Sarp Soylu İki helikopter de pistte bekliyordu. Askerler ağır sırt çantalarıyla bir bir atlarken yaralı bacağıma küfrederek koşturdum ve öndekine kendimi attım. Boş bulduğum yere oturup çantamı ayaklarımın dibine bıraktığımda başımı koltuğun arkasına vurdum. Az önce küçük yılanla ne bok yemiştik lan biz? “Çok yorgun görünüyorsunuz yüzbaşım.” dedi cızırdayan bir ses. Hem de yanı başımdan geliyordu. Oturacağın yere sokayım Soylu! Bana sulanmaya cüret eden sarışına bakmadan “Hı hı.” dedim yerimden kıpırdamadan. Yüz verirsem iki saat başımı şişirirdi beni becer diye bakarak. Şu iki saati uyuyarak geçirmek temel ihtiyacımdı. Ha bir de makam odasındaki o on beş dakikadaki utanç verici anlarımı düşünmek. “Kahve getirmiştim ister misiniz? İyi gelir.” dediğinde sesi biraz d

