Ekip ayaklanırken ben hala oturuyordum. Çünkü üzerimdeki şaşkınlığı henüz atabilmiş değildim. Bu adamın şirketimiz ne işi olduğunu düşünürken adım adım yanımıza ilerleyen adamı süzmeye giriştim. Saks mavisi bir takım elbise giymişti. Gömleğin üzerine oturuşu, kaslarının altında ki dalgalanışı ağız sulandırıcıydı. Üzerine tam oturan ceketi, Takımının rengiyle uyumlu kravatında ki anahtar şeklindeki, altın rengi kravat iğnesi, anahtar şeklinde ki kol düğmeleri ile şimdiden şirketin yeni gözdesi olacak gibiydi. Olurdu, kesin olurdu... Bu adamla aynı ortamda olmam benim için felaket gibi olacaktı, hissediyordum. Kapıdan adım atar atmaz, benimle göz göze geldiğinde dudağının alaycı kıvrılması zaten geleceğe dair ipucunu veriyordu. Bu adam beni gerçekten tanımamış mıydı yoksa tanımamış gibi m

