Mardin hanım " kendine gel Mithat karşında baban var babanı da geçtim o senin ağan" dedi sinirle..
Mithat burnundan soluyarak " Ağam olmazsa zaten konuşacağım şekil farklı olur Mardin hanım en iyi sen tanırsın beni" dedi.
Mardin hanım gözleriyle oğlunu süzdü.
Eski oğlunun özlemişti.
Neşesiyle etrafındakileri coşturan , ailesine hürmette saygıda kusur etmeyen en çokta anam dediği günleri..
Nasıl bu kadar değişmişti?
Mardin hanım içindeki buruklukla
" tanırım tanımaz miyim ben senin ananım" dedi.
Mithat annesinin yazmasında tuttu bakışlarını " ya anam gitme dediğim de giden sizsiz yapamam dediğim halde arkasına bakmadan kocasını da alıp giden anam , oğlunun arkasında teneke çalıp kısır derlerken milletin ağızını kapamayıp sırf inandından benimle 2 ay konuşmayan anam tanımaz mısın tabi tanırsın" diyip uzaklaşacak iken
Mardin hanımın kolunu tutmasıyla durdu.
Mardin hanım" nereye gidersin misafire ayıp etme bizi saymazsan da" dedi sesine kalbinin kırıklığı da eklenmişti.
Mithat bakışlarıyla arabasını gösterip " ben arabada bekliyeceğim Nuri bey işi bitince söylersin gelir müsaadenizle" annesinin kolundan uzaklaştı.
Arabasına bindi. Radyo açıp arabadaki sigarasından bir dal alıp yaktı.
Müslüm Gürses - bugün ağlamayacağım şarkısı çalıyordu.
Mithat küçüklüğünde annesi ve babası gibi bir hayat istemişti.
İşten yorgun ,sinirli döndüğünde karısı kapıyı sevinçle açıp boynuna sarılacaktı.
Ama başta yanlış yapmıştı..
ve yaptığı yanlış hayatını tepe taklak etmişti.
" Ne şarkılar susacak ne de bu ilk ve son olacak bugün ağlayacağım " dediğinde derin bir nefes aldı .
Nikotinin acı tadı boğazını yaktı.
Ne kadar bekledi bilmiyordu.
Koltuğu geriye yaslayıp müziği sesini açmıştı.
Huzuru az da olsa sağlamıştı ve bozmak istemiyordu.
Kapının açılmasıyla biranda doğruldu.
Karşısında Berfin'i görmeyi beklemiyordu.
Mithat kaşlarını çatıp" bir sorun mu var " dedi.
Berfin sabahtan beri kapıyı tıklatığı halde açmayıp sonunda açınca da kendisini korkutan adama bakıp kekeleyerek " ben yemek getirmiştim Mardin hanım gönderdi açsındır diye" anlatmaya çalışıyordu.
Mithat karşında korku ve panikle kekeleyip, kızarıp bozaran kıza bakıp radyoyu kapattı.
Gülerek " tekrar söyle bakayım " dedi.
Berfin yere indirdiği tepsiyi alıp " beni Mardin hanım gönderdi şey sen yani siz gelmezmişsiniz , yemeği gönderdi yersiniz diye" diye hızla toparladı sözcüklerini...
Mithat karşındaki kızı inceden inceye inceledi.
Saçlarını sıkıca toplamış üstüne giydiği boydan mavi elbisesi bütün vücudunu kaplamış ve bir afet-i devran olmuştu .
Elindeki tepsiyi alıp yan koltuğa indirdi.
Berfin elini tutup kendine çekti " bana bak temiz kar parçası isminin anlamı buydu galiba " diye kısa bir gözlerine kitlenip susarak Berfin'i kucağına oturtu " evet kar parçası bir daha benim olmadığım bir yerde böyle her uzvunu belli eden kıyafet giymek yok " diyip kaşının biri kaldırdı.
Berfin olduğu konumu unuttup "ama" diye itiraz edecek iken Mithat" benim olan benim etrafımda iken böyle iki dirhem bir çekirdek giyebilir , eğer burda biri laf söyler ya da lafı boşver herhangi bir toplulukta adın geçse yakarım" dedi gözlerinden alev çıkarcasına..
Berfin korkuyla" bir daha giymem " dediğinde Mithat burnunu kar parçasının boynuna uzattı" sana giyme demedim benim olmadığım yerde giyme , benim olduğum yerde istediğin gibi giyin , mmmm kiraz çiçeği ve kahve kokuyorsun" dedi gülerek.
Berfin olduğu konumu idrak edemiyordu Mithat Ağa'nın kucağında ve burnu ile boynunu koklayıp öperken kahve ve kiraz kokusu demişti.
Berfin " ben kahve yapmıştım da kiraz kokusunu bilmiyorum " dedi masumca bir ifadeyle.
Mithat kar parçasının gözlerini gözlerine çevirip " bu kadar kırılgan görünme , üzülürsün ,güçlü ol , seni üzmek istemem artık kimseyi kırmak istemem ama kırarsam da beni toplayamazlar " dedi.
Berfin kalbinin dudaklarında attığını ve içindeki bir arzuyla karşındaki Ağasının dudaklarını öpmek istiyordu .
Hızla Mithat Ağa'nın kollarından kurtulup koşarak kendini eve attı kendini.
Mithat karşında giden kar parçasının izledi.
*****
Akşam arkadaşı Berdan ile oturmuş rakıları tokuşturuyordu.
Berdan içkinin verdiği rehavet ile
" bana buldukları kızı görmen lazım saçları benimkinden daha kısa boy zaten yok evlen diyorlar ben diyorum Ebru onlar diyor alsana çirkin çocuk" dedi iç çekerek.
Mithat gülüp " Ebru kimdi amcaoğlu" dedi.
Berdan elindeki rakıyı masaya vurup " sen baya kaçırmışın belli , lan teyze kızım ya küçüklükten beri deli oluyorum hani , alırdım bisikletimi atardım ya arkama Ebru'yu" deyip iç çekti.
Mithat eli ile gözlerini ovalayıp
" benden bu kadar " diyip ceketini alıp kalktı.
Berdan sinirle" şurada iki lakırdı edecektik" dedi hayıflanarak..
Mithat gülerek " bu halde bana annemi sor bilmeyecek haldeyim hadi kalkta seni şoför beni de bıraksın " dedi .
Berdan da ayaklanıp " bunu saymam" dedi kolunu Mithat'ın omuzuna atarak.
Mithat "ayıp ettin amcaoğlu sayma bunu da akşamlar niye var " diyip güldü.
Sonunda boşanmıştı.
Berfin'in ailesini de zorla da olsa ikna edip konağa aldırmıştı. Sıra nikah ve düğündeydi.
Annesini aracağı sırada odaya hızla giren Berdan ile telefonu masaya bıraktı.
Berdan elindeki silahi zorla Mithat'ın eline verip " vur beni ,vur amcaoğlu bu acıya dayanamam vur beni" diye bağırıyordu.
Dışarıda çalışanlar bakıyordu .
Mithat kaşlarını çatmış karşında dağılmış amcaoğluna bakıyordu.
Mithat elindeki silahi indirecekken
" sen ne diyordun bir sorun mu var Berdan" dedigi sıra..
Berdan tekrar silahı kaldırıp" vur bana ben yaşayamam , Ebru başkasının olursa ya o adamı vururum ya da kendimi en iyisi sen şimdiden vur beni" dedi gözyaşlarını dökerek .
Mithat duyduklarını idrak edip
" olmaz katil etme beni unutursun yapma ne dediğini bilmiyorsun" dedi.
Berdan gözyaşlarının arasında" asıl sen aşktan ne anlarsın hiç aşık mi oldun Mecnun ne yaşadığını anlayasın, kalbini alev aldığını nerde bilesin çek tetiği Ağam ver fetvanı bitir acımı " dedi diz çökerek.
Mithat silahı masanın üstüne bırakıp kardeşim dediği adamın yanına diz çöküp" yapma ben bu acıya dayanır miyim, kardeş acısı yaşatma aşk acısı geçer unutursun ,unuturuz sana unuturacağım " dedi kendinden emin bir şekilde..
Berdan ayağa kaldırmaya çalışan Mithat' a ayak uydururken bir anda kendini kaybedip hızla yer düştü.
Mithat " Berdan" diye bağırışı ile şirkette yer yerinden oynadı...
Evet Berdan'ımız da geldi..
Berdan hakkında ne düşünüyorsunuz zaten yazarsınız
Bölüm kotası 2 takip 40 vote 40 yorum
Kusurlarım varsa affettin , vizeler dönemi yaklaştığı için biraz ihmal ediyor olabilirim kusuruma bakmayın.
Yazarınız : Zeytan