Merhaba lar ....
Burada ikinci günüm yemekhane ye inmem lazım ama korkuyorum çekiniyorum kalbim çok ağrıyor du yerimden bile kalkacak halim yoktu soğuk soğuk terler atıyorum kimse de yoktu yanımda. Birden kapı açıldı içeri giren kadın hafif balık etli beyaz tenli siyah gözlü siyah saçlı bir kadın dı. Gülümseyerek yanıma geldi elinde ki kahvaltı tepsisini masanın üzerine koydu gülümsedi ve
*Merhaba tatlım ben liu Margaret artım senin her daim yanında olacağım ama sen önce kahvaltı nı yap ve ilaçlarını içmem lazım * diyen kadın kahvaltı tepsisini beni dogrultarak bacaklarımın üzerine koydu ve protein li seyler den olsan kahvaltı yı biraz yemiştim ve liu bana bir avuç dolusu ilaç verdi gözlerine baktım. Bu kadar ilacı ben nasıl icecektim ki
*Bu ilcalari içmem lazım hayatım hadi bakalım * diyip tek tek içtim resmen ilaç lar o kadar çoktu ki migdem bulandı. Liu ile biraz tanışmak için canlanmış tim biraz. Konuşunca uykum gelmişti
*Canım ilaçlar ilk gün uyku yapabilir, ağır gelecek çünkü daha küçük olduğun için bünyen çok zorlanacak ama gerçekten kullanman lazım bir de yapmaman gereken şeyler var. Aşık olmak yasak hızlı yürümek yasak ,koşmak yasak, kendini tehlikeye atıp kalbimi hızlandıracak şeylerden uzak duracaksın anlasildimi * dediğinde güldüm
*Burada kime aşık olacağım ki liu * dedim liu güldü
*Yakışıklı çok ros burada * dediğinde bende güldüm
*Emin ol kimseye aşık olmayacağım * dedi yine güldük ve öğlen yemegim için liu indi aşağı benim yemekhane ye gitmekten korktuğum için zorlamadı bende yanımda getirdigim kitaplardan birini aldım ve okumaya başladım aslında hepsini okumuştum ama yine de kafam dağılsın diye liu gelince karnımın aciktigini hissettim büyük bir açlıkla yedim liu gülüyor du son kalan meyve suyu mu da için ce peçete ile ağzımı silip çekildim tepsiyi alıp giden liu bana dönerek
*Ros ilaçlarını içmeyi unutma yâda dur ben gelince vereyim *
*Yine hepsini mi içeceğim * diye yazdım verdim liu kafasını salladı
*Tamam ben. İçerim merak etme* dedim sürahi de duran suyu bardağa doldurup tek tek içtim ilaçları kutuların içinde ki Prospektüs leri okudum biri migde koruyucusu diğerleri ise kalp ilaçları idi nefes darlığı için bir ilaç daha vardı. İlaçları küçük bünyesi kaldırmadıgı için yatağına yalpalayarak giden elif beyaz pikesini üzerine çekti kıvrılıp uyumaya çalışırken göz yaşlarını sildi. Oysa ki hiç bir hastalığı olmayan bu kız bugün en ağır ilaçları kullanıyor. Ve en ağır suçlardan hüküm giymiş mahkûm lar la aynı yerde idi.
Gözlerimi açtığımda hava kararmış tı. Migdem bulaninca ışıkları bile yakmaya fırsatım olmadan lavabo ya koştum miğde öz suyum çıkana kadar kusunca lavabo nun yanına dizlerimi kendime çekip hıçkırarak ağladım. Gerçekten kaldıramıyordum bu durumu bir süre orada ağlayıp kendimi toparladım ve elimi yüzümü yıkayıp çıktım ışıkları açtım liu akşam yemeği mi getirmiş masanın üzerinde duruyor du. Soğumuş yemekten biraz yiyip ilaçlarımı içtim.
