Ecrin Ergani
Havada süzülüp üç metrelik hendeğe sertçe çarpmayı bekliyordum. Rüzgar başımdaki beremi uçurmuş kollarım bir yana savrulmuştu. Ve işin en kötü yanı Soylu yüzbaşı da üzerime geliyordu. Altında kalırsam ciğerlerim patlardı. Adam yüz kilonun üstündeydi. Düşüşüme kendimi hazırlayama vakit bulamadan gözlerimi yumdum ve bedenimi sıktım. En az hasarı belki bu şekilde alabilirdim.
Düşüşün can yakan kısmını beklerken bedenime sarılan kollarla savruldum ve pat diye Soylu yüzbaşının üstünde düştüm. Başım iman tahtasına değerken canım yanmıştı ama altımdaki adamın üç metreden çakılıp toprağa düşmesiyle hızla başımı kaldırdım. Üzerine ata biner gibi oturduğumda karanlıkta yüzünü görmeye çalıştım. Hendeğin dibi koca ışıklandırmadan tam anlamıyla faydalanamıyordu.
“İyi misiniz?” diye s
