Eve girer girmez Aras'ın yakasından tutup kendime çektiğim gibi dudaklarımızı birleştirdim. Böylece öpüşmemizi başlatmıştım. Tam beş dakika, evet tam beş dakika boyunca dudaklarımızı ayırmadan deli gibi öpüşecektik. Dudaklarımız uyum içinde hareket ederken, parmak uçlarımda olduğum için daha fazla dayanamayıp bedenimi yukarı çekip bacaklarımı Aras'ın beline yerleştirdim. Hızla elini kalçalarıma yerleştirdiğinde dudaklarımızı ayırmadan salona doğru adımladı. Salona geçtiğinde kanepeye oturup beni kucağına iyice oturttu. Her iki elim ensesinde oyalanırken onun elleri ise kalçalarımda oyalanıyordu.
Dudaklarımız ise hala uyumla dans ediyordu sadece arada dudaklarının yukarı kıvrılmasıyla gülümsediğini hissediyordum. Dudaklarımız yetersiz gelince ortaya dillerimizi sokmuş deli gibi öpüşmeye devam etmiştik. İlk kez bedenim biri karşısında böyle tepki veriyordu. İlk kez sadece öpüşerek sevişecek kıvama gelmiştim. İlk kez birini bu kadar çok istiyordum. Daha önce öpüşmeme rağmen hiçbir zaman bu kadar haz ve zevk almamıştım.
Evet tam beş dakika olmuştu ve belki daha fazla, nefeslerimiz artık yetmeyince mecburen dudaklarımızı ayırmıştık ama bu sefer bedenim deli gibi onu istiyordu ve refleks olarak sertleşen erkekliğine kendimi bastırdım. Bu sefer ikimizin dudaklarından yüksek bir inilti kaçınca Aras, hızla beni üstünden kaldırıp ayağa kalktı. "Siktir!" altına bakınca neredeyse pantolonundan kaçacak olan erkekliğini görmemle kahkaha atıp koltuğa uzandım. "Aras, sarhoş değilim ve devam edebiliriz." Dediğimde elini ensesine götürüp yüzüme ifadesizce baktı.
"Azra, sadece öpüşecektik." Dediğinde hızla uzandığım kanepenin üstüne kalkıp, omuzlarından tuttum. "Zaten sadece öpüştük." Dedim.
"Ama daha fazlasını istiyorum. Cidden sarhoş değilim." Deyip tekrar dudaklarımızı birleştirdim. Sonunda ne olacağını biliyor olsam bile bunu umursamadan onunla sevişecektim hemde bu akşam kendi evimde...
Aras'ın karşılık vermesini beklemeden tekrar bacaklarımı beline sarıp kucağına girdim. "Odam koridorun solunda ikinci kapı." Deyip tekrar dudaklarımızı birleştirdiğimde bu sefer, ellerini kalçama yerleştirip odama doğru adımladı. Odama girdiğinde beni yatağıma bırakıp bakışlarını yüzüme dikti. "Aras, eğer bu akşam benimle sevişmezsen bir daha asla seninle sevişmem." Dedim. Onun da istediği gayet pantolonundan belli oluyordu ne diye kendini zorluyordu ki? İkimiz de sevişmek istiyorduk neden bu kadar nazlanıyordu? Biraz daha karşımda dikilirse sanırım üstüne atlayacaktım.
Bu sefer bana baktığında gülümseyip üstündeki ıslak tişörtten hızla kurtuldu. Bakışlarımı kaslı göğsünden pantolonuna indirdiğimde muzipçe gülümsedim. "Artık serbest bıraksan mı acaba?" Dememle Aras'ın bakışları pantolonuna kaydı ve anında ne demek istediğimi anlayıp pantolonundan da kurtuldu. Üstünde sadece boxeri ile kalınca bedenime bakıp yamukça gülümseyerek üstüme gelmeye başladı.
Karşımda yarı çıplakken hiçbir şey düşünmeden dudak ısırtan pürüzsüz vücudunu izlemeye başladım. Gerçekten onu izlerken dudağımı dişlerimin arasına alıp muzipçe sırıtmaya başladım. Üstüme geldiğinde uzandığım yerden doğrulup elbisemi çıkartması için ona yardımcı oldum. Hızla üstümdeki elbisemden de kurtulunca ikimiz de yarı çıplak kalmıştık. İşte gece benim için yeni başlıyordu.
Bu sefer Aras dudaklarımızı birleştirdiğinde ona ayak uyduran ben oldum. Dudaklarımız birbiriyle harmanlaşırken Aras'ın elleri bacaklarımdan kalçama doğru yavaşça ilerliyordu. Dokunduğu her yer sızlarken altında deli gibi kıvranıyordum.
Uzun ve yorucu geçen bir saatten sonra, bedenini üstüme bıraktığında kısa bir süre hiç konuşmadan nefeslerimizi düzene soktuk. Koca bedeninin altındaki bedenim gayet huzurluydu. Dudaklarını omzuma birkaç kere bastırıp kafasını kaldırıp bu sefer dudaklarını terli alnıma bastırdığında gülümseyip ellerimi ıslak alnına çıkardım. "Azra sen harikasın." Deyip, üstümden kalkıp bedenimi kollarının arasına alıp bana sıkıca sarıldı. "Aras, ben harikayım." Dedim. "Ama şimdi uyuyalım." Yorgun çıkan sesimle konuşup gözlerimi kapattım. Bu yaşadığım zevk ve hazzı tekrar yaşamak istiyordum.
***
Çıplak bedenlerimizin birbirine değmesiyle gözlerimi açıp yanımda uyuyan koca bedene baktım. Biz dün deli gibi sevişmiştik ve bunu tekrar yapmayı istiyordum. Koca bedenine iyice sokulduğumda anında bedenime sarılı kollarını sıkılaştırıp beni bedenine yapıştırdı. Dün akşamki dokunuşlarını hatırladıkça kafayı yiyecek duruma geliyordum. Sanırım ona artık bağımlıydım. Onu artık hep isteyecektim.
"Aras, beni boğacaksın uyan." Canım sabah sabah gıcıklık yapmak istiyordu ve bunu yapacaktım. "Yah! Seni pis sapık! Kalk hemen!" Deyip istemeye istemeye çıplak göğsüne birkaç tane vurdum. "Güzelim iyi misin?" Dediğinde hızla kollarının arasından kalkıp çarşafı üstüme çektim. "Yah! Benim sarhoş halimden faydalandın! Seni adi pislik!" Sinirle bağırdığımda, suçluymuş gibi ellerini ensesine çıkartıp bana yavaşça yaklaşmaya başladı. "Özür dilerim Azra... Be-ben... Tam bir aptalım." Dediğinde hızla üstüne çıkıp sırtını yatağa dayadım. "Sen tam bir aptalsın." Yüzüme anlamsızca bakarken kıkırdayıp tek kaşımı kaldırdım.
"Dün akşamı saniyesine kadar hatırlıyorum." Dedim ve yüzüne eğildim. "Benimle dün akşam oynadığın gibi seninle oynayacağım Aras." Gülümseyerek çarşafı üstümüze örttüm. "Bu sefer altımda kıvranan sen olacaksın." Dememle ellerimi bacak arasına koydum. Dün akşam bedenim yay gibi altında kıvranırken gayet memnundu şimdi ise onun bedeni altımda yay gibi kıvranacaktı ve ödeşecektik...
***
"Ya! Azra beni bekle." Aras'ı umursamayıp yürümeye devam ettim. Biz sadece sevişmiştik ve aramızda başka bir şey yoktu. Onu her ne kadar sevsem bile bizim aşkımız geçiciydi bu yüzden ona fazla bağlanmamam gerekiyordu.
"Azra, beni bekler misin lütfen." Arkamdaki nefes nefese kalan Aras'a dönüp elimi uzatarak gülümsedim. "Ay benim bebeğim, haydi gel de annenin elinden tut." Dememle Aras sırıtıp elimi tuttu. "Beni deli ediyorsun." Eğilip dudaklarımı öptüğünde gülümsedim. "Seni deli etmeyi seviyorum."
"Ödeştik mi?" Kulağıma eğilip fısıldamasıyla yürümeye başladım.
"Ödeştik..." Dedim. "En çok hangi kısmı sevdin? Ben beraber duş almayı sevdim. Sürekli seni yıkamak istiyorum." Dediğinde duraksayıp yüzüne baktım.
"Bir daha beni yıkamana izin vermeyeceğim." Deyip restorana girdim. Bir daha sevişecek miydim bilmiyorum ama ona bu kadar da bağlanmak bana zarar verecekti. Bu yüzden kendimi frenlemem gerektiğini hissediyordum.
Soyunma odasına girer girmez kızlar tarafından üç tarafımdan kuşatıldım. Üçünün de yüzünde anlamadığım değişik bakışlar vardı ve bu sinirimi bozmaya başladı. "Anlat. Dinliyoruz?" Anna kollarını göğsünde birleştirip benden cevap beklerken, "Ne? Ne bakıyorsunuz? Ne anlatmamı istiyorsunuz kızlar? Alt tarafı Aras'la seviştik." Dememle kızların yüz ifadeleri bir anda değişip kaşları aynı anda havaya kalkıp ağızları açıldılar.
"S-siz dün gece seviştiniz mi?" Mabel heyecanla kolumdan tutup beni sandalyeye oturttuğunda şaşkınlıkla kafamla onayladım. Kızlara her şeyi anlatıp odadan çıkmayı düşünmüştüm ama anlattıktan sonra da odadan çıkmam baya zor olmuştu. Kızlar beni en son yabancı adamın kucağında görünce onunla birlikte olduğumu sanmışlar ve Aras'tan haberleri yoktu. Seviştiğimizi söyleyince mecburen olayı baştan sona kadar da anlatmak zorunda kalmıştım.
***
Yaptığım yanlış bir şey değildi. İki yıldan sonra ilk kez kendimi birinin yanında güvende ve mutlu hissetmiştim ama bu mutluluğumun da bozulacağını bildiğim için kendimi şimdiden acı çekeceğim günlere hazırlıyordum. Babam beni bulunca bütün yaşadıklarım güzel bir rüya olarak kalacaktı. Sanırım buradaki en iğrenç günümü bile özleyecektim. Bu yüzden sadece zamanımı güzel değerlendirip anın tadını çıkarmaya çalışıyorum. Yapmak istediğim her şeyi yapıyorum. İleride geçmişime dönüp keşke demek istemiyordum...