3 yıl sonra
Günlerim bu odada geçerken güneşi görmek hayal oluyor gün doğarken uyuyuyorum güneş batınca uyanıyorum günlük aynı şeyler oluyor 3 yıldır odamdan hiç çıkamadım odamın etrafında artık gardiyan ve güvenlik ler duruyor. Bu 3 yılda sayısız kez beni öldürüp lânet kalbimi almak isteyenler oldu bunun üzerine müdür yardımcısı Angelina cuo güvenlik düzeyini yükseltti liu ile dostluğumuz günden güne devam ederken artık kağıttan anlaşmayı bırakıp beden Dili ne geçtik liu kursa gidip öğrendi ve bana da öğretti şimdi kağıtla birşeyler yazmak için uğraşmıyorum hiç arkadaşım yok burada gerçi hiç olmadı su 18 yıl boyunca hep bı kaçma ile geçti artık ne dedem geliyor ne de büyük annem geliyor beni görmeye annem ve babam zaten hiç yoktu lar onlar degilmi zaten beni buraya bir suçlu gibi atan kişilerden ne bekleye bilirim ki. Elimde sadece onlara ait bir fotoğraf var bazen uzun uzun bakıyorum ağlıyorum, bazen göz yaşlarımı durdurmak için soğuk havada balkonda uzun uzun bahçeye bakıyorum ama olmuyor yapılanları asla unutmayacağım tâbi ölmez isem. Günlerim hep uyumak la geçiyor günlük vücudum da iğne delikleri eksik olmuyor. Kandan korkuyorum artık devamlı burnum kanadı ğı için korkmak değil de tiksiniyorum o kokudan ama burun kanamami azaltan bir ilaç verdikleri için azaladi bayağı hastalık lı vücuduma baktım. Bembeyaz olan vücudum suratım da olan sarılık geçmiyor du bana tek moral veren şey rengi değişmeyen saçlarım .
Albert ten ..
Bugün aldığım bir telefon ile katili olduğum bu şehre yeni bir kurban daha verecektim. Antonio telefon açınca bilgisayar ekranından gözümü çektim ve çalan telefonu açtım yine arayan Antonio idi
*Dostum öldüreceğin kişi Sergio done kendi öz kız kardeşi ne tecavüz etmiş ve öldürmüş babası istedi ölmesini bu kişi en ağır hüküm giyen yerde yani dünya ki Cennet te *
*Eee orada ise zaten ölecek *
*İşte öyle değil babası kalbini istedi *
*Bizden daha sadist ler var mış * diyen Albert tin dudağı tehlikeli bir şekilde kıvrıldı
* Bayağı yüklü miktarda para verdi şuanda kontrol ediyorum ve hesapta* diyince Albert birşey demeden kapattı telefonu. Kalkıp hazırlanmaya başlayan Albert uzun süre kalmayacağını düşündü iki parça kıyafet alıp son model arasına kuruldu elinde ki viski şişesi ni çöpe ve emniyet kemeri ni takip yola çıktı
Amerika dan Alaska ya gideceği için Antonio nun ayarladığı uçakla gideceği için havalimanı na giden Albert sattini beklerken telefonunu alıp birşeylere bakmaya başladı.
Öldüreceğim kişinin dosyasını gönderen Antonio nin açtığı dosya ya baktı çok sayıda suçu olan adamın suçlarını tek tek okudum uyuşturucu kaçakçılığı, kadın ticareti, dolandırıcılık, iki küçük çocuğa tecavüz en son suçu okuduğum da resmen sinirlerim hat safhaya çıktı yumruklarımı sıktım babası haklı imiş bu öldürme konusunda. Uçağının saati geldiğinde Arabamı da benden sonra gelecek uçakla gelmesi için Antonio yu aradim ve hemen ayarladı.
7 saate yakın bir süre de yolculuk yapıyordum. Uçak yolculuğu nu pek sevmiyorum ama işim gereği Devamlı seyahat ediyorum. Alsakaya inen uçakla arabam da geldiğinde cennet denilen okula gittim. Müdürle yüklü bir anlaşma sağlamiş olan Antonio nun sayesinde geldiğim okula elimi kolumu sallayarak girdim okula oradan bir güvenliğin ayarladığı sahte gri bir bileklik verdi ve 1 hafta kalacağım odaya göz gezdirdim bir duş alıp yatağıma uzandım.
Yine sabah ışınları yüzüme doğru vururken uykum gelmişti ama bugün uyumak içimden gelmiyordu yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim usul usul gidiyor bir yandan da esniyor dum yavaşça merdiven lerden indim nefes nefese kalmıştım ama kapıdan çıktım kuş cıvıltıları nı duyunca gülümsedim. Çünkü nadir bulunan mor salkım ağaç lari vardı bahçe rengarenk bakanı kendine hayran bırakıyor du yol boyunca mor salkım ağaç larinin altında gezdim öyle güzel di ki yolun bittiği yerde bank lar vardı mor ve beyaz uyumu çok güzel di biraz daha bahçede dolanıp odama çıktım çünkü mahkumlar uyanırsa işim yaş tı. Resmen yüzüme can gelmiş ti öyle ferahlama gelmiş ti ki. Kendime not aldım artık günlük çıkıp biraz gezeceğim diye liu gelince gülümsedim
*O ros hanim artık hiç görüşemiyoruz benim de işlerim oluyor bekliyorum seni * dediğin de kıkırdadım
*Evet liu bu ilaçlar çok ağır geliyor kaldıramıyorum * dediğinde gülmesi yarıda kaldı birşey diyemedi
*Ah tatlım biliyorum ama elimizden birşey gelmiyor ki * diyince omuz silkip kalkıp elimi yüzümü yıkadım güneş artık bütün güzelliği ile gökte suzunurken bizi selamlıyor du ama uykum gelmişti birşeyler yiyip hemen yatağa kırıldım buranın yemekleri çok güzel di artık ilaçlar dan pek yemek yeme gelmiyor du içimden öğle yemeği ne liu nun çağırması ile uyandım kaç gündür öğlen ilaç icmiyordum bugün yine birşeyler yiyip sıcak çikolata içtim çok seviyorum çikolata yı. Bu kez akşam saatlerinde uyanmıştım hemen yemeğimi yedim çok acıkmıştım ilaçları içip balkona çıktım kimse yoktu yanımda liu nun getirdiği bir kaç kitap tan birini aldım ve üzerime battaniye alarak sandalye ye oturdum. Fantastik hikaye lere bayıldığım için liu hep fantastik kitap getirmişti dışarda sesler gelirken eğilip baktım bir kaç kişi kavga ediyor du. İlk geldiğim de çok korkuyordum kavga dan bagirtidan felan ama şimdi alıştım çünkü akşama kadar en az 100 kavga oluyor ve en son görevliler ayırıyor du
Bugün değişik bı kavga idi ama sanki birileri bu düzenden rahatsız gibi grev yapıyorlar dı bu grev büyüdü doktorları ve görevlileri yanlarına yaklaştırma yan mahkûm lar bağırıyor du
*Burada kalmak istemiyoruz * diyorlardı neden diye düşündüm çünkü yemekleri önlerinde modaya uygun kadınlar ve erkekler çok az içme hakları bile varken neden istemiyor lar ki
Uzun boylu saçları yeni yeni çıkan bu soğukta halter yaka atlet giyen dövmeli adam ayağa kalktı ve
*Bugün götürdüğünüz elis ne oldu kan alacağız dediniz ve gelmedi bir daha bunu. Cevabını istiyoruz ve eğer cevap gelmez ise elimizden kimse kurulamaz müdür * diyen adam son derece ciddi idi müdür Benjamin ve yardımcısı Angelina doktor Lara bakıyor birşeyler yapmalarını istiyor gibiydi ler ve dostum olarak gördüğüm liu de oradaydı kitap tan çok ilgimi çeken kavga yı izlerken buldum kendimi
*Elis yok artık *
* İnfazına vardı daha 1 ay önceden kayıp oldu * diyen dövmeli adam kafa işareti ile oturan kişiler de yerinden kalktı bir doktoru rehin alan adam çıkardığı bıçağı boynuna dayadı ve
* Madem elis yok sizden de bir kişi eksilecek * dedi ve kadının boynuna sapladı bıçağı korku ile çığlık atmak istedim ama olmadı herkes gibi sesim de beni ter etmişti. Kadın yerde can cekisirken birdenbire herkes te bir çığlık koptu demin ki adam yerde acı ile kivriliyor du. Olay ilgilimi çekmiş ti kadını yerden kaldırıp hemen götürdü ler ama çok geçti. Herkes baygın halde yatarken müdür Benjamin sinir li bir hâlde yerde ki adamlara bakıp
* Atın hunlari hücrelere vermeyin bir hafta ne yemek ne su * diye ayrıldı oradan ne oldu da onlar yerde baygın bir halde yatıyor du güvenlik ler ve gardiyan lar herkesi bir çöp torbası gibi sürükleyerek götürürken. İnsanların hiç bir değeri olmadığını anladım burada 50 den fazla kişi sigarasını içerken bazıları da ellerinde ki bira şişelerini tokusturup gülüyor du bazıları üzgün bir hâlde yerde yatanlara bakıyor bazıları ise kızıyor du bu düzene. Hiç keyifim kalmamış tı tam lavabo ya gidecek ken kalabalık bir grubun kapımın önünde konuştuğunu duydum.
*Ah Jasmin üzülme bir hafta *
*David Robert Sarah buradan artık gitmek istiyorum *
*Ben ablamı bulmadan gidemem Jasmin *
*Haklısın canım bazen bu duruma çok üzülüyorum* derken kendimi kapıyı açarken buldum. Herkes bana bakarken ben de güldüm, gerçekten öyle bir bakıyorlar dı ki hatta kahkaha attım
*David aşkım bu kız neden gülüyor *
*Ah Sarah aşkım demeyi kesermisin, sen kimsin * diyen ismimin Davide olduğunu öğrendiğim kişiye baktım o anda Jasmin güldü
*Çok güzel saçların var * diyince ellerimi oynatıp teşekkür ederim dedim ama anlamadılar .
Hemen gidip not defterimi aldım kendimi tanıttım David tek kaşını kaldırdı
*Ne yani bizde kenmizi mi tanitacagiz sana * kafa salladım güldüm
*Merhaba canım ben Jasmin tanıştığıma memnun oldum*
*Merhaba bende Robert * diyen Robert'in elini de sıktım hevesle
*Ben Sarah, bu da sevgilim David * diyince David anlına avcunun ortası ile vurdu güldüm
*Sen konuşamıyor musun tatlım * dedi Jasmin hayır anlamında kafamı salladım David üzülmüş gibi bana baktı .
*Sen hiç odandan çıkmıyor musun kızılcık * diyince kıkırdadım hayır dedim kafamı sağ sol yaparak ve kağıda birşeyler yazdım çocuklara uzattım
* 3 yıldır buradayım sizler ne zaman sır buradasiniz *
*Benim iki yıl oldu * diyen Jasmin üzüntü ile kafasını egdi Sarah ise
*Benim de iki yıl oldu burada ki herkesin iki yol oldu çürük * diyince yine güldüm birşeyler yazdım verdim
*Evet güzel lakap lar buluruz * dediklerinde David tekrar birşey diyecek gibi baktı
*Pardon da sen ne yaptın da buraya düştün ros *
*Hiç birşey yapmadım * yazarak uzattım heyecan ve şaşkınlık la baktılar
*Nasıl yani suçsuz isen niye buraya gelesin ki * diyen Robert ti inanmamış gibi duruyor du
*Gerçekten bir şey yapmadım annem ve babam beni buraya attılar * dediğimde hepsinin yüzü düşmüştü
*Annen ve baban öyle mi * evet dedim kafamı yere eğdim
*Çok enteresan ros eğer sabah kamelya ların oraya gelirsen oturur konuşuruz olur mu *
*Uyumaz isem gelmeyi çok isterim ama korkuyorum da * diye yazdım verdim
*Niye gece uyumuyorsun ki * diyen Jasmin bana baktı
*Kalp rahatsızlığım var o yüzden ilaç kullanıyorum* diye yazdım verdim
*Geçmiş olsun canım benim * diyen Jasmin bir anne edasında sarıldı bende gözlerim dolu dolu sarıldım ona nedendir bilmem ama bu çocuklar çok yakın gelmişti Robert güldü birden
*Benim sevgilim yine hemen annelik moduna geçti *
*Robert deme öyle ve hiç anne olamayacağım için bu şakan üzdü *
*Özür dilerim sevgilim * diyen Robert jasmini kendine çekti sarıldı Jasmin de üzüntü ile sarıldı çocuklar benimle vedalaşıp gittiklerinde ayaklarım ağrımıştı gardiyan ların işi bitmişti hepsi görev yerlerine dağılırken bende odama geçtim....