"Günaydın beni sevdiğini itiraf eden çocuk." Sesimi yükseltip içeri girdiğimde müşterileri aldırmadan Aras'a doğru adımladım. Dün akşam beni sevdiğini söylediğine göre benim deliliklerime katlanması gerekiyordu.
"Günaydın benimle sevişmek isteyen arkadaşım." İşte bunu beklemiyordum bu yüzden hızla yanına gidip kolundan tuttuğum gibi mutfağa sürükledim. Müşteriler bize mal mal bakıyorlardı ve sanırım biraz utanmıştım. Hayır yani şimdi öyle söylemesine ne gerek vardı? Ben sadece onunla eğlenmek istemiştim o ise eğlencenin suyunu çıkartmıştı.
"Ya sen..." Deyip sinirimi tutmayıp koluna güzel bir tane çaktım.
"Hak ettin Azra. Ne diye müşterilerin yanında deli, deli hareketler yapıyorsun?" Christina bize doğru gelince Aras'ın tarafını tuttu diye ona da sinirlenmeye başladım. "Ne? Ben mi suçlu oldum şimdi?" Kaşlarımı çatıp karşımdaki arkadaşıma baktığımda gülümseyip iç çekti. "Sen suçlu falan değilsin sadece fazla delisin. Geçen akşam bardaki deliliğini unutmadım sevgili arkadaşım." Christina bu sefer imalı konuşunca Aras'a baktım, sanırım halinden gayet memnundu. Tavşan dişli pezevenk aptal gibi sırıtıyordu.
"Sen neden aptal gibi sırıtıyorsun?" Christina bu sefer ona döndüğünde arkadan dilimi çıkartıp gülümsedim. Salak, Christina'dan azar işitemeyeceğini sanıyordu.
"Yok bir şey."
Christina çatık kaşlarını düzelttikten sonra, "İyi o zaman." Deyip yanımızdan ayrıldı.
"Fazla delisin." Aras, yanıma yaklaşıp beni koca bedeniyle hapsettiğinde sadece ona izin verdim. Bana sarılıp beni sevmesi için küçük bir izin...
"Haydi bırak da işimin başına döneyim." Aras'ın kollarının arasından sıyrılıp soyunma odasına girdim. Elbiselerimi değiştirip içeri girdiğimde bu sefer düzleştirdiğim saçlarımı sıkıca yukarıda topuz yaptım. Müşterilerle ilgilenmeye başladığımda ayakta dikilip bana bakan Aras'ı aldırmadan siparişleri götürdüm. Yemekleri masaya bırakıp tekrar içeri girdiğimde kızların hararetli sohbetine katıldım.
"Akşama nereye gidiyoruz?" Kızlardan duyduğum kadarıyla akşam bara gideceklerdi.
"Akşam bara eğlenmeye gideceğiz ve tabi ki sende geleceksin." Tam ağzımı açıp itiraz edecekken Anna beni durdurdu. "Sakın itiraz etme Azra."
"Tamam ya. Geleceğim." Deyip yanlarından ayrıldım. Sanki her gün gitmiyormuşuz gibi... Zaten neredeyse her akşam gidiyorduk.
***
Yine bara gelmiştik. Her zamanki gibi takılmak yerine içmeye karar vermiştim. Kızlar dans pistine çıktıklarında bende içkimi içip onları izlemeye başlamıştım. Başım hafiften dönmeye başlamış ve içkinin verdiği sarhoşluğun etkisine girmiştim bile. Elimdeki kadehi de tek seferde kafama dikip boğazımdaki acının geçmesini beklerken gözüme takılan bedene doğru yürümeye başladım. Bakışlarımız bir saniye bile birbirinden ayrılmayınca hızla kucağına oturdum. Yüzü Aras gibiydi ama kokusu ve dokunuşları değişik geliyordu. Şu an kucağında oturduğum kişinin Aras olduğuna eminim ama dokunuşları beni rahatsız ediyordu. İlk kez vücudum dokunuşları karşısında rahatsız oluyordu. Kucağında rahatsızca kıvranırken ellerini belimden kalçama indirip eteğimin içine soktuğunda hızla elimi elinin üstüne koyup onu durdurdum.
"Azra ne yapıyorsun?" Bileğim tanıdığım dokunuşlarla tutulup Aras'ın kucağından hızla çekildiğimde ne olduğunu anlamadan kafamın göğsünde olduğu adama baktım. Yüzü Aras gibiydi, hatta kokusu bile aynıydı ama bu Aras değildi. Az önce kucağına oturduğum kişi Aras'tı.
"Yah! Bırak beni sen Aras değilsin!" Adamı göğsünden ittirip Aras'a döndüm, ama bu sefer garip bir şekilde az önce kucağında oturduğum kişi de Aras değildi. Tekrar az önce beni tutan bedene baktığımda Aras'ı görmemle küçük kollarımı koca bedenine sardım. "Sen Aras'ın." Deyip yüzüne baktığımda kaşlarını çatıp bana baktı. "Evet Azra ben Aras'ım." Sinirli yüzüne bakıp gülümsedim. Anında kaşlarını düzeltip bakışları dudaklarıma kaydı. "Azra haydi gidelim güzelim." Zor da olsa konuştuğunda kafamla onaylayıp koca elini tuttum.
"Hey sen hayırdır? Bu geceki oyuncağımı bu kadar kolay alacağını mı sanıyorsun? O kız bu gece benimle!" Az önce kucağında oturduğum adam sinirle ayağa kalkıp kolumdan tuttuğunda küçük bedenim hızla adamın bedenine yapıştı.
"Çek o iğrenç elini! Sen Aras değilsin!" Her ne kadar uğraşsam da adamı itmeme gücüm yetmiyordu.
"Seni gebertirim!" Aras beni adamın elinden aldığında ne olduğunu anlamadan Aras adamın yüzüne yumruğu geçirip bizi bardan çıkardı. Ama benim içime sinmediği için hızla içeri girip az önceki adama doğru yürüdüm. Elini kanayan burnuna götürmüş peçeteyle kanamayı durdurmaya çalışıyordu. Beni karşısında görünce sırıtıp bana bakmasıyla bacak arasına oldukça sert bir tekme vurup kaçtım. Oh oldu. Bu geceki oyuncağıymışım. Al sana oyuncak, seninle oynamak çok güzeldi bay sapık.
İçeride bana sırıtarak bakan Aras'ın elinden tuttuğum gibi dışarı çıktım. Bana Aras'tan başka kimse dokunamazdı. Gerçi henüz o da bana dokunmamıştı ama en yakın zamanda dokunmasına izin verecektim.
"Şimdi gidebiliriz." Kocaman gülümseyip, elini sımsıkı tuttum.
"Her gün sana biraz daha bağlanmam hiç normal değil Senorita." Aras'a bakıp birkaç kere gözlerimi kırpıştırdım.
"Ben sana zaten çoktan bağlandım bay yabancı." Derin bir nefes verip dudaklarına yöneldim ama beni durduran alnıma bastırıp beni geriye doğru ittiği eli olmuştu.
"Azra sarhoşsun ve iğrenç kokuyorsun, seninle öpüşmem." dedi, Aras.
"Ama ben seninle öpüşmek istiyorum." Deyip tekrar dudaklarına yöneldiğimde yine aynı hızla beni durdurdu.
"Cidden kokuyorsun ve seninle öpüşmek istemiyorum." Oldukça sakin bir tavırla konuştuğunda omuz silkip yürümeye devam ettim.
"Sen bilirsin. Oysa seninle beş dakika boyunca öpüşecektik." Deyip önden yürüdüm ama gözüm karşıdaki evin bahçesindeki havuza çarpmasıyla kısa bir aydınlanma yaşayıp adımlarımı bahçeye doğru attım. Madem kokuyordum su bana iyi gelecekti. Hem o kadar da sarhoş değildim. Bahçenin kapısına geldiğimde karşımda kimseyi görmeyince hızla kapıyı açıp havuza doğru yürüdüm.
Ev baya lüks görünüyordu ama güvenlik görevlisi ortalıkta yoktu. Belki güvenlik görevlisi zaten yoktur. Evin bütün ışıkları yanıyordu bu yüzden havuzun başına geldiğimde bir süre evin camlarına baktım. İçeride iki bedeni görmemle ağzım açık kalıp onları izlemeye başladım. Adam ile kadın öpüşüyorlardı ve gittikçe öpüşmeleri uzamış hatta üstündeki elbiseleri de çıkartmaya başlamışlardı. Belli ki bu akşam ikisi için fazla eğlenceli olacaktı.
"Azra ne yapıyorsun? Deli misin kızım sen?" Arkamda duyduğum sesle bakışlarımı camdan çekip Aras'a baktım. "Ben de böyle sevişmek istiyorum." Deyip içerideki çifti parmağımla gösterdim. Aras'ın bakışları gösterdiğim yere kayınca hızla yanıma gelip gözlerimi kapattı.
"Delireceğim ya. Ayıkken başka, sarhoşken başka deli oluyorsun." Sitemle söylenirken tatlı moduma girip yavaşça Aras'ın elini gözlerimden çektim. "Ama her iki şekilde de çok tatlıyım kabul et. Tatlı ve seksi." Deyip Aras'a sokuldum. "Kabul, her halinle oldukça büyüleyicisin." Deyip gülümsediğinde az önce aklıma gelen şeyi yaparak kendimi havuza attım. Tabi atlamadan önce Aras'ı da çekip suya atmıştım.
Suyun altından çıkıp saçımı düzelttiğimde Belimde hissettiğim el ile sıcak bedenlerimiz tamamen birleşti. Suyun soğukluğu tüylerimi ürpertse bile Aras'ın sıcaklığı daha ağır basıyordu. Nefeslerimizi düzene soktuğumuzda ikimiz de aptalca sırıtıp birbirimize bakmaya başladık. Bakışlarım dudaklarının altındaki küçük bene kaydığında Aras'ın omuzlarında olan elimi sıkılaştırıp bedenimi biraz yukarıya çekip yüzlerimizi aynı hizaya getirdim. "Şimdi seni öpeceğim ve sen de bana karşılık vereceksin." Deyip dudaklarına yöneldim ama yine beni kendisinden uzaklaştırıp kahkaha attı. "Azra, ayık olsaydın seni nefessiz kalana kadar öperdim ama sarhoşsun ve beni zorluyorsun." Deyip belimden yukarı kaldırıp beni havuzdan çıkarttı. Defalarca red edilmenin siniriyle ayağa kalkıp yürümeye başladım. Ben sarhoş falan değilim sadece içki sersemiyim.
Yol boyunca deli gibi tartışmıştık. Neymiş bütün vücut hatlarım ıslak elbisemden görünüyormuş. Bundan ona ne? İstersem elbisemi çıkartıp iç çamaşırlarımla da gezebilirdim. Buna kimse karışamaz, hele hiçbir şeyim olan adam hiç karışamazdı.
"Azra, sana bunu ödeteceğim biliyorsun değil mi?" Arkamdan hızla yanıma geldiğinde kendimi kucağında bulmam bir oldu. "Nasıl ödeteceksin? Çok merak ettim." Muzipçe gülümseyip dudaklarına baktığımda yutkunup belimdeki elini kalçalarıma indirdi. "Seninle deli gibi sevişeceğimiz günü iple çekeceğim." Deyip kalçamdaki ellerini hafifçe sıktı. "Ne yani seviştiğimizde beni kırbaçlayacak mısın? Ya da kollarımı yatağa mı bağlayacaksın? Bana bak, ben öyle fantazilerden nefret ediyorum! Sakın öyle aptallıklar yapma yoksa seninle asla sevişmem." Deyip sinirle yüzüne baktım.
"Saçmalama o kadar kaba biri değilim." Deyip kafamı göğsüne yatırdığında gülümseyip, "Zaten o kadar kaba olmadığını biliyordum." Dedim. Kollarımı boynuna sıkıca sarıp gözlerimi kapattım. "Aras ben sarhoş değilim... Ve seninle sevişmek istiyorum artık." Mırıltıyla konuştuğumda titreyen bedeninden güldüğünü hissetmiştim.
"Sarhoş değilsin ama tam olarak ayık da değilsin. Bu yüzden bugün sevişmeyelim." Dediğinde kafamı göğsünden kaldırıp dudaklarımı büzdüm. "O zaman sadece öpüşelim...Bak öpüşmede gerçekten çok iyiyim. Seninle dakikalarca öpüşebilirim. En azından bu gece öpüşelim." Yalvarır gözlerle bakıp, "Lütfen..." Dedim. "Lütfen bu gece öpüşelim."
"Tamam, öpüşelim... Ama sakın unutma." Dediğinde beni yere bıraktı. Öpüşeceğimizi sanıp parmak uçlarıma çıktım ama evimin önünde olduğumuzu görünce iç çekip bir adım geri çekildim. "Sanırım içeride öpüşsek daha güzel olur." Aras'ın fikri gayet güzeldi bu yüzden hızla çantamdan anahtarı çıkartıp kapıyı açtım. Ben önden Aras ise arkadan eve girince kapıyı kapattım.