GİRİŞ

235 Words
4 Ay Sonra           Karanlık havanın üzerine çökmüş, kasvetle boğan pus gibi göz diplerinin hemen altında birikinti oluşturan koyu bakışları: naçizane, eğik büyük ve keskin hatlı el yazısını hapis aldığında irislerinin zifiriliği koyuluk tonlarını arttırdı.        Sevgiyle beslenip, büyümüş bedeninin sıcaklığı ayak uçlarından kafatası diplerine dek; çekilerek o kutsal yere dondurucu soğuk, bilinmezlik ve donukluk yerleşti.        Gökyüzü satırların varlığını yok etmek isteyerek sağınak yağmur bahşetti yer yüzündeki her insan tanesine, her cisme ve canlıya...        Saç diplerinden alnına, şakaklarına ve yol çizerek burun ucuna ulaşan su taneleri; ip gibi kağıdın üzerine süzülerek, elindeki mektupta olan yazıyı itinayla silmeye ant içerken, zihninin sert köşelerine, okuduğu her kelime ayrı ayrı çarparak; o boşlukta tok yankı hissi bıraktı.   'Oyun bitecek küçük adam, kurucu böyle istiyor. Oyunu yenmek zorundasın, kazandığın taktirde gönlümden kopan miktarı banka hesabına yatıracağım. Eğer yenemezsen oyun arkadaşın ölür. O güzel ve çekici oyun arkadaşını kaybetmek istemezsin değil mi? Kurallara uymazsan ve ben sinirlenirsem: 16 yaşınızda ki tarih tekerrür eder. Bu kez oyun arkadaşın Ankara'da ki gibi ağzı kapatılan şahıs değil; boynu kırılan şahıs olur. Oyun kurucuyu sinirlendirirsen, sonuçlarını ödersin papatyalar yağdıran adam...'          Islanarak hamurlaşan beyaz ve tüm koşullara rağmen mükemmel durmayı başaran kağıdı, sol avuç içinde buruşturdu. Yağmur damlalarının top olmuş, kağıt üzerinden ve parmaklarından akmasına izin verirken, boşluklardan süzülen mürekkepler ayaklarının altında sağlam duran taş zeminin üzerine damladı.       Oyun Bitti'nin renkli dünyası kararıyor, yerini tek renge; siyaha teslim ediyordu.       Tüm renkler, o tek rengin kasvetine kurban gidiyordu.  
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD