"Hey rahatla lütfen." diye söylendi. Durum çığırından çıkmadan bir şeyler yapması gerekiyordu Kerim’in o nedenle hızla koltuktan kalktı. "Sağ ol Alev bu kadarı yeterli." Alev gözlerini kısarak baktı ona, çocuksu bir masumluk takınarak yanaştı. "Yanlış bir şey mi yaptım. Ne oldu?" diye sordu. Kerim duvar vazifesi gören boydan boya cam ile kaplı pencerenin önüne doğru ilerledi ve orada durdu. Arkasını dönmesi iyi olmuştu, yüzüne bakamıyordu çünkü. Şehrin bildik manzarasına bakmaya çalıştı ama aklı az önceki sahnedeydi. Alev ise onu zorlamaya kararlıydı. Cevap alamayınca, kararlı adımlarla uzun boylu adamın yanında yerini aldı. Kerim'in sert ve düşünceli yüzüne baktı. "Senin gerçekten keyfin yok." Koluna girdi genç adamın. "Hadi dışarı çıkalım. Beraber takılırız. Ne dersin? Bana yemek

