Melih, Defne’ye dönüp kararlı bir sesle konuştu:
"Ben arabadan inip adamları oyalayacağım sende direksiyona geçip hemen buradan uzaklaş. Sakın arkana bile bakma."
Defne, endişeyle gözlerinin içine baktı.
"Ya sen? Sen ne olacaksın?"
Melih’in yüzünde belli belirsiz bir tebessüm vardı, ama sesi ciddiydi:
"Beni merak etme. Sadece dediğimi yap."
Defne, çaresizce başını sallayıp yerinde kaldı. Melih ise kapıyı sessizce açarak arabadan indi.
Tam o sırada, arabanın hemen önünde bekleyen silahlı bir adam, Defne’ye de arabadan inmesini emredercesine silahını doğrultup işaret etti.
Melih, bu tehdidi fark ettiği anda hiç tereddüt etmeden ilk olarak o adama yöneldi.
Melih, silahlı adama doğru kararlı adımlarla ilerlerken, başka bir adam Defne’nin bulunduğu kapıyı açtı. Genç kadını arabadan zo
