12.Bölüm{KAYGILAR VE KORKULAR}

1570 Words
BULUT'UN ANLATIMI Yağmur'un "Bulut çocuklarımız!" demesi ile başımdan aşağı kaynar sular döküldü. O ana kadar etrafımı idrak edememiştim. karşıma bakmamla yerde yatan korumaları görmem bir oldu. Sesli bir şekilde yutkundum. İlk kez kaygının bedenime yayılmasına izin verdim. Hemen hızlı bir şekilde arabadan indik Necip'in yanına gittim Yağmur ise hızlıca eve girdi. Necip bana mahcup bir şekilde baktı ilk defa bana bu şekilde bakıyordu. Bir şey dememe fırsat vermeden "Ağabey kusura bakma bir anlık dalgınlığıma geldi." diyerek yüzünü yere eğdi. Ne olup bittiğini bilmiyordum, çocuklarım iyiler mi değiller mi, ne durumdalar bilmiyordum sinir beni ele geçirmişti resmen bir hışımla suratına yumrum attım sağ tarafa devrildi "Ulan ilk defa senden çok önemli bir şey istedim ilk defa Sağ kolum bu şekildeyse benim diğer adamlarıma ne demeliyim. Ne oldu burda. Hadi oldu ulan it bana niye en başta haber vermedin de ben o amina koduğumun davetinde durdum deseydın hemen eve gelirdim." yere doğru eğilip tekrar yüzüne bir yumruk attım. Yetinemeyıp bu sefer dikleştim ve karnına doğru bir tekme attım. "Ben sana ne dedim Necip çocuklarımın kılına zarar gelirse şerefim üzerine yemin olsun seni yaşatmam demedim mi lan ben." tam yakasına yapışıp bir daha vuracakken "İyide abi çocuklara bir şey olmadı ki mamaları bitmiş mama almaya gitmiştik. O sırada eve saldırmışlar yoksam çocuklar burda olsa ben kendi kafama sıkardım sana bırakmadan." tuttuğum yakasını bıraktım yere düştü "Ulan it en başında desene çocuklar evde değildi abi diye boşu boşuna dayak attım." eliyle ağzının kenarını silerek ayağa kalktı"Canın sağ olsun abi bir daha, daha dikkatli olurum bu vesile ile baştan dayak attın var sayalım." sesiz bir kahkaya atıp beline elimi koydum kolunu boynuma yerleştirip " Ulan deli." diyerek içeri girdirmeyek için haraket etmeye başladım. Eve girdikten sonra onu mutfakta ki L koltuya yerleştirip ilk yardım çantasını ve buzluktan buz çıkarttım. Yanına gidip pansumanını yaptım ardından buz torbasını eline vererek pencereye yöneldim. Dışarıdan bir adam çağırdım " Lan gel buraya al Necip abini odasına götür. Yerdeki pıslikleride temizleyin." yerde yatan korumaları kast etmiştim, gözümde pislikten bir farkları yoktu. İçeri girip Necip'i aldı ve çıktılar mutfağın çıkısına yöneldim. Yağmur'un nerede olduğunu merak ediyordum onu aramay başladım. Evde bakmadığım sadece giyinme odası kalmıştı oraya girince camın kenarına yere çökmüş bir yağmur beklemiyordum. YAĞMUR'UN ANLATIMI "Bulut çocuklarımız!" dediğim anda bulut etrafını idrak etmeye başladı hızlıca arabadan indik ben direk içeriye gittim "Allah'ım ne olur bir şey olmamış olsun çocuklarıma." ağzımda bu çümle dolanıyordu sadece beynimdr ise "Oruspu Şebnem ile uğraşacağına gelmiş olsaydın şuan bunları yaşamazdın" etrafa baktım hiç kimse yoktu. Ne yapacağımı bir türlü kestiremiyordum. Etrafa bakıyordum ama görünürde hiç kimse yoktu en sonunda bağırmayı akıl ettim. "Seher Teyze! nerdesiniz?" bağırmaya devam ediyordum ama hiç bir ses gelmiyordu evde dolandım, her yere baktım yoklardı bir tek ses geçirmez oda kalmıştı, tabi ya aklıma neden gelmemişti ki bu detay muhakkak orda olmalılardı. Koşarak aşağı indim koşmak ne kelime üçtüm resmen odanın kapısını açıp içeri girdim burda da kimse yoktu. Onları bulamadıkça korku beni esir alıyordu. Sanki kalbimi avuçlarının arasına biri almışta sıkıyor gibiydi, kalbım hızlı atıyordu idrak edemiyordum hiçbir şeyi ne yapmalıydım kestiremiyordum. Kenara yığıldım duygularımı gizlemeyi tercih eden ben hüngür hüngür ağlamaya başladım. Yoklardı, çocuklarım yoktu ablamın emanetine sahip çıkamamıştım. Neredeyse 10 dakikadır aynı yerdeydim kalkacak gücüm yoktu. oturduğum yer haraket etmeye başlamıştı sanki birisi alttan itiyor gibi kalktım yerde bulunan gizli kapı açılıp içinden Seher teyze çıktı." Yağmur kızım niye ağladın sen bu kadar."Seher Teyze'yi görmenin sökunu üzerimden atmaya çalışarak "Çocuklarım nerdeler iyiler mi?" seher teyze basını sallayıp aşağıyı işaret etti sadece. Hemen aşağıya indim küçüklerim ordaydı huzursuzlardı, korkmuşlardı belliydi. Hemen ikisinide kucağıma alarak yukarı çıktım odalarına yöneldim. Beşiklerinde mışılmışıl uyuyan çocuklarıma baktım. Ardından Seher teyzeye dönerek "Ne oldu Seher Teyze allah aşkına bir şey anlat." Mahcup bir tavırla bana bakıyordu ne diyeceğini toparlamaya çalışıyordu sankı ama bir şeyler saklıyor gibiydi ne olduğunu kestiremiyordum ama anlamıştım. O konuşmadıkça ben sinirleniyordum en sonunda dayanamayıp " Saklamaya çalıştığın şeyi söyle önce gerisini sonra da düşünürüz." gözlerini gözlerimin içinde dikti bir anda, gözlerimde gördüğü üzüntüyü korkuyu birde gerçek isteği işgal etmişti. Sakladığı şeyı anlayamamıştım ama sakladığına emindim. Ağzını açtı kapadı derken en sonunda "Biz Necip oğlumla çocuklara mama almaya gitmistik o ara eve baskın olmuş ne olur ne olmaz diyede Necip oğlum bizi gizli bölmeye geçirdi." mantıklı bir açıklamaydı fakat biz çocuklara neredeyse 6 ay yetecek kadar mama almıştık bu ayrıntı aklına gelmemişti bir hışımla "Seher Hanım biz çocuklara yeterince mama aldık ya hani sizde kızmıştınız bu kadara ne gerek var diye. Diyecek başka yalan bulamadınız mı?" Seher bu ayrıntıyı hatırlayınca tökezledi ardından "Tamam kızım Behçet Bey'e söz vermiştim ama sana diyeceğim sakın ama sakın Bulut oğluma bir şey söyleme yoksa daha da kötü olacak araları babasıyla." sadece kafa salladım ne döndüğünü bir an önce anlamak istedim söze devam etmesini bekledim sadece. "Behçet Bey beni aradı 'oraya baskın olacak %90 çıkar torunlarımı oradan hemen' dedi bende bu yalanı bulabildim sadece. Necip hiçbir şey bilmiyor. Ne olur Bulut'a deme babasıyala arası iyice açılmasın." ne dönüyor bilmiyordum ama burnuma hiç iyi kokular gelmiyordu ne yapacaktım kestiremedim "Bir daha sizi yanımızda yöremizde görmek istemiyorum. En kısa sürede buradan ayrılın lütfen! Yoksa Bulut'a her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatırım." kafa sallayıp dolu gözleri ile yüzüme baktı bir müddet ardından kararlı olduğumu anlamış olacak ki odayı terk etti. Hangi ara giyinme odasına geldim bilmiyorum, ne ara buldum bu içkileri onuda bilmiyorum, ama içmeye devam ediyordum. uzaktan biri bana sesleniyordu ama ağlamaktan başka bir şey yapamıyordum artık. Bir kadeh bile içemeyen ben şuan bir şişe içmiştim. Kafam bir milyondu ne oldu bilmiyorum niye içtim onuda unuttum. Sadece karşımda duran Bulut'u düşündüm hangi ara gelmişti buraya ya bu niye bu kadar yakışıklı duruyordu bu "YAĞMUR" Adım ağzına ne kadarda yakışıyordu " Beim adıym ajına ni kader yakıjiyor seniyn" sahoşken ne kadarda iğrenç konuşuyordum ya. Gelip beni kucağına aldı "Ne dediğini pek anlamasamda seni ayıltmam lazım sanırım. Onu iyi anladım" başımı boynuna gömdün ne kadar güzel kokuyordu dayanamayıp boynunu öptum yürürken bir anda durdu ve " Yağmur sarhoşsun, kendinde değilsin, yapma yoksa yanan sen olursun." Ateşi severdim ben yanıyım istedim "Yanmayı istersem ne yaparsın" diyerek boynuna daha çok gömülüp öpmeyide geçtim emmeye başlamıştım ağzından bir hırıltı kaçtı. Hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı. Yatağa gelip beni yatırdı üstüme çıkıp dudaklarımı öpmeye başladı. Alt dudağımı ağzına alıp emmeye başladı ardından ufak bir ıssırık bıraktı bunun etkisi ile bende onun üst dudağını dişleyim derken ıssırdım ağzıma kan tadı geliyordu. Ve Bulut'un erkeksi hırıltısı kulaklarım ulaşmıştı. ellerimi boynuna doladım daha fazlasını ister gibi kalçamı hafifçe kaldırım erkekliğine sürtündüm. Dudaklarımı istila eden dudaklarını çekti bir anda "Yağmur yapma güzelim aksi durumda sarhoş olan Yağmurdan faydalanmak zorunda kalacağım. Sabah pişman olacağın bir şey yapma ne olur dayanamıyorum." küçük bir kıkırtı kaçtı ağzımdan ardından dudağına ufak bir öpücük bırakarak "Pişman olmayacağım bir yol buluruz beraber." Ne saçmaladığımın farkında bile değildim ama kendimi ona tekrar sürttüm hırlayarak bu sefer boynuma indi. İlk şah damarıma küçük bir öpücük koydu. Dilini şah damarıma deydırdı ve sah damarımdan kulak mememe kadar olan çizgiyi yaladı ve kulak mememi ağzına alarak emdi. Ağzımdan öyle bir inleme firar ettiki Bulut sanki daha da bir arzuyla boynumu öpmeye başladı ara ara ufak ısırıklar bıraktı ben kendimi kaybetmek üzereydim. Odada sadece inleme seslerimiz vardı ve giderek artıyordu. Daha fazla dayanamadım bu sefer sürtünmeden kendimi ona bastırdım öyle sert yapmıştımki buna Bulut küfrederek inlemeye başladı "Hay amına koyahım Ahhh!" hoşuma gitmişti kıkırdadım bir anlık dalgınlığına denk gelip yatağa onu attım ve bu sefer ben üste geçtim. Onun bana yaptıklarının aynısını yapacaktım ona. Onun kadar profösyönel olmasamda amatörce hareket ederek aynısını yapmaya çalıştım. Daha fazla dayanamayıp beni tekrardan altına aldı ve bu sefer üzerime giydiğim tişörtü yırttı, resmen yelek gibi olmuştu güzelim tişörtüm. Karşısında laciver transparan dantelli südyenimle kadığımda biran duraksadı bana baktı tam kalkmak için hamle yapacaktı ki engel olarak kollarımı boynuna doladım. BULUT'UN ANLATIMI Tişörtünü yırttıktan sonra göğüs uçlarının bile belli olduğu lacivert bir südyenle kalmıştı karşımda bir an duraksadım 'Ne yapıyorum ben, sarhoş bir kadından yararlanıyordum resmen daha ileriye gitmek istiyorum ama bunu Yağmur'a yapamazdım hemen kalkmak için haraketlenmiştim ama yağmur buna izin vermiyordu kollarını boynuma dolayıp beni öpmeye başlamıştı kendimi ondan uzaklaştırıp "Yağmur sarhoşsun ve ben ileriye gidemem pişman olacağın bir şey yapamam sana." Hüzünlü gözlerle bana baktı ardından burnunu çekti "Beni istediğini, beni sevdiğini sanmıştım kusura bakma bir daha yapmam gerçi ayık kafayla yapma cesaretim olmaz. Uzun bir süreden sonra ilk defa tam anlamıyla sarhoş olduğumda göz önünde bulundurulursa bir daha dozu da kaçırmam." Önce derince bir nefes aldım ne saçmalıyordu istiyordum hemde çok ama yapamazdım sabah kalktığı zaman pişman olsun istemiyordum. "Emin ol Yağmur bu dünyada istediğim en çok şey bile olabilir benim olman. Ama sabah sen ayılınca pişman olma, benden uzaklaşma diye çabalıyorum. Senin benden gitme düşüncen bile beni harap ediyor sabah kalkınca gidersen benden ne yaparım ben bilmiyorum." sözlerim bittikten sonra tekrar doğrulmak için bir hamle yaptım ama kollarını daha çok sıktı ve "Kaygıların var anlıyorum. Sen kaygılarınla korkularını karıştırıyorsun. Bunu denemeden ne sen ne de ben bile biliriz. Ben ilk defa birine ait olmak istiyorum Bulut bunu benim elimden alacaksın, alacaklar diye çok korkuyorum." çok istiyordum onun bana ait olmasını ama ayık kafa ile olmalıydı, onuda kırmak istemiyorum ne yapacağımı kestiremiyordum. "Yağmur inan ki seni kırmayı hiç istemiyorum ama mecburen ayık kafa ile seninle birlikte olmak istiyorum. Sabah kalktığında pişman olmanı istemiyorım lütfen beni anla. Hadi gel beraber sarılarak uyuyalım olur mu?" kafasını sallayıp kolumun üzerine yattı ona sıkıca sarıldım oda aynı şekilde bana sarıldı Kafasını göğsüme koyarak uykuya daldı daha doğrusu sızdı. Burnumu kafasına gömerek saçlarını koklamaya başladım. Kokusunun da vermiş olduğu hazla uykunun kollarına kendimi bıraktım.

Great novels start here

Download by scanning the QR code to get countless free stories and daily updated books

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD