Gözlerim yavaşça açıldığında, ince yağmur damlalarının pencereden süzülüşünü hissediyordum. Yağmur yağıyordu… Yataktan doğrulup pencereye yürüdüm. Camın üzerinde oluşan damlacıklar, dünyayı bir perde gibi örtmüş gibiydi. Henüz gün aymadığı için dışarıda sessizlik hüküm sürüyordu. Urfa'nın tarihi sokakları, bu sabah yağmurla yıkanmış gibiydi. Babaanneyi uyandırmadan odadan çıktım. Temiz havanın ferahlığını içime çekerek odama girdiğimde beyaz çarşafların arasında uyuyan Cihan’ı uyandırmadan koltuğa ilerledim. Pencere açık uyumuştu, rüzgâr içeriye girdikçe sırtı üşümüyor muydu? Üzerini de çıkarıp yatmış, sanki diğer günler giyinik yatıyordu Dilan? Adam neredeyse donunu da çıkarıp yatacaktı. “Orada oturacağına yatağa gel.” Sabah sabah tok sesiyle ürküttü beni. Gözleri kapalıyken bile be

