Ertesi sabah Sahra'dan Kapım açılınca irkilerek uyandım. Ellerimle destek alarak oturur pozisyona geldim. Anlaşılan onların evinde kapı çalma alışkanlığı yoktu. Yanıma tepsi ile gelişini izledim. Yatağın yanına gelince tepsiyi kucağıma yerleştirdi. "Yemeğini ye ilaçlarını iç. Ablanla görüşeceksin kahvaltıdan sonra ama sadece yarım saat" dedi. Kaşlarım çatılmış şekilde yüzüne baktım. "Yarım saat nedir Atahan ağa? Sadece bakışarak geçer o zaman" Biraz düşünür gibi yapıp "Bir saat o zaman daha fazlasını isteme" diyerek bana son kez bakıp odadan ayrıldı. Bıkkın bir nefes verip bir kaç lokma atıştırdım. İlacımı içtikten sonra tepsiyi kenara koydum. Şimdilik bana hizmet ediyordu ama sonra acısını çıkaracaktı eminim. Biraz pencereden dışarıya baktım. Bir saatte ne konuşacaktık o kadar konuş

