Yine onu gördüğüme şaşırmamıştım. Sanırım Aras'da diğerleri gibi sadece bedenimle ilgileniyordu. Her göz göze geldiğimizde bakışları sürekli bedenimde geziyordu ve bu artık beni rahatsız etmeye başlamıştı.
"Çocuğu öldürecekmişsin gibi bakmayı bırak da artık bize ne olduğunu anlat?" Christina beni çekiştirip mutfaktan dışarıya çıkarttığında her zamanki yerimize yani mutfağın bahçesindeki banka oturduk. Mabel ile Anna da yanımıza geldiklerinde yine tam kadro toplanıp benim aşk hayatımı konuşacaktık.
Umursamazca, "Adı Aras ve bu kadar. Daha fazla sormayın." Deyip ayağa kalktım.
"Adını nereden öğrendin?" diye sordu Mabel heyecanla.
Christina, "Onunla konuştunuz mu?" diye sordu.
Mabel tekrar, "Ne zaman oldu?" diye sorduğunda, gözlerimi devirdim.
"Yah! Azra otur şuraya ve adam akıllı her şeyi anlat!" Kızlar hep bir anda bağırıp beni tekrar eski yerime oturttuklarında bıkkın bir nefes verip bana merakla bakan üç çift göze bakıp yutkundum.
"Dün akşam eve giderken çarpıştık. Daha doğrusu o bana çarptı." Kısa bir bekleme yapıp kızların heyecanlı yüzlerine baktım. Arkadaş konusunda neyse ki çok şanslıydım. Benim hayatım onlar için çok önemliydi.
"Ee anlat Azra ! Heyecandan bayılacağım." Anna yine her zamanki gibi abartıyla konuşunca göz devirip konuşmaya devam ettim.
"İsmini söyledi sonra ise ayrıldık. Büyütülecek bir şey yok kızlar." Deyip tekrar kızların yüzlerine baktım ama bu sefer merak yerine sinirli yüzlerini görmemle anı fırsata çevirip hızla aralarından sıyrılıp mutfağa doğru koştum. Bedenim bir bedene çarpmasaydı mutfağa girmeme birkaç adımım kalacaktı.
"Yah bana bak Azra tam olarak anlat yoksa seni aramıza alıp çok pis pataklarız." Kafamı kaldırmadan Anna tarafından yine eski yerime sürüklendiğimde bıkkın bir nefes verdim.
"Tamam ya anlatacağım. İsmini söyleyince benim de ismimi öğrenmek istedi ama ben, Çarpıştığım her erkeğe ismimi söylemiyorum. Deyip arkama bakmadan yürüdüm. Sonra arkamdan deli gibi bağırıp, 'Tekrar tanıştığımıza memnun oldum.' Dediğini duydum." Bütün her şeyi anlattığıma göre artık sevgili arkadaşlarımın azarlamalarını dinleyebilirdim.
"Oha! Azra çok iyi yapmışsın." Anna sevinçle boynuma atlayınca ilk defa iyi bir şey yaptığımı fark ettim.
"Aptal, aptal Azra! Resmen adamı elinin tersiyle itmişsin!" Christina'dan beklediğim bir hareket olduğu için hiç de şaşırmadım.
"Aferin arkadaşıma. Madem seni istiyor bırak biraz sabretsin." Mabel'de benim tarafıma geldiğine göre kesinlikle doğru davranmıştım.
"Christina, eğer Azra onu elinin tersiyle itseydi o zaman şu an karşımızda bize doğru gelmezdi." Anna karşıya bakınca refleks olarak hepimiz karşıdan gelen uzun boylu, kaslarıyla görsel şölen yapan Aras'a baktık.
"Kızlar şimdi hepiniz yavaşça kalkıp derhal burayı terk ediyorsunuz." Deyip Aras'ı baştan aşağıya alıcı gözüyle süzmeye başladım. Tek kelimeyle harikaydı. Sanırım onunla deli gibi sevişmemize çok az kalmıştı.
Kızlar kafalarıyla onaylayıp hep beraber ayağa kalktıklarında Anna bağırarak, "Azra seni idare ederiz." Deyip arkasına bakmadan içeriye geçti.
Aras, tam yanıma geldiğinde ayağa kalkmadan yüzüne baktım. "Memnun oldum Azra." Deyip gülümsedi. Bakışlarım dudaklarına kaydığında, dudaklarının hemen altında olan küçük bene gözüm kaymıştı.
"Öz güvenin beni delirtiyor." Deyip yanıma oturduğunda bacaklarımı üst üste atıp gülümsedim. "Peki sapık gibi beni izlemene ne diyeyim?" Tek kaşımı kaldırıp kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Dışarıdan sapık gibi mi görünüyorum?" Alayla konuştuğunda biraz düşünüp gözlerimle tekrar ender bulunan bedenini incelemeye başladım.
"Yani... Bakışlarınla beni yiyorsun resmen."
"Öyle göründüğümü bilmiyordum özür dilerim... Ben sadece güzelliğine takılı kaldım bu yüzden seninle bir şeyler yapmak istiyorum." Dediğinde anında beynime giden kan akışı durdu.
"Hoşt! Beni ne sanıyorsun? Hemen altına girecek kızlardan sanıyorsan ağzına yumruğu geçiririm." Deyip, sinirle ayağa kalktım.
"Özür dilerim. Beni yanlış anladın." Kolumdan tutup beni durdurduğunda arkam ona dönük olduğu için rahatça sırıtıp derin bir nefes aldım.
"Kolumu bırak!" Dediğimde hızla kollarım boşluğa düştü.
"Seninle sadece tanışmak istiyorum." Tepki vermek yerine bedenimi ona döndürüp küstahça gülümsedim.
"Benimle tanışmak istediğine emin misin?" Anında kafasıyla onaylayınca gülümseyip "O zaman beni tanı." Deyip arkama bakmadan içeri geçtim. Kesinlikle kötü bir niyetim yoktu, sadece tepkilerini sevmiştim.
"Azra aptal gibi sırıtmayı kes ve beşinci masaya bak!" Yok yok, bir gün bu aptal şef garson elimde kalacaktı. Onu takmayıp havalı bir şekilde az önce açtığım saçımı tekrar tokamla bağlayıp beşinci masaya yöneldim. Beşinci masadaki Aras beni görür görmez aptal gibi sırıtınca bende gülümseyip masanın yanında durdum.
"Ne isterdiniz efe-"
"Aras de lütfen. Hatta ileride belki sevgilim de diyebilirsin. Olmadı Senor de şimdilik." Dediğinde kahkaha atıp yüzümü Aras'ın yüzüne yaklaştırdım.
"Aras demeyi tercih ederim." Bakışları bir an dudaklarıma kaydığında yüzümü geriye çekip ciddileştim.
"O zaman bende sana Senorita derim." Tek kaşını kaldırıp gülümsediğinde, kafamla onayladım. Bana Senorita diye hitap edilmesini seviyordum ama Aras daha güzel söylüyordu ve bu yüzden bana öyle seslenmesine hiçbir sorun yoktu.
"Ne zaman buraya gelmeyi keseceksin? Yani seni her gün görmek fazla itici." Aramızdaki mesafeyi koruyarak mırıltıyla konuştum.
"Bize bir şans vermeden buradan ayrılmayacağım Senorita." Dedi, küstahça.
"Az önce bize bir şans verdim zaten." Deyip, göz kırparak yanından ayrıldığımda siparişini almadan mutfağa geçtim.
***
Güzel bir pazar sabahına günaydın. İçimdeki anlamlı mutluluk beni deli ediyor. Bugün pazar ve tatil, yani gün boyunca gezip tozacktım sonra ise kızlarla akşam bara geçecektik. Yani bütün gün eğlenecektim.
Dolaptan beyaz kısa dar eteğim ile tül içi görünen beyaz gömleğimi ve içine beyaz sütyenimi de çıkartıp elbiselerimi giydim. Makyajımı ile takılarımı da takıp son kez kendime baktım. Tek kusurum boyumun kısa olmasıydı. 1.60 olan boyumu sevmiyordum. Yüzüm ve fiziğim dudak uçurtacak kadar güzel olduğuna yemin edebilirim ama boyum konusunda aynı şeyi maalesef söyleyemeyecektim. Beyaz çantamı ile beyaz spor ayakkabılarımı da giyip dışarıya çıktım.
"Kızım neredesin? Beş dakika dedin neredeyse on dakika oldu." Anna sitemle konuşurken aldırmayıp arabaya bindim. Sadece beş dakika gecikmiştim abartmasına gerek yoktu.
"Eee, bugün ne yapıyoruz? Bana bakın gündüz sadece gezeceğiz. Akşam erkek avına çıkarız." Dediğimde arabanın durmasıyla herkesin bakışları beni buldu.
"Ne? Ne, yanlış bir şey mi dedim?" Bana bakan gözlere baktığımda. Mabel, "Azra, sende mi bu gece ava çıkacaksın?" Diye sorduğunda kafamla onaylayıp gülümsedim. Ava falan çıkmayacaktım. Sadece şaka yapmıştım. Onlar ava çıkarken ben ise onları avlanmaktan koruyacaktım.
Yorucu geçen bir günden sonra şimdi ise benim için yorucu bir gece daha geçecekti. Eve geçmeden alışveriş merkezinden üstümüzü değiştirip bara geçmiştik.
"Azra şu elbiseni çekiştirip durma!" Mabel bağırarak konuştuğunda onu dövmemek için kendimi zor tutuyordum. Kısa elbiseler giymeyi seviyordum ama bu kısa bile değildi. Kısa olduğu yetmiyormuş gibi bir de derin bir sırt dekoltesi vardı. Neyse ki uzun saçımla biraz kapatabiliyordum. Normalde cesur şeyler giymeyi seviyordum ama sanırım bu fazla cesur bir parçaydı.
Üç yakın arkadaşım ile ben elimizde içkiyle mekandaki yakışıklıları gözetliyorduk. İtiraf etmem gerekirse hiç kimse Aras kadar yakışıklı ve çekici görünmüyordu. Sanırım tipini beğendiğim tek erkekti. Sabahtan beri gözüm aradığı bedeni bulunca bir an duraksadım. Elinde gitar ile sahnede görmemle bakışlarımız kesişti. Onca kişi ona bakarken o yalnızca bana bakıyordu ve bu hoşuma gitmişti.Kısa bir şarkı çalıp sahneden indiğinde ben ve arkadaşlarımın bakışları hala ondaydı. Bize doğru yaklaştığında adımlarını durduran bir erkek olmuştu. Biraz konuştuklarında bakışları tekrar beni bulup bana hafifçe gülümsedi ve ilerideki kalabalık erkek grubunun arasına karıştı.
Karşımıza geçip oturduğunda bakışlarını direkt yüzüme verip bir süre öylece gözlerime baktı. Benden etkileniyordu, bunu hissediyordum ama ben ondan etkileniyor muydum henüz bilmiyordum. Arkada çalan şarkının yerine tutkulu bir şarkı açılınca Aras ayağa kalkıp bize doğru gelmeye başladı. "Azra kabul et." Mabel kulağıma fısıldadığında kafamla onaylayıp tam karşıma geçip bana elini uzatan Aras'a baktım.
Bekletmeden elimi elinin arasına bıraktığımda beni döndürüp bedenine yapıştırdı. Kahretsin ki kısaydım ve bu yüzden . İlk kez biriyle sevişmek istemiştim. Eğer biraz daha kalsaydım bu gecenin nasıl biteceğini biliyordum...kafam göğsüne yapışmıştı. Normalde böyle sahnelerde kız ile erkeğin dudakları birbiriyle yakın olmaları gerekiyordu ama benim o sahneyi gerçekleştirmem için parmak uçlarıma çıkmam gerekiyordu ve bunu yapmayacaktım. Soğuk ellerin çıplak sırtıma değince bir an kalp atışlarım değişmeye başladı. Dokunuşu beni etkilemişti.
Kısa bir danstan sonra Aras'tan ayrılıp kalabalığın içine karıştım. Elleri vücudumda gezerken ilk kez biri karşısında bedenim böyle bir tepki vermişti