Zerda Kahvaltı masasına oturduğumda, herkesin neşeli sohbetleri arasında ben sessizce oturuyordum. Villadaki geniş ve ihtişamlı yemek odası, yüksek tavanları ve büyük pencereleriyle içeriye bolca ışık alıyordu. Zerya yanımda oturmuş, arada bir bana bakarak destek vermeye çalışıyordu. Masanın üzerindeki porselen tabaklar, gümüş çatal bıçaklar ve kristal bardaklar, birçok kişinin istediği hayat bundan ibaretti. Ama içimdeki acıyı hiçbir şey hafifletmiyordu. Yekta içeri girdiğinde, kalbim bir kez daha hızlandı. Onun güçlü duruşu ve sert bakışları bakımsızken de dikkatimi çekmişti ama şimdi bu bakışlar bana daha da ağır geliyordu. Yekta’nın gözleriyle benimkiler buluştuğunda, içimdeki tüm duygular bir anlığına gün yüzüne çıktı. Onun derin, karanlık gözlerinde kendimi kaybettim. Ama o bakışl

