Defne Aydın ;
Gözlerimi açtığımda içimde bir huzursuzluk vardı. Odaya sessizlik hâkimdi ama... tanıdık olmayan bir sessizlikti bu. Baran’ın ın yatak boştu. Baran yoktu. Perdelerin aralığından sokak lambasının soluk ışığı içeri süzülüyordu. Gözüm kapının önüne takıldı. Hafif aralıktı.
Sonra bir ses duydum. Boğuk bir ayak sesi... Sanki biri odanın içinde dolaşıyordu. Uyku sersemi bir hâlde doğruldum. O an, loş ışıkta karşımda bir gölge belirdi. Baran sanmıştım. Ama değildi. O, tanımadığım biriydi.
İrkilmeden, soğukkanlılıkla ayağa kalktım. Göz göze geldiğimizde adam bir an durdu. Sonra birden üzerime atıldı.
Odanın ortasında sert bir mücadele başladı. Yumruklar, tekmeler havada uçuştu. O kadar hızlıydı ki, hangi hamleye karşılık verdiğimi hatırlamıyorum bile. Defalarca yere düştüm, kalktım. Yüzüne aldığı maskeyle kimliğini gizlemiş ti ama gözlerinden ölüm soğukluğu akıyordu.
Bir ara boynuma sarıldığında nefesim kesildi sandım. Ama eğitimimi hatırladım. Bir boşluk... sadece küçük bir boşluk yeterdi.
Dizimi karnına geçirdim. Ardından elimle çenesine sert bir darbe indirdim. Sersemledi. Son hamlemi yaptım: Diz çöktüm, dengesini bozdum ve yere yatırdım. Dirseğimle boynuna bastırıp onu etkisiz hâle getirdim.
Odanın sessizliği yeniden çökerken, tek duyduğum nefes alışverişim idi.
Kapı aniden açıldı. Baran içeri girdi.
Beni yerdeki adamın üzerinde, ter içinde ve gözümdeki kararlılıkla gördüğünde olduğu yerde durdu. Gözleri büyüdü.
“Ne... ne oldu burada?” dedi.
Ben ayağa kalkarken, üstümü silkeleyip, “Sabah sporu,” dedim.
Baran şaşkın bir şekilde yere baktı. Yerde hâlâ kıpırdamadan duran adamı süzdü.
“Bana ihtiyacı duymamışsın.?”
“Sen nereye gittin? Ben burada ajanla cebelleşirken.”
Baran, bir süre sessiz kaldı. Sonra hafifçe gülümsedi. İlk kez yüzünde açık bir gurur ifadesi gördüm.
“Bravo,” dedi. “Sen olmuşsun gerçekten.Bende dün gece lobide gözüme takılan 2 adam vardı onları hallettim.”
Omuz silktim. İçimden geçen tek cümle şuydu:
Baran, bu sadece başlangıç.
“Neyse Baran bu adamı ne yapacağız?”
“Diğerleri konuşamaz artık ama bunu konuşturup kimin gönderdiğini öğrenebiliriz.”
“Tamam sen ustalığını konuşturursun duş alıp kendime gelmem lazım.”
Baran “Tamam sen keyfine bak, uzun sürsün duş alman müzikte aç rahatsız olma.”dedi…
Ben kıvıra kıvıra duş almak için banyoya ilerledim. Bir çift gözün beni izlediğine eminim ama dönüp bakmadım, havam bozulmasın diye:).
Ben banyoya geçip telefonumdan ziynet sali Başrol Benim şarkısını açıp sesinide sona verdim. Ziynet eşlik ederek soyunmaya başladım, suyu da açtım ısınsın. İyi dayak yemiştim, sıcak su rahatlatır.
Odadan da patır kütür sesler gelmeye başladı. Baran iş üzerindeydi. Merak edip havluyu bedenime sarıp kapıyı hafif araladım. Onu iş üstünde görmek istiyordum.
Adama yumruk sallarken kol kasları daki damarlar o kadar belirgin hâl aldiki. Alt dudağımı ısırdım. Çok seksi görünüyordu, bir tutam saçlarımdan alıp oynamaya başladım. İşaret parmağıma
dolayıp bırakıyordum.
Adamı resmen havaya kaldırıp yere çalmıştı. Zihnimde resmen Baran’la birlikte olmaya başlamıştım. Aniden Baran başını çevirip banyo tarafına bakınca göz göze geldik. Beni görünce afalladı, kapıyı örtsem mi, devam mı etsem diye düşünürken Baran’ın kaşları çatıldı. “Kapat kapıyı bu kılıkla adama şov mu yapıyorsun”demesiyle irkildim. Hızlıca çarptım kapıyı. Suyun altına attım kendimi pişman oldum ama izlediğim manzaraya da değerdi.
Neden bu kadar kaba, kibarca kapıyı kapatır mısın da diyebilirdi. Yok ille höt söt yapacak tüm büyüyü bozacak. Hayallerimin seri katili ne olacak.
Baran;
“Defne ah Defne onu ilk gördüğümde acemice bir telaş vardı üzerinde. Üzerine giydiği kıyafeti endamını ortaya sergiliyordu.Kendimi onu izlemekten alıkoyamıyorum . Siyah uzun dalgalı saçları beyaz teniyle buluşunca tablo gibi oluyordu.
Her geçen gün ona dahada yakın hissediyorum kendimi. Bu göreve başlarken iki günde çözerim bu kızı üçüncü gün ikna ederim bizimle çalışmaya başlar demiştim.
Ama onu izlemek zevk vermeye başlayınca uzaktan daha iyi tanımak alışkanlıklarını çözmek eğlenceli gelmeye başladı. Ara ara onunda haberi olmadan küçük sınavlardan geçiriyordum.
Şifreli mesajlar gönderiyordum, gönüllü oluyordu hemen. Bazen adam tutup asılıp dikkatinin dağılması için küçük oyunlar hazırlıyordum. Adamlara bakmıyordu bile elinin tersiyle sadece git işaretini yapıyordu. Kahve resmen kahve ile aşk yaşıyordu.
Kahvesi ilk servis edildiğinde hareketleri hep aynıydı. Önce fincanı iki eliyle tutuyor sonra kokusunu içine çekiyor, küçük bir yudum içip yerine bırakıyordu. İlk öpücük gibi. Bu onun ritüeli olmuş gibiydi. Artık duygularımın farkındayım, ilk defa bir kızdan hoşlanıyordum.
Onu kendime yakın tutmam gerekliydi. Etrafı zıbıdı dolu, o bakmasada eninde sonunda biri onu kandıra bilirdi. Önce ailesine yaklaşım, babası Haldun bey kızıyla gurur duyan adam gibi adamdi. Eski İstanbul beyefendisi nazık ağır başlı biri.
Ona önce kısaca kendimi tanıtıp iş teklifini ilk önce sizinle konuşmak istedim diye uzun uzun konuştum. Yurtdışı seyahatleri olacak, iş saatleri belli olmayacak saat farkı nedeniyle diye,gereksiz ayrıntılar konuşup kafasını karıştırıyordum.
Maaş kısmında ikna olmuştu artık. Sadece geçmesi gereken sınavlar var. Başarılı olursa kesin işe alınır dedim.
Altın tepside sunmak istemedim huylanmasın diye.
Sırada Defne vardı… Olayları hızlandırıp bir an önce ona yakın olmak istiyordum. Konferans salonunda onu havalı bir şekilde aldım kendimi onun beynine nakış nakış işlemek istiyordum.
Kendi ekibimle tanıştırdım. Hepsi ile uyum sağladı bu iyi birşey di benim için. Kahve zaafını her fırsatta koz olarak kullanıyordum. Hızlandırılmış bir aylık eğitimlere başladık.
Her konuda kendini geliştirmesini istiyordum. Dövüş konusunda çok zayıftı. Melis’ten çok dayak yedi, dayak yedikçe buna hırslandı.İyide oldu az çok bişiler öğrendi.
Daha bunlar başlangıç, onu kendim gibi usta bir Ajan yapacağım kafama koymuştum. Algısı çok açık, sezgisi kuvvetli biriydi. Şifreli kodları çözmek onun saniyelerini alıyordu.
İlk görevine hazırdı….
Son eğitim günün de hesabına yüklü bir maaş attım. Çığlıklarını duymak isterdim:)
Hazırlık yapmasını istedim mesajla bildirdim. Benimle çok muhatap olup sıkılmasını da istemiyordum.
Otele çift olarak giriş yaptırdım. İlk görevde gözümün önünde olsun. Bahanede hazır acemi kendisi:).
Ara ara bana laf sokuyor kendince asılmaya bile başlamıştı. Hoşuma da gidiyordu. Asla ona hissettirmedim biraz emek harcasın ki.
Kolay lokma olmadığımı bilmesi lazım.
İlk görev için aldığı kıyafet tüm vücudunu sergiliyordu. Ama birşey de diyemedim bakmamaya çalışıyorum. Göreve odaklanmam zor olacak.
İlk görevinde eski ortağım yeni düşmanım İngrid vardı onunla buluşacak dosyayı alacaktı. Asla vermiyeceğinden emindim ondan alabilmek için yedek planım vardı kimseye açıklamadım .
İletişimi kesince deliye dönmüştüm. İngrid Defne’ye ne söyledi ne anlattı bilmiyordum.
Ama işi benim hoşuma gitmeyecek şekilde başarmış hanımefendi. Kendi ile gurur duyuyor. Yürümek istedi kabul ettim Cafe olan caddeye yönelttim kahve içince rahatlar dedim. Onun rahatlaması benim gerilmem demekmiş onuda öğrenmiş oldum.
İngrid'i çözmüş beni çözmeye çalışıyor kendince. Biraz sohbet edip otele geçtik. Verdiğim cevaplara tatmin olmuş. Lobide iki kişi dikkatimi çekti Defne uyuduktan sonra onlarla ilgilenirim diye düşündüm. Üçüncü kişiden habersiz.
Odaya geçince rütbemi konuşturdum çift kişilik yatağı kaptım gayet rahatsız kanepede yatar rahatsız olur kendi gelir yanıma diye düşündüm.
Yorgundu bu kadar hızlı uykuya dalacağını hesap etmemiştim:). Benimle birlikte olunca uykusuz gecelerin olacak bu uykuların tadını çıkar Defne hanım.
Ben sessizce odadan çıkıp o iki adamı peşime taktım. Issız bir sokak ta bunların hakkından geldim.
Konuşturmak istemiştim ama kendime engel olamıyorum başladım mı birinin durdurması lazım.
Biraz sokaklarda boş boş dolaştım gecenin karanlığı güneşin ilk ışıklarına meydan okusada teslim oluyordu. Defne aklıma geldi günün ilk ışığı üzerine doğarken onu izlerim dedim.
Otele geldim odaya çıkmak için asansöre bindim. Bizim katta inince odaya yöneldim. Yaklaştıkça sesler gelmeye başladı. Adımlarımı hızlandırdım. Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara beni hem korkuttu hem de gurur duymamı sağladı. Defne başka birini yakalamış adam resmen Defne’ den dayak yemiş oda hırpalanmış bayağı.
“Ne oldu burada? ” diye sordum.
Defne hanım “sabah sporu” dedi.
Senin spor yapan yerlerini neyse içeri girip adamı konuşturmak istediğimi söyledim. Oda kendince benden hesap soruyor. Bensiz uyanmak yaramıyor onu da öğrenmiş oldum:).
Defne duş almak istiyorum deyince işime geldi, müzik açmasını istedim ritmik bir şekilde bu adamı gebertmeyi planlıyorum.
O duşa girince ben başladım adama vurdukça Defne gözümün önüne geliyordu. Bu pislik ona dokunmuş hatta canını yakmış. Bir ara gözüm banyo kapısına yöneldi. Bakmamla gördüğüm manzara şimşekler çaktı üzerinde sadece kısa bir havlu bizi izliyordu. Beyaz teni seksi vücudu karşımdaydı. Adam aklıma gelince ona bağırıp kapıyı kapatmasını söyledim. Sen benim özelimsin kimse seni bu halde görmesine izin vermem artık.
Bu saatten sonra Defne benden başka şansın yok kızım….