1. Bölüm: İyi Geliyorsun

851 Words
Bazen kendime çok kızıyorum, aslında bazen değil de çoğu zaman kızıyorum. Beni sevmeyen adamı nasıl severim. Beni görmeyen, görmezden gelen adamı nasıl sevdim ben, en çokta bu yüzden kızıyorum kendime. Karşımdaki manzara gözlerimin dolması için yeterli sebep zaten, hak etmiyorum. Tek taraflı sevgi kalbime ağır geliyor beni sevmeyecek olan adamı seviyorum bu çok ağır. Peki sarılarak sohbet ettiği kız kim neyin nesi nasıl ona o kadar yakın olabilir. Oysa hiç güldüğünü bile görmemiştim. O kıza o kadar güzel gülümsüyor ki kıskandım. Sevmesin beni, ben ondan sevgi istemedim ki sadece bir kere gülsün bana, görmezden gelmesin. Karşımdaki manzaraya bakmak istemediğim için arkamı dönüp gözümden yaşların akmasına izin verdim. Ben bu kadar güçsüz olamazdım asla bir erkek için ağlamam diyen ben o kıza gülümsüyor diye ağlıyordum. Oysa sevgi yürekte çiçekler açtırıyordu. Yalanmış, sevgi sadece acı çektirdi bana. Çiçekler soldu.. ? “Gelmeyeceğim deme sakın, sen gitmezsen ben de gitmem ışık ” iki saattir arkadaşımın beni ikna etme çabasını izliyordum tepkisizce. Neden anlamak istemiyordu o da orada olacaktı ve ben onu görmek istemiyorum. Eğer onu orada görürsem yine aynı şeyler olacaktı, biliyordum. Beni görmezden gelecek ve hiç yüzüme bakmayacaktı. Üzülen yine ben olacaktım yine ve yine, ama bı taraftan da gitmek istiyorum. Acaba o kız da mı gelecekti beraber mi geleceklerdi. İçime basan merak duygusuyla gitme kararı aldım. En fazla ne olabilirdi ki. “Tamam Beste gelicem, ama sadece senin için yoksa gelmezdim." Yalan, ben gitmesem bile giderdi Beste sadece merak ediyordum o kız da mı olacaktı yanında, olmaması için içimden bütün bildiğim duaları okudum. katlanamazdım, o kıza gülerek bakan sevdiğim adamın bana bir hiçmişim gibi bakmasına katlanamazdım. “ Ayyy hadi hazırlanalım, azıcık süslenelim kız kalk kalk” diyerek kolumdan tutup kendi dolabının yanına götürdü beni. “ Tamam beste kuşum, sen niye bu kadar heyecanlısın? Yoksa benim bilmediğim bir şey mi var ” diyerek tek kaşımı kaldırmaya çalıştım. Lanet olsun yapamıyordum, tek kaşını kaldıran kişileri de kıskanıyorum. Aniden yüz ifadesi değişip “ ne olucak ya hiç bir şey yok. Biliyorsun beni heyecanlanırım böyle toplanama şeyleri olunca." deyip kendine kıyafet bakmaya başladı. Bu işte bi tuhaflık vardı. Beste kesinlikle benden bir şey saklıyordu yok böyle aniden tepki vermezdi. Neyse öğrenirdim, söylemek isteseydi söylerdi zaten. Akşam saat sekizi doğru Besteyle, toplanılacak mekana doğru yürümeye başladık. Anlamıyorum bizi neden aralarına aldıklarını, normalde onlardan yaşça küçüğüz, bizi zaten çocuk yerine koyuyorlar bir de bizi çağırıyorlar. Merak etmeseydim asla oraya gitmezdim. Ne işim var onların yanında beni sevmediklerini biliyorum zaten çoğunun, bu gece hemen bitsin istiyorum. Sonunda geldiğimizde, içerdeki gürültü o kadar fazlaydı ki dışarı geliyordu sesi. Beste kolumdan tutup “ içerde kavga mı var yoksa aşırı gürültülü var ” diyerek kolumdan tutup içeriye girdik. Asla ve asla bu görüntüyü beklemiyordum. Şaşkınlıkla karşımdaki ikileye bakıyordum. Anıl abi en yakın arkadaşı Baran abiyle kavga yapıyordu. Hiç bu zamana kadar aralarında su sızmayan dostlukları nasıl bu şekilde oldu bir anda, hem de bu kadar kişi içinde. Baran abinin yüzü tanınmayacak haldeydi, kimse de ayırmıyordu. Anıl,Baran abiye sert bi yumuruk vurunca istemsiz bağırdım. Kavga da olan bakışlar aniden bana dönünce Anıl abi sert yüzünü aniden bana çevirdi. Sert bakışlarının altında ezildiğimi hissettim. Bana sanki beni öldürecekmiş gibi bakması, orada Baran abi yerine beni dövüyormuş gibi hissetmeme sebep oldu. Aniden bir iki adım gerileyip simsiyah gözlerine korkuyla baktım. Benim bu hareketimle vücudu kaskatı kesildi. Hava da kalan elini indirip Baran abiyi bırakıp bana yaklaşmaya başladı. Korkuyla bi iki adım daha geri gittim. Oysa insan sevdiği adamdan nasıl korkardı, korkmamalıydı. Ben neden şuan bu adamdan korkuyordum. Sert bakışları, sert adımlarıyla uyum içerisindeydi. Yanıma yaklaştıkça kalbim korkuyla hızını arttırdı. Hayır hayır ben sevdiğim adamdan korkuyor olamazdım. Yanıma ne ara yaklaştığını anlamadığım an da sertçe kolumdan tutup beni kendine çekti. Şaşkınlıkla ona baktım. Simsiyah gözleri bu sefer sert bakmıyordu. En çok ta bu şaşırttı beni . Sert nefesini verip simsiyah gözlerini benim kahve gözlerimden ayırmadan, “ Sakın Işık! düşündüğüm şey olmasın.” diyerek etrafa bakıp kolumdan tutup beni kendiyle beraber dışarı çıkardı. Hayır yani niye herkes kolumdan tutuyor. Kolumu bu kadar sevdiklerini bilmiyordum. Canım kolum biliyorum seni çok sevdiklerini, Allah'ım ben galiba deliriyorum, sabır ver sen bana. "Anıl abi..” bı anda sert seni benim konuşacağım bütün kelimelerimi kesti “ benden korkuyor musun Işık?” gözlerimi gecenin karanlığından alıp en karanlık gecelere çevirdim bakışlarımı “h-hayır." Allah kahretsin kekeleyerek konuştum. Tabi adamdan korkuyorsun aptal Işık . Bi an da bedenini bana çevirip tam gözlerimin içine bakarak “ korkma benden, öyle bı hata yapma en son zarar vereceğim kişi bile olamazsın sen." tabi ya haklı kimse kendinden yaşça küçük olan gözünde çocuk olan kişiye zarar vermez değil mi. “ Haklısın Anıl abi, çocuk gibi gördüğün birine zarar veremezsin sen. korkmuyorum hem” diyerek yanından geçmek için adım atmışken bi anda bana sarıldı. kaskatı kesildim. Anıl abi bana sarılıyordu. Bu rüya mıydı? Allah'ım rüyaysa eğer uyanmayayım. Lütfen lütfen.. "Anıl ab-" tam konuşacakken “şşş konuşma ” diyerek saçlarımı kokladı. Bu hisler çok başkaydı. Beni görmezden gelen adam şuan bana sarılıyordu hem de saçlarımı kokluyordu. Kesinlikle rüya yoksa benden nefret ettiğini düşündüyordum. Beni sevemezdi ki, sevdiği vardı hem o kızı seviyor bence. Kardeşi gibi gördüğü için sarılıyor başka açıklaması yok. “Bana iyi geliyorsun küçük. kokun beni sakinleştiriyor...”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD