Çarpıcı Bir Adam

842 Words
2.BÖLÜM "ÇARPICI BİR ADAM" "Ne saçmalıyorsun sen?" dedim bir anda kendime gelerek. "Sen kimsin dedim?!" Birkaç saniye duraksadı ama ses tonu hala çok güçlü ve kendinden emindi. "Babanı tanıyan biri diyelim. Konuşmak istiyorum." "Öyleyse kapıyı nazikçe çalıp, insan gibi konuşamaz mıydın?" Tüm hıncımı, yorgunluğumu bu adamdan alacaktım şimdi. "Naziklik ve insanlık..." diye mırıldandığını işittim belli belirsiz. "Kapıdan çık ve arabaya bin Gece..." diye fısıldadı. Ödüm kopmuştu ama bir yandan da deli gibi merak ediyordum adamı. Kimdi bu adam? Babamı nereden tanıyordu? Babamın cinayetiyle bir ilgisi var mıydı? Tabloyu neden sormuştu, yoksa yerini biliyor muydu? Kafamda sorular bir girdap gibi dönmeye başlamıştı şimdi. "Bekle geliyorum," dedim ve telefonu boya malzemelerimin olduğu masaya bıraktım. Boyalı ellerimi üzerimdeki siyah önlüğe silip, açık, belime kadar inen dalgalı siyah saçlarımı dağınık bir topuz yaparak, elime geçirdiğim bir fırçayla rastgele topladım ve kapıyı araladım. En az gecenin rengi kadar siyah, parlak, ultra lüks bir araba kapının önünde beni bekliyordu. Camları siyah filmle çevrelendiğinden içeriyi görmek mümkün değildi. Tedirginlikle sokağa baktım. Kimsecikler yoktu. Adam bana zarar verse kimsenin ruhu duymazdı. Korkmaya başlamıştım. İçimde kısa kollu bir tişört olduğu için üşümüştüm, üstelik kapının önünde dikilirken sağanak yağıştan ıslanmıştımda. Birkaç adım ileri gittim ama araba uğursuz bir şekilde dikilirken neden sürücünün hala dışarı çıkmadığını ve sesindeki o tehlikeli tonu düşündüm. Hayır, bu işte bir terslik vardı. Bu bir tuzaktı. İçeri girecek ve Buğra'yı arayacaktım. Hatta polisi. Gecenin bir yarısı, benimle ilgili her şeyi biliyor gibi gözüken ne idüğü belirsiz bu adamın arabasına falan binmeyecektim ben. Korku filmlerindeki salak kızlar gibi hareket etmekte nereden çıkmıştı? Hızla arkamı döndüm ve açık kapıdan içeri girerek kapıyı kapattım. Aynı anda ışıklarıda kapattım hemen. Merakıma yenilmeyip doğru kararı vermiş, büyük bir tehlikenin eşiğinden dönmüş gibi hissediyordum. Kapının hemen yanında çok ufak bir pencere vardı. Eğilip, hafifçe perdeyi oynatarak arabayı izlemeye başladım. Orada durmaya devam ediyordu. Kalp atışlarım bir atın dörtnala koşuşu gibi hızlanıp depar atarken eğer arabaya binseydim neler olacağını düşünmek bile istemiyordum. Ama şimdi ne olacaktı? Dönüp telefonumu elime almak istiyordum ama bakışlarımı arabadan ayıramıyordum. Hızla beni aramasını beklemiştim ama hiçbir şey yapmadan öylece durmaya devam ediyordu. Ya inip, kapıyı çalarsa ne yapacaktım? O zaman hemen polis çağıracağımı söyleyip buradan defolup gitmesini isteyecektim. Gündüzler torbaya girmemişti ya! İyi niyetli biri olsaydı beni gizli numaradan arayıp, gecenin bu saatinde arabaya binmemi istemezdi. Önce kendini tanıtır, sonra derdini anlatırdı herhalde. Kaba herif, ismini bile söylememişti! Araba epey orada bekledi. Ne kadar bir süre geçtiğinden emin değildim. Sonunda saatler gibi gelen uzun bir süreden sonra arabanın motoru çalıştı. Derin bir nefes alıp, nabzımı normale çekmeye çalışırken araba usul usul gözden kayboldu. Beni bin tane soru işaretiyle bırakmıştı ama tehlikeyi atlatmıştım en azından... Arkamı döndüm ve avize yerine gece lambasını yaktım. Telefonuma doğru ilerledim ama... Telefonum masada yoktu! Az önce buraya, bu boyaların yanına koyduğuma yemin edebilirdim. Yoksa yanlış mı hatırlıyordum? Hayır, oldukça emindim. Telefonumu az önce tam da bu noktaya koymuştum. Panik duygusu ensemi yaladı. Kalbim korkuyla çarparken, kapı gürültüyle çalındığında ağzımdan bir çığlık kaçtı. "Gece aç!" Buğra'nın o tanıdık sesini duyduğumda neredeyse ağlayacaktım. Tanıdık biri bana kendimi güvende hissettirecek tek şeydi şuan da. Ancak arkamı bile dönmeden bir el ağzımı kapattı. "Kapıdaki herifi hemen yolla Gece yoksa onu öldürürüm!" Bu telefondaki adamın ta kendisiydi. Ağzımı saran ele, ellerimi kapayıp çekmeye çalıştım ama nafileydi. Öyle güçlüydü ki; sanki mekanik bir parçadan, demir yığınından ibaretti kolu. Semsert, kararlı parmakları nefes bile almamı engelliyordu. Kafamı itaatkar bir şekilde salladım ancak o ellerini gevşetmek yerine kulağıma doğru eğildi. Sıcak nefesi kulağıma vururken Buğra bir kez daha kapıya vurdu. "Gece, burada olduğunu biliyorum, aç lütfen. Konuşmamız lazım!" Ancak ağzımı kapatan elin sahibi sol eliyle yüzüme doğru siyah bir silah tuttuğunda titremeye başladım. Buğra sanki kapının önünde değilmiş gibi rahat bir tavırla kulağıma fısıldadı. "Şimdi onu buradan göndereceksin. Yok, eğer bir şekilde içeri girerse ya da ona benden bahsedersen onu öldüreceğim. Beni sakın hafife alma Gece... Şimdi anladıysan kafanı salla." Tekrar kafamı salladım. Beynim, korku ve panikle dolup taşıyordu. Arabaya bakarken açık bıraktığım kapıdan içeri girmiş olmalıydı! Ne kadar da salaktım! Ses tonundaki bir şey öyle ikna ediciydi ki dediğini aynen yapacağına dair en ufacık bir kuşku bırakmıyordu. Buğra kapıyı çalmaya devam ediyordu. "Gece, açar mısın lütfen? Neden telefonlarıma cevap vermiyorsun, aç kapıyı. Burada olduğunu biliyorum." Elini ağzımdan usulca çektiğinde cesaretimi toplamaya çalıştım ve dönüp suratına baktım. Ne beklediğimden emin değildim ama beklediğim kesinlikle onun gibi biri değildi. Benden fazlasıyla uzundu. Esmer yüzü, kirli sakalları ve dağınık kuzguni saçları vardı. Mavi gözleri ciddiyetle bana bakarken, bana yaşattığı onca korkuya rağmen tek düşünebildiğim şey adamın gerçekten "çarpıcı" olduğuydu. Vogue dergisinin kapağından fırlamış vahşi güzellikte bir manken gibiydi. İlk bakışta bir kadını ele geçiren, şehvetli, buram buram erotik bir havası vardı. Karanlık, koyu bir aurayla çevrelenmişti. Sanki çevresinden alevler yükseliyordu. Elindeki silahla bana bakarken, bakışlarında sadece birkaç saniyelik bir şaşkınlık yakaladım. Ancak o mavi gözler tekrar o eski korkutucu havasına büründüler. Kafasıyla "yürü" dercesine kapıyı işaret ettiğinde titrek bir nefes aldım. Benimle birlikte kapıya geldi ve tam kapının arkasında durup silahın namlusunu Buğra'yı hedef alacak şekilde kapıya dayadı. Yanlış bir şey söylediğim anda o silahın patlamayacağını düşünmek için salak olmak gerekirdi. Usulca kapıyı araladım...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD