“Hayat Yapmak İstediklerini Yarına Ertelemeyecek Kadar Kısa”. Baran Otelin önüne geldiğimizde Defne hâlâ derin uykudaydı. Onu uyandırmadan kucağıma aldım, sessizce odamıza çıktım. Bir güne iki müze gezisi sığdırmıştım; başka zamanımız yoktu. Yüzünde huzurlu bir tebessüm vardı, melek gibi uyuyordu. Yatağa dikkatlice uzattım. Üzerindeki kıyafetleri çıkardım, rahat uyuyabilsin diye. Her hareketimde yavaş ve nazik davranıyordum. Onu uyandırmak istemiyordum. Usulca geceliğini giydirdim. Hafifçe mırıldandı, biraz mızmızlandı ama gözlerini açmadı. “Tamam... Hadi uyu güzelim,” diye fısıldadım. Ben de yanına uzandım. Saçlarını okşamaya başladım, parmaklarım tel tel dalgalarında kayboldu. Uzun zaman uzaktan izlemiştim onu... Şimdi ise kollarımdaydı. Ve ben, Defne’nin nefes alışlarını dinlerken

