Karşımdaki adama şaşkınlıkla bakıyordum. Ablamın sevgilisi benim bazı geceler rüyamda gördüğüm adamın ta kendisiydi.
Araştırdığım adamın fotoğrafına bakmak hiç aklıma gelmemişti.
Ben ona şaşkınlıkla bakarken onun sert bakışları ve biraz da olsun şaşkın bakışları benim üzerimdeydi.
Ablamı bekleyen adam beni görünce şaşırmıştı.
Bakışları benim her yerimde gezinirken rahatsızca kıpırdandım.
Gözleri dudaklarım da ve saçlarımda baya oylandı. Benim bakışlarım da onu inceliyordu.
Şimdiye kadar gördüğüm en yakışıklı adam diyebilirdim. Bakışlarıyla beni âdeta eziyordu.
Odadaki sessizlikten rahatsız olduğum için, heyecan yapsam da konuştum.
“ Sizinle konuşmam gerekiyor.” Benim konuşmamla bakışları daha çok değişip bana doğru adımladı.
Neden bu kadar heyecan yaptığım bilmiyordum. Ama insanları etkisi altına çok rahat alabiliyordu.
Bir adım mesafeyle adımlarını durdurdu.
Yanıma yaklaşan adamın kokusu adeta mest etmişti. Ablamın neden ısrar etmesini şimdi daha iyi anlıyordum. Bu şekil de adamı kaybetmek ister ki.
“ Ablanın adıyla buraya giren küçük hanım. Evet sizi dinliyorum.” Otoriter sesiyle sıçradım.
“ Ablamın adını kullanmasaydım. Buraya girebilir miydim?” Benim konuşmamla dudaklarım da olan bakışı yüzüme çıktı.
Boyu çok uzundu, ben ne kadar boyum uzun desemde yanında küçücük kalmıştım.
“ İsmini söylemen yeterdi.”
Anlamsız bakışlarım gözlerinde kaldı. Çok yakındık. Bu kadar yakın olmamız iyi değildi. Tanımadığım adamın etkisi altına çok çabuk girmiştim.
Ondan bir kaç adım uzaklaştım. Benim hareketimle kaşlarını çattı. Kirpikleri çok güzeldi. Her zaman kirpiklerim güzel olmasını istsrdim. Karşımdaki adam kusursuz derece yakışıklıydı.
Rüyalarıma girmişti. Ama neden?
“Ablam ya da ben fark etmez. Buraya sizinle ablam hakkında konuşmak için geldim.” Buraya geldiğimden beri ilk defa bu kadar net bir şekil de konuşmuştum.
“ Yanılıyorsun küçük hanım. Benim için fark ediyor. Seni dinliyorum.” küçük hanım demesi sinirimi bozuyordu.
Sessiz kaldım. Buraya ablam için geldiğimi unutmak istemiyordum.
“ Ablam çok üzgün. Lütfen ilişkinize bir şans daha verin kağan abi.” Benim konuşmamla kaşlarını çattı. Gözlerindeki öfke ya da anlayamadığım bakışlarıyla bana baktı.
Korktuğum için bir kaç adım daha geri gittim. Ona abi demiştim.
Samimi olmak istemiştim. Ablamla aralarını tekrardan düzeltebilirdi.
“ Abin değilim senin küçük hanım. Ablan mı gönderdi seni buraya?” Sorusuyla başımı hemen hayır anlamında salladım.
“ hayır... hayır ablam çok kötü halde. Ablamın mutlu olmasını istiyorum. O da seninle çok mutlu.” Tam Kağan abi diyecekken sustum.
Mesafeyi kapatıp yanıma geldi. Bakışları çok değişikti. Buram buram tehlikeyim diyordu.
Korkmuştum. Ben böyle bir adamla yapamazdım. Ne kadar yakışıklı olsa da çok sert duruyordu. Bu da benim korkmamı sağlıyordu. Ondan korktuğumu fark etmiş olmalı ki konuştu.
“ Sen benden korkuyor musun?”
“ Hayır, neden korkayım.” Cevap verirken bile sesim titriyordu. İş adamı olduğu söylenilen adam kesinlikle iş adamı gibi değil de mafya gibi duruyordu.
Cevabımdan tatmin olmamıştı. Bir adım olan mesafeyi sıfıra indirdi. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki sesini duymaması imkansızdı.
“ Çok yakınsın ” Aptal. Tam bir aptaldım. Adam sanki çok yakın olduğunu bilmiyor .
Daha çok yakınlaştı. Kolu koluma değiyordu.
“ Öyle miyim” alaylı sesiyle utançtan bakışlarımı