2.Bölüm {MEKTUPLAR}

989 Words
Ablamın ellindeki mektupları alıp direk çantama koydum sonuçta ortada cinayet var ve mektupları kimsenin görmemesi gerek polislerle uğraşamazdım bide. Bu işi kendim halledeceğim. Yoksa hiçbir şey ortaya çıkmaz gerçekler yok olur giderdi. Babamın bu işte bir payı olduğunu düşünüyordum ama konduramıyordum bunu kendim öğrenmeliydim. Ablamın her zaman dediği laf gelmişti aklıma "Sen ne kadar yakın olursan ol istediği gibi bir evlat ta olsan Esat Güneş hep senden saklayacak bir olaya karışacak. En güvendiğini sandığı kişi dahi olsan senden gizli oyunlar kuracak babana fazla güvenme benim güzel kardeşim okulunu bitir doktor olarak gir. Bir yere bırak o adamın pisliklerini. Kendini kurtar pisliğe batarın yoksa ablacığım." güldüm ağlayacak kadar çok güldüm ablam bilmiyorduki o pisliğin ta kendisi bendim. Hastaneye geldiğimizde direk bebeklerin doktoru ile konuştum. "Bebekler nasıl erken doğmalarına rağmen ciğerlerinde sorun yoktu ikisininde en azından . Nefes alıyorlardı. Genede iyi bir muayeneden geçmelerini istiyorum ne olur ne olmaz." Doktor bana şaşırmış bir şekilde bakarken ona aldırış etmeden cümleme devam ettim. "Görme testi istiyorum beyine giden damarlar yeterince gelişmiş mi merak ediyorum sonra işitme testini kesin bide kalpleri gelişmiş mi yada başka bir sıkıntı varmı bakılsın." Doktor şaşkınlığını bir kenara bırakarak asistanlarına dediklerimi söyledi sonra bana dönüp: -Sız hangi hastanede çalışıyorsunuz ve adınızı öğrene bilir miyim ? Diye sorunca direk cevap verdim."Genel Cerrahım bir hastanede çalışmıyorum. mesleki unvanımı aldıktan sonra mesleği bıraktım." - Yanlış anlamazsanız neden bıraktınız mesleği. Patavatsızlık damarımı gene gün yüzüne çıkarak " Dövdüğüm insanları iyileştirmekten yorulduğumdan" deyi verdim bir anda. Hay ben azımı sikeyim neyse ki espiri yaptığım mı sanıp yanımdan uzaklaştı 'Lan bunu nasıl doktor yapmışlar anlamadım sonuçta her söylenen sözün bir gerçeklik payı var ama bu geri zekalı anlamadı.' Tam arkamı dönüp kuzuların yanına gidecekken acil kapısından iki ceset girdi hemen ablam sandığım cesedin yüzünü açınca eniştem olduğunu fark ettim demek ki ablama denilenler doğruydu enişte beyi de öldürmüşler. Ablamın ilk karşılaştıklarında gelip bana anlattığı anı gelmişri aklıma 27 yaşında olmasına rağmen bir çıcuk gibiydi "Yağmur bir görsen ben askeri üniformanın birine daha böyle yakıştığını görmedim. Bana kenara geç güzellik yaralanmanı istemeyiz demi dedi. Kızım bana güzellik dedi ya bir düşünsene karızma desen var meslek desen var." şaşkınlıkla ablama bakmıştım o an ne saçmaladığını anlamamıştım. "Abla kendine gel adam asker farkındasın demi bizim babamızda mafya kendini olmayacak hayallere kaptırma, başı yanan sen olursun."aklımdakı canlanam anıları bir kenara bıraktım. Aklıma bir an da mektuplar geldi direk çantamdan çıkardım birinin üzerinde benim adım vardi diğerinde enişte beyin kardeşi BULUT KARA ismine aitti. Hemen kendi mektubumu açıp okumaya başladım Merhaba baldız ben hiç tanımadığın enişten POYRAZ KARA ben seni , senden iyi tanıyorum Şahmeran . Şaşkınlıkla baktım mektuba. Vay be enişte benim her şeyimi biliyormuş. İlk karşılaştığımızda konuştuğumuz diolog geldi aklıma. "Abladan uzak dur Poyraz Kara durmazsan sana yapacaklarımı düşünmel dahi istemiyorum." güldü neredeyse kahkaha atacak kadar güldü "Ne yaparsın küçük kız ablandan uzak durmazsam benimi oldurursun" gülmüştüm tıpkı onun gibi " Babamızın ne iş yaptığını biliyorsundur. Gerçi sen babanın arkadaşlarını ve düşmanlarınıda biliyorsundur. Aaa pordon unutmuşum Uyuşturucu baronu Behçet KARA'nın oğlu olduğunu." yüzündeki saf öfkeyi gömüştüm hayatını en ince ayrıntısına kadar araştırmıştım her atrığı adımı öğrenmıştım ablamdan uzak durması için elimden geleni yapacaktım bu birliktelik iki aileyede büyük zarar verecekti. Bundan o kadar emindimki o zamankar. Sinirle karşıma dikildi ve "Sen yat kalk ablana dua et onun kardeşi olmasan en değer verdiği insan lardan birisi olmasan seni şuracıkta öldürürdüm de neyse. O it herifle adımı yan yana sakın ama sakın getirme küçük " aklıma gelen anıyı bir koşeye atarak mektubu okumaya tekrar döndüm Ben gizli görevdeyken açık verdim ve ablanla bebeklerimi öğrendiler sonrada benim asker olup aralarına sızdığımı öğrendiler. Sonrası tam bir işkence ne yapsam etsem kurtulamadım sonra ablanı bulmuşlar beni öldürüp onu da öldürmek istediler çünkü her göreve gittiğimde ne olur ne olmaz diye ablana mektup yazıyordum Avukatım da dururdu mektuplar. neyse bu mektupları da öğrenmiş şerefsizler , ablanı öldüreceklerini söylediler. Sonra görevde olduğum bir arkadaşıma bu mektupları verdim, size ulaştırması için eğer bana ve ablana bir şey olursa çocuklarım sen ve kardeşim BULUT KARA ya emanet etmek istedim hatta Bulut ile evlenip çocuklarımı nüfusunuza geçirir eğer onların yaşadığını anlarlarsa onları da öldürürler. 'Ne saçmalıyordu bu ya ben kardeşi Bulut mu neyse onlamı evlenecektım bunu yapamazdım hedeflerim karıyerim vardı benim ' Eğer evlenirseniz komutanım her şeyi halledip çocukların nüfusunda sizin adlarınız yazacak ama evlenmeniz gerek. Evlenmezsen çocuklarımızı öldürürler. Çocuklarım önce Allaha sonda Bulut ve sana emanet baldız. Sen beni tanımasanda hakkım sana helal olsun. Çocuklarıma iyi annelik edesin yoksa iki elim yakanda olur. Nefes almakta bir an tereddüt ettim hemen yere çöküp düşünmeye başladım. Ablam ölmüştü aksi gibi kocasıda anneliği geçtim bu zaman kadar staj haricinde bir bebekle muhattap olmamıştım zaten zar zor geçmiştim stajdanda. Birde değil anasını satıyım iki tane bebeğe baka bilecekmiyim. Onuda geçtim dövdüğüm adamlar haricinde elim bir erkeğe deymedi nasıl evlene bilirdim tanımadığım görmediğim bir adamla. Ablam benim her şeyimdi evi terk ettiği günden beri babamın işlerine daha çok asılmıştım ablamın gidişinin hıncını hep başka adamlardan almıştım. İşlere karışmaz sadece bilgi almak için çalışır ve istemediğim işleri yapan kişilerin canlarını hakardım. Merhamet denen şeyi 20 yaşımda babamın işleriyle uğraşmaya başladığım gün bir köşeye atmıştım. Tekrar 20 yaşımdaki merhametimi elime alabilirmiydim, sevgi denen şeyi ablam evden gittiğinde bırakmıştım. Sevebilirmiydim bu iki miniği. Her şeyi geçtimde annelik yapabilirmiydim bu iki miniğe. Ellerimle yarattığım canavarı bir köşeye atabilirmiydim. Bu miniklere benden zarar gelirmiydi. Babm ve arkadşım hariç tabi bide eniştem Poyraz hariç "ŞAHMERAN" olduğumu bilen kimse yoktu bildiğim kadarıyla ama ya varsa bu miniklere benim yüzümden bir şey olursa korkusu sarmaya başladı beni.O an ablamın dediği bir laf geldi aklıma " Yağmur senin yapamayacağın hiçbir şey yok bak tıp okuyorsun derslerinin ağırlığı malum sen ona rağmen babamın işleriyle ilgileniyorsun. Sen babama olmayan erkek evladının erkekliğini yapıyorsun her şeyin üstesinden gelebilirsin..." İlk işlediğim çınayetten sonra girdiğim kırızde demişti bunu bana hiç bir şeyden haberi yoktu ya da bana belli etmedi bilmiyorum ama o an anladımki ben her eşyin üstesinden gelebilecek bir yapıya sahıptım. Deneyecektim ne pahasına olursa olsun deneyecektim. Ayağa halkıp kendimi silkeledim ağır adımlarla yürümeye başladım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD