Dışarıda kışın soğuk nefesiyle dans eden kar taneleri, gökyüzünden yeryüzüne usulca süzülüyordu. Her biri ince bir dantel işi gibi havada zarifçe dönüp, pencerelerin camına yavaşça konuyordu. Gece, bu beyaz örtünün altında, huzurlu bir sessizliğe bürünmüş, zamanın soluğu donmuş gibi durmuştu. Kar taneleri birbiri ardına düşerken, biriken beyaz örtü, dünyayı bir sessizliğe sarıyor, her şeyi bir masal diyarının saf, temiz görünümüne büründürüyordu. Pencerenin buğulu camından dışarıya bakan Süeda'nın gözleri kar tanelerinin dansını izliyordu. Onun bakışları, düşen her bir tanede bir umut kırıntısı arar gibi dışarıdaki sessizliği içine çekiyordu. Karın beyazlığı, iç dünyasındaki karanlığa tezat bir hüzün yaratıyordu. Bu sessiz beyaz dünya, onun yalnızlığını, içinde birikip, sessizce ağırlaşan

