42. Bölüm ( Hazırlık )

2175 Words
Ertesi gün biraz geç kalksakta kendimizi toparlamıştık . Şimdi de Beren ile karşılıklı oturmuş kahve içiyorduk . Biz kahve içerken Aysun halamın kucağında Güneş ile gelmesiyle ona döndük . Halama anlamaz bir şekilde bakarken " Aysima Güneş i götürsene parka . Biz temizlik yaparken ayak altında dolaşıyor . 1-2 saat götür gel hadi . " dediğinde Beren e döndüm . Beren dudağını oynatarak ' Götür bende gelirim . ' dediğinde göz kırptım . Sonra da halama dönerek " Peki hala. Güneş böyle mi çıkacak ? Bir şeyler giydirecek misin ? " diye sordum . Halam " Üstüne mont giydiririm bir de şimdi hızlıca küçük bir çanta hazırlayayım . Bir şey olursa diye . " dediğinde masanın üzerinde bitmiş olan kahveleri alıp ayağa kalktım . Kahve bardaklarını lavaboya koyarken " Hadi kalk Beren biz de hazırlanalım . " dedim . Birlikte benim odama girerek üstümüzü değiştirdik. Ben gri bir eşofman ve aynı tonda gri bir sweat giymiştim üstüme . Beren ise krem rengi eşofman ile aynı tonda bir sweat giymişti . İkimiz de en son ne olur ne olmaz diye silahlarımızı almıştık çantalarımıza . Malum en son olmaz dediğimizde olmuştu . Kapıya çıktığımızda ben Güneş i alırken Beren de Güneş in çantasını almıştı . Biz merdivenlerden inerken halam " Aysima sakın gözünü Güneş ten ayırma . Bak bir anda kayboluyor ortalıktan . Çok da koşturmasın . Sonra hasta olur . Sık sık da bak sırtına . Terlemiş mi diye ? " diye bağırdı . Ben ona cevap vermezken halam " Aysima başlatma kendine . Cevap ver bana " diye bağırdı bu sefer de . Yani hala Güneş ten gözümü ayırmamam gerektiğini Arın dan biliyordum . Ne de olsa çok kaybetmemiştim çocuğu telefona bakacağım diye . Halamın daha fazla çıldırmaması için " Merak etme hala . Çocuk değilim . Gözümüzün önünden ayırmayız . Terleyip terlemediğine de sık sık bakarız . " dedim apartmandan çıkmadan . Parka giderken bir yandan da Beren ile sohbet ediyordum . Beren in " Aysima ben galiba yarın ailemin yanına gidicem . Acil çağırdılar . Ne olduğunu bilmiyorum ama üzgün gibilerdi . Yarın bir yanlarına giderim " dediğinde onayladım . Parka girdiğimizde Güneş in boyuna eğilerek " Ablacım istediğin kadar eğlen ama kendine zarar verme tamam mı ? Bir şey olursa da bana söylemeyi veya istemeyi unutma ? Ben sana asla kızmam tamam mı ? " dediğimde gülerek " Tamam abla " diyerek yanağımı öptü ve parka koştu . Beren ile bizde yanda bir banka otururken gözümü Güneş ten ayırmıyordum . Aklıma gelenle gülerek " Düşünsene Beren. Çocuklar karışmış çıkıyormuş . Senin ailen onlar değilmiş filan . " dediğimde kafama vurdu . O da bunun olma ihtimalini düşünmediği için gülmemeye çalışarak " Saçmalama Aysima " dedi . Onu takmayarak " İnşallah gerçek ailen kanun kadar zengindir . 3 abin vardır ve ben biriyle evlenirim . " dediğimde bu sefer de koluma vurdu . Alınmış bir sesle " Benimle yenge görümce bağı kurmak istemez misin Beren ? Alındım bak şu an . Benden iyi yenge mi bulacaksın ? Ayrıca ben senden abini uzaklaştırmam merak etme . " dediğimde yine koluma vurarak " Saçmalıyorsun harbi Aysima . Birincisi bebeklerin karışma ihtimali çok düşük hatta neredeyse yok . Ayrıca diyelim ki karıştı zengin çıkma ihtimali yok . Bende öyle bir şans yok . Ayrıca hadi yine oldu diyelim ben kabul etmem . Yıllarca beni büyütmüş insanlardan vazgeçmem . " dedi . Ben hemen Beren e dönerek " Gerizekalı tabiki vazgeçmeyeceksin . Safir teyze ve Kuvars amcadan vazgeçersen ben seni oklavayla kovalarım Beren . " dedim . O bu halime kıkırdayarak önüne döndüğünde bende aynı şekilde önüme dönmüştüm . Bir an göremediğim Güneş ile telaşlansamda soğuk kanlılığımı koruyarak ayağa kalktım . Hızlı bir şekilde gözlerimi etrafta gezdirerek etrafı inceledim . Beren de fark etmiş olacak ki çantayı alarak o da ayağa kalkmıştı . O sırada gözüme çarpan sarı saçlar ile oraya kitlenip daha detaylı inceledim . Güneş ağaçlık bir alana doğru koşarak bir yavru kediyi kovalıyordu . Bu hali gülümsetsede arkasından 40 küsürlü yaşlarda birinin etrafa sürekli bakarak Güneş i takip etmesiyle kaşlarım çatıldı . Seri hareketlerle Güneş e doğru ilerlerken aradaki mesafeyi her saniye indirip Güneş ten gözümü ayırmıyordum . Parktan baya uzaklaşmıştık . Beren ve ben mesleki deformasyon olarak seri ve sessiz bir şekilde yaklaştığımız için adam daha bizi fark etmemişti . En sonunda Güneş yorulmuş olacak ki durduğunda adam Güneş e doğru eğildi . İtici bir gülümsemeyle " Merhaba küçük kız annen seni almam için beni yolladı . Seni ona götürmem lazım . bu yüzden benimle gelir misin ? " dediğinde Güneş bir adım gerileyerek " Ben buraya annemle gelmedim . Ayrıca sen beni salak mı sandın ? Sana niye inanayım ki ? " dedi . Bu hali sırıtmama sebep olurken adamın Güneş in bileğini tutmadıyla aramızda son olarak kalan 2 adımı da kapatıp elimi adamın omuzlarına koydum . Adam bu yaptığımla afallarken Beren e bakmadan " Polisi ara Beren . Bir de Güneş i buradan uzaklaştır ve sakinleştir . " dediğimde beni onaylayarak Güneş i kucağına aldı . Güneş buradan uzaklaştığında adamı omzunu bırakarak geri çekildim . Sinirle " Oğlum siz niye bitmiyorsunuz ya ? " dediğimde adam bana anlamazca baktı . Bu hali beni daha da sinirlendirirken " Diyorum ki niye sizin soyunuz tükenmiyor puşt ? " diye bağırdım . Bu adamı sinirlendirmiş olacak ki üstüme yürüdü . Bu hamlesi daha da beni çileden çıkartırken dizine tekme attım . Fazla sert atmış olacağım ki adam yere düşerek yuvarlanmıştı . Yanına gidip eğilirken " Yanlış kişiye mi çattın yoksa ? Ne oldu ? O gücün nerede ? Güneş e dokunduğun gücün nerede puşt ? " dedim . Bu adamı yine sinirlendirmiş olacak ki bana vurmak için elini kaldırdı ama buna izin vermeden elini tuttuğumda şaşırmıştı . Tam adama bir tane yumruk çakacağım sırada gelen polis memurlarıyla gözlerimi kapattım . İçimde kalmıştı şimdi . Ne yapalım bizde böyle idare edeceğiz artık . Yavaşça arkamı döndüğümde polis memurlarından biri direk kelepçeyle yerdeki adama yaklaştı . Adamı ters çevirip kelepçelerken diğeri de bana yaklaşmıştı . Anlayışlı bir şekilde " Arkadaşınız bana durumu anlattı hanımefendi . Şimdi bizimle karakola kadar gelmeniz mümkün mü ? " demesiyle yüzümü buruşturdum . Mırıldanarak " Şu 4 günde hiç gerekmediği kadar polis gerekti hayatımda . " dediğimde polis memuru kaşlarını çattı . Polis memurunun arabasına bindiğimizde polislerden biri adamla bizim ortamıza oturmuştu . Beren ise öne geçmişti . Ben kucağımdaki Güneş e sarılıyordum . O da bana kollarını sarmıştı . Resmen kucağımda küçülmüştü korkudan . Kafasını kaldırıp bana baktığında sakinleşmesi için gülümsedim bu ona güven vermiş olacak ki adama dönerek " Ben ablamın silahı var . Seni vurursa görürsün " demişti . Bem ağzım açık Güneş e bakarken Beren kıkırdamıştı . Yanımdaki polis memuru bana bakarken sıkıntıyla oflayıp " Ruhsatlı memur bey . Askerim ben . " dediğimde inanmasa da ses çıkarmamıştı . Bunun üstüne adam " Hay ben şansımı sikeyim " dediğinde Güneş in kulaklarını kapatıp göğsüme bastırırken " Sen bekle ben birazdan sikeceğim seni zaten . Pedofili puşt . " dediğimde yerine sinmişti . Ağzıma yapışmıştı bu puşt kelimesi de bu adam yüzünden . Emniyete geldiğimizde arabadan inmiştik . Ben ilk işim olarak kimliğimi göstermiştim . İlk önce Beren in ifadesini almışlardı . Sonra da çocuk şubeden birini çağırıp Güneş in ifadesini bir psikolog eşliğinde almışlardı . Bu hassasiyetleri mutlu etmişti beni . Sıra bana geldiğinde daha 2 gün önce girdiğim için nasıl bir yer olduğunu bildiğim ifade odasına girmiştim . Polis memuru anlatmam için kafasıyla onay verdiğinde " Kuzenim Güneş i oynatmak için arkadaşımla parka götürmüştük . Bir an ki dikkatsizliğim sonucu Güneş i gözden kaçırdım . Bir kaç saniye etrafta Güneş i ararken çok uzaklaşmadan onu buldum . Ama o adamın takip ettiğini gördüm . Onlara yetişmek için hızlandık . Biz yanlarına gittiğimizde adam ' Anneni tanıyorum . Seni ona götürmemi istedi ' ayağına Güneş i bir yere götürmek istiyordu . Güneş de bundan rahatsız olmuş olacak ki adamdan uzaklaştı . Bu surada adam buna sinirlenip Güneş i tutmaya çalışmıştı . O sırada yanlarına ulaşıp devreye biz girdik . Arkadaşıma Güneş i uzaklaştırıp polisi aramasını söyledim . Bende adamın derdini anlamak için onunla konuşmaya çalıştım . Ama adam sinirlenip üstüme yürüyünce bende kendimi korudum . " dediğimde memur onaylayarak dediklerimi yazdırdı . Ben okuyup imzaladıktan sonra " Kolay gelsin " diyerek çıktım odadan . Dışardayken bu davayı takip etmesi için bir arkadaşımı aramıştım . Takip edip bana haber vereceğini söyleyerek kapatmıştı o da . Polislerden biri bizi ekip aracıyla eve bırakmıştı . Bizde eve gidene kadar sessiz kalmıştık . Eve gittiğimizde kendimi koltuğa atmıştım . Oturduğum koltuktan başımın ağrısıyla kalktım " Benim çok başım ağrıyor . Ağrı kesici içip yatıyorum . Beren aen anlatır mısın lütfen ? " dedim . Beren gülümseyerek " Ben anlatırım sen git . " dediğinde sonda ecza dolabının yanına gittim . Bir tane ağrı kesici alıp içtim . Ben yatakta yatarken bir süre sonra Beren de gelip yatmıştı . Beren in aklı çok dolu olduğu için kendi yatağında dönerken benim şu an bunu düşünemeyecek kadar ağrım vardı . Bir süre sonra ağrıyla birlikte gözlerim kapanmaya başladı ve kendimi uykuya bıraktım . Ertesi gün zaten full yiyecek bir şeyler yapmıştık . Niye yaptığımızı bilmiyordum . Özcan başkan ikizinin yani Süleyman albay ın gelemeyeceğini de söylemişti . Buna rağmen onlarca çeşit yemek yapıyorlardı . Annem , yengem , Aysun halam , Küboş halam dolma sarıyordu . Babaannem ise baklava yapıyordu . Begüm ve ben ise sarılan dolmaları yiyorduk . Daha doğrusu Begüm sarılan dolmaları yerken ben içi yiyordum . Pişmemiş yaprak olduğu için tercihim değildi kendisi . Birden Begüm ile kafamıza vurulmasıyla Begüm yerinden sıçradı . Ben sıçramasamda beklemiyordum . Aysun halam ve Küboş halam vurmuştu kafalarımıza . Beklemediğim için dikkat etmemiştim hiç . Elimdeki kaşığın alınması ve Begüm ün eline