptım . O da bana kötü kötü bakarak bilerek kendi arabasına bindirirken kafamı arabanın tavanına çarptırmıştı . Huysuz çocuklar gibi ağlar bir sesle " Yaağğğğğ başkanımmmmmm . Arabanın tavanının izi çıktı . Düzleşti işte kafam " dediğimde dışardan kahkaha sesleri geliyordu . Bizde Özcan başkanla kıkırdarken , Özcan başkanda yanıma oturup kapıyı kapattı . Kafamı yine Özcan başkanın omzuna yaslamıştım . Ne kadar harika bir babam olsada mesleğim gereği görüşemiyorduk . Ama aynı şekilde mesleğim gereği Özcan başkanla habire görüşüp , irtibat halinde kalıyorduk ve Özcan başkan beni kızı gibi gördüğü için çok samimi ve sempatik davranıyordu . Başkalarının yanında benim gibi davranışlarını umursamazdı ne düşüneceklerini tabi üstleri ve önemli toplantıları dışında . Çok eğlenceli ve çocuk ruhlu biriydi . Ve ben onun bu haline bayılıyordum . Onun ruh ikizi gibiydim . Büyük ihtimalle bende yaşlanınca onun gibi olacaktım . 4 gün sonra ... Bugün timle bir yere gidiyorduk . Ben ne kadar gelmek istemesemde zorla sürükleniyordum . Mete ve Çetin abi zorla sürüklüyordu beni . Neymiş onlar da hatalarını anlamışlar . Onların hataları yüzünden neredeyse mesleğimden oluyordum . Galiba ne kadar affettim ve umursamıyorum desemde içimde bir kırgınlık vardı . Bu arada gerçekten bir yere gidiyorduk . Nereye gideceğimizi bilmiyordum . Söylememişlerdi ama yani tim , Alperen , Beyza , küçük halam Kübra , Özcan başkan , Süleyman albay ve ben . Yani hepsini anladım ama Süleyman albay , halam ve Özcan başkan niye geliyorlardı anlamamıştım . Halam zaten döndüğümde seninle kalacağım diyerek ilk önce evime yerleşmişti . Şimdi de bende geliyorum diyerek ortaya çıkmıştı yani biz de şaşkındık . Özcan başkan da benim gibi çocuk ruhluydu . Heralde eğlenceli bir yere gidiyorduk . Zaten bir onun sayesinde nereye gittiğimizi tahmin edebiliyordum . Gittiğimiz yere baktığımda bir paintball sahasını görmemle kaldım . Gülerken çok güzel nir maç olacağını düşünmeye başlamıştım . Doktorlar ve asıl önemli olan askerler ve MİT çiler . Mükemmel ve eğlenceli bir maç olacaktı . İçeri girerken sıramızı bekliyorduk . İçerde bizim grup ve 5 kişilik başka bir grup bekliyordu . Adam bizi alıcağı zaman ben egoistliğimi konuşturarak " Bu maçı çekmek isteyebilirsiniz " dedim . Adamlar anlamadan bana bakarken Çağlar " Burdaki kişilerin çoğu asker " dediğinde adamın gözleri irileşmişti . Ben gülerken bizim arkamızda 5 kişi yanımıza gelip " Sizinle oynamamızda bir sıkıntı var mı ? Siz 13 kişisiniz biz 5 tamamlarız birbirimizi . Takımlarda böylece eşit olur " dediğinde Özcan başkana bakmıştım . Kafasını salladığında adama dönüp " Tamam kendinizi tanıtın . Sonra da biz kendimizi tanıtalım . " dedim . Benimle konuşan esmer tenli , kahverengi saçlı ve ela gözlü adam " Ben Buğra UZUN . " dedi ve eliyle göstererek yanındaki çifti göstererek" Bunlar da arkadaşlarım Esin ve Sinan ÇELİK " demişti . İncelediğimde çok yakışıyorlardı . İkiside esmer , kıvırcık kahverengi saçlı ve ela gözlüydü . Tabi İkisinin yüzünde olan onları tatlı gösteren çilleri unutmamalıydım . Buğra bu seferde yanındaki sarışın , ela gözlü kadını göstererek Melis ÇEKİÇ " dedi . Geriye kalan esmer , kahverengi saçlı ve ela gözlü adamı da tanıştıracağı sırada o onun tanıştırmasını beklemeden " Ben Cihat CEYLAN . Bana ismini bahsedebilir misin güzellik ? " dediğinde yüzüm neredeyse istemsiz buruşuyordu . Allahtan son anda kontrol edip engellemiştim . Ben sana günahımı bile bahşetmem demek istesemde ayıp olmasın diye hepsine baş selamı verdim ve hızlıca kendimi tanıttıktan sonra bizimkileri de tanıtıp grupları oluşturmaya başladık . Özcan başkan , ben , halam Kübra , Beren , Alperen , Beyza , Buğra , Melis ve Sinandık . Diğer takım ise Süleyman albay , Kenan yüzbaşı , Çağlar , Çetin abi , Mete , Asel , Cihan , Esin ve Cihatlardı . Kurum video çekimlerini başlamış bizde yerlerimize geçmiştik . Özcan başkan ve ben bir düzen bir strateji belirlerken diğerleri de hazırlanıyordu .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD