"Azra baban bunu öğrenirse ikimize de acımaz biliyorsun değil mi?" Dedi tereddütle Cenk. "Biliyorum. Bu yüzden babama senden öğrendiğimi söylemeyeceğim." Dedim. "Söz veriyorum. Bunu kimse öğrenmeyecek." Dediğimde kolundan tutup çekiştirmeye başladım. Elimdeki boş şişe poşetlerini Cenk'e verip babamın sürekli atış yaptığı ormana getirmiştim. Babamın hazır kurulu masasına şişeleri sabırsızlıkla yerleştirirken Cenk ise silahına mermileri yerleştiriyordu. "İşte hazır." Dedim ve heyecanla yanına yaklaştım. "Çok sabırsızsın Azra... Umarım babana yakalanmayız." Dediğinde yanağına dudaklarımı bastırıp gülümsedim. "Merak etme nişanlım babamın ruhu bile duymaz. Biliyorsun nişanlın babasından bile kurnaz ve fena." Dediğimde belimi saran kolları sayesinde beni kendine çekip dudağıma küçük bir öpücük