vurulması aynanda olmuştu . Benim kafama vuran da kaşığımı alanda Aysun halamdı . Begüm homurdanırken ben sitemli bir şekilde " Ne yapıyorsun hala ? Ne güzel yiyordum . " dediğimde bir daha kafama vuruldu . Küboş halam " Zaten yediğiniz için bir türlü saramadık . Neredeyse 1 tencere yaprak sardık . Bitmek üzere ama toplasan 30 dolma yok tencerede . Begüm o yüzden artık yeme . " dedi sorma da bana dönerek " Aysima daha biber dolması falan da yapacağız ama elimizdeki yapraklara yetecek kadar bile iç yok . Sende yeme o yüzden . Şimdi begüm sen yaprak çıkarıp ıslıyorsun . Aysima sende bize bir bu kadar daha iç yap gel . " dedi . İnatla omuz silktiğimde kafama bir tane daha tokat yememle " Yaaa yeter hala . " diye söylendim Aysun halama . Annem de bana acımış olacak ki " Harbi yeter Aysun . " dedi . Bu sözüyle sırıtırken annemin " Her vurduğunda beyin hücreleri ölüyor . O yüzden böyle oldu . Daha da kötüleşmesin bari . Yazık kafadan sakat . " dediğinde hayretle ağzımı açtım . Annemin dediğine herkes gülerken ben somurtarak ayağa kalktım . İçi yapmak için pirinci çıkartırken bir yandan da sırıtarak " Sen merak etme hala . Sen en kadar vurursan vur . Beyin hücrem bitmez . Malum bende çok var . Dahiyim ya hani " dediğimde ' yav he he ' der gibi bakmışlardı . Annemleri umursamayarak içi yaparken Begüm de yaprakları ıslatıyordu . Bir süre sonra ikimizde de olduğuna karar verdiğimizde masaya koymuştuk malzemeleri . Tam karnımızı biraz daha doyurmak için masaya oturacağımız zaman Küboş halam " Aysima , Begüm . Bas git . Uzaklaşın bizden . Gidin arka odaya ne yiyorsanız yiyin ama sardığımız sarmaya veya içe dokunmayın " diyerek bizi kovmuştu . Biz Begüm le el mecbur odaya gittikten bir süre sonra bana uyku çökmüştü . Sessizlikte uyumak istediğim için Begüm e " Begüm siktir git . Ben uyucam . " dediğimde kafama vurarak odadan çıkmıştı . Malımı bilmesem alındığını düşünecektim ama biz hep birbirimize böyle yaptığımız için tepkilerini ezberlemiştim . Odada tek kaldığım da yatağa girip uyumaya başlamıştım . Rüyamda pişmiş dolmaları yakalayıp yerken kapım birden açıldı . Bu kadar hızlı ve sert açıldığı için tek gözümü açarak kapıya baktım . Kapıdan bana bakan Küboş " Aysima akşam oldu ama hâla Beren eve gelmedi . Gelecek mi eve ? " ye sordu . Aklıma dün Beren in söyledikleri ve bu sabah bıraktığı not gelmişti. Halamlara söylemediğim de aklıma gelince öfleyerek " Yok Küboş . Beren bu akşam geç gelir . Ben zaten ona anahtarımı verdim . Hiç birinizi uyandırmadan girer eve . " dedikten sonra kafamı yastığa koyarak uykuma devam etmeye çalışmıştım . Ama bu sefer yine Küboş un bir sorusuyla bölünmüştü . Dalmama izin vermeden odamdan çıktıktan 20 dakika kadar sonra gelerek " Aysima yemek hazır . Yemek yiyecek misin ? " sordu . Küboş a gözümü açarak daha doğrusu açamayarak " Küboş daha gözümü açamıyorum . Lütfen beni sal . Uyumak istiyorum . Yemek de yemeyeceğim. Çok aç değilim zaten . " dedim . Küboş bu dedğime göz devirerek " Aç olsan şaşardım zaten Aysima . Bir tencere dolma içi yedin . Bir zahmet tok ol . " diyerek odadan çıktı . Yani şimdi Küboş madem çıkıcan niye söyleniyorsun . Tamam de çık işte dimi . Küboş yüzünden uykum hafif dağılsada hemen yeniden toplayıp uykuya dalmıştım kısa sürede .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD