Kışlaya giden toprak yolda ayazın keskiin nefesini ensemde hissediyordum. Adımlarımı hızlandırdım. Ter, sırtımdan aşağı süzülüp polar eşofmanımda rahatsız hissetmeme neden oldu. Arkamdaki adamın ayak sesleri hala ilk duyduğumdaki gibi agresifti. Korkmuyordum. Sadece bazen ne yapacağı çok merak ederken ufak bir endişe duyuyordum. Konuşmasa bile nefesiyle tehdit edebilecek güçte bir adamdan endişe duymak da normaldi. Koğuşların önünden geçerken bir grup askerin kahkahası seslerini duydum. Gözleri önce bana daha sonra arkamdaki Soylu yüzbaşına kaydı. Selam verip geçmesini esas duruşta beklediler. Yanlarından ayrıldığımız gibi ağrı içindeki bedenimi kışlaya soktum ve sadece kızların kullandığı banyoya doğru yürüdüm. Koridordaki adım sesleri... Daha net ve mesaj içerikliydi.

