Cansu
Esra nın mutfağa gitmesiyle Berk hemen karşıma geçip “ sen kafayı yemişsin Cansu abla, ateşle oynuyorsun. ” dedi.
“ Ne saçmalıyorsun sen Berk?”
“ Sevgilim dediğin adamı biliyorum. O çok tehlikeli. Sen kendini düşünmüyor olabilirsin ama Esra yı da mı düşünmüyorsun.” öfkeli sesiyle bende ayağa kalkıp karşısına geçtim.
“ Ne diyorsun Berk. O tehlikeli biri olsa da beni seviyor. Bana ya da çevreme zarar vermez.”
Berk kahkaha attı. Ona anlamsızca baktım.
“ O kendinden başka kimseyi sevmez. O kızları kullanıp çöp gibi atıyor. Aynısını sana da yaparsa ne olucak. ” Tam konuşacakken konuşmama izin vermeyip kendisi konuştu.
“ Sakın ben farklıyım deme, o şuan seni gerçekten sevmiş olsa yanında olurdun. Ona çalışmaz seni yanına alırdı. ”
“ Yeter Berk! Bu dediklerin çok anlamsız. Fikrin kendine kalsın.” dedim.
Bana onaylamaz bakış atıp “ Esra korktu. Eğer seni gerçekten sevip özür dilemek için böyle bir şey yapıyorsa yapmasın. Kardeşin bugün çok korktu. Biricik sevgiline söyle. ” Onun bana bu şekilde alaycı konuşması sinirimi bozmuştu.
“ Senin teklifini kabul etmediğim için mi bu tavrın Berk? Kardeşimle yaşıt çocuk bana aşık ve ben teklifini kabul etmediğim için bana öfkesini kusuyor. Sana abla tavsiyesi, ben kardeşimi nasıl koruyacağımı da bilirim ne yapacağımı da senin fikrin sana kalsın. Biz yere yorma o kafanı ” dedim.
Berk konuşacak oldu. Ama o anda mutfaktan gelen sesle koşarak mutfağa gittim.
Esra elindeki telefona bakıp bardağı düşürmüştü. Ağlıyordu, hızla yanına gittim.
“ Ne oldu güzelim , neden ağlıyorsun? ” endişeli sesimle bakışları bana döndü.
“ Abla... arkadaşım...” sakin olması için yüzünü avuçladım. Aynı şekil de Berk te yanımıza geldi.
“ Ne oldu Esra? İyi misin?” onun konuşmasıyla ona ters bakış attım.
“ Berk... Mustafa ölmüş.” Mustafa kimdi?
Berk“ Mustafa mı ölmüş? Sana kim söyledi? Nasıl olmuş ya?” çok soru soruyor bu çocuk. Kardeşim iyi değil ve bunun soruları çekilmiyordu.
“ Sınıfta hani bana platonik çocuk o ölmüş. Grupta yazdılar. ” diyince neden bu kadar üzüldüğünü anladım. Benim güzel kızım şuan kendini üzüyordu.
Sesli ağlamaya başlayınca sarıldım.
“ Şşşhh geçti tamam güzelim.”
Odasına götürdüm. Saat sekize geliyordu. Bugün okula gitmesini istemediğim için bu olaylardan dolayı beni onayladı. En sonunda Berk te gidince Beste uyumuştu.
Saatler geçmek bilmiyordu en nihayetinde iş saati gelince onu görebilecektim. Bu güller için teşekkür etmeliydim. Güzelce süslendim. İki haftadır sevgiliydik. Bana hiç dokunmadı ama çok istiyordum onunla beraber olmayı bana dokunmasını, o beni sevdiğini söylemese de ona sevdiğimi söyledim ve sevgilisi olmak istediğimi. Kabul etmişti. Beni sevmeseydi eğer kabul etmezdi.
Esra arkadaşının cenazesine gitmişti. Bugün olanlar onu yıpratmıştı.
Esra çok naif biriydi. O benim her şeyim, güç kaynağımdı.
Bugün olanları ona söylemeliydim. Kardeşim çok korkmuştu. Bunu bilmesi gerekiyordu.
Evde yiyecek hiç bir şey olmadığı için cüzdanım dan masanın üzerine iki yüz koydum.
Evden çıkıp iş yerine geldim.
Önce onun odasına gitmek için. Özel şifreyi asansöre yazdım. Sabırsız ve heyecanlı adımlarımla kapısının önünde durup kapıyı çaldım.
“ Gel” sesiyle adeta aşık olduğum sesi aklımı şimdiden başımdan almıştı.
Kapıyı açıp odaya adımladım. İlk zaman simsiyahlarla düzenlenmiş odadan korkmuştum. Şimdi normal geliyordu.
Elindeki telefondan başını kaldırıp bana baktı. Beni beklemiyordu.
O ne zaman isterse bu odaya o zaman gelirdim.
Heyecanlı adımlarla onun yanına gidip ona sarıldım.
Şaşırmıştı. İlk defa böyle bir şey yapıyordum. Normal de aramız bozuktu.
Dün gece gönderdiği çiçek sayesinde düzelmişti.
Kollarımı boyuna dolayıp bir şey demesini beklemeden yanağını öptüm.
Benim bu hareketimle kasıldı. Daha sonra boynundaki ellerimi çekip benden uzaklaştı.
Gür ve erkeksi sesiyle “ Ne yapıyorsun sen?” sorduğu soru saçmaydı. Dün gece bana çiçek göndermeseydi hâlâ küs olduğumuzu düşünecektim.
“ Teşekkür ederim çiçekler için. Ben çok mutlu oldum Kağan Ali. Beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin. Senden böyle bir şey beklemiyordum. ”
Benim konuşmamla bakışları karardı ayrıca kaşlarını çatmıştı.
“ Sen mi aldın o çiçeği? ”
“ Benden başka kim alacak. Ha bu arada yanlış odaya koymuşsun. Kardeşim çok korkmuş.”
Yüzündeki ifade değişti. Değişik bakıyordu. İlk defa bu hâlini görüyordum.
Kardeşin korktu mu?” başımı evet anlamıyla salladım.
“ Evet baya korkmuş. Geldiğim de uyumamış bile arkadaşını çağırmış. Bu sürpriz beni çok mutlu etti ama bir daha böyle yapmazsan olur mu? Kardeşim için diyorum.”
Ellerini sakallarına götürüp düşünceli şekilde okşadı mırıldanarak “ kardeşin için ” dedi. Birşey dedi anlamamıştım.
“ Ne dediğini anlamadım.”
Soğuk bakışları beni buldu. Sevgiliydik ama beni sevmiyor olabilir miydi? Berk in söylediklerini hatırlayınca kendime kızdım. O aptal ne bilsin aşkı sevgiyi.
Siyah gözleri sabit bana bakıyordu.
“ yok bir şey. İşlerim var gidebilirsin.” Beni odasından kovmuştu.
“ Kağan Ali, bana o çiçekleri gönderip gönlümü alıyorsun ama soğuk davranıyorsun. ” Sert kendinden emin adımlarla yanıma gelip çenemden tutup ona bakmamı sağladı.
“ Sevgili olmak istemiyorum, ayrıldık.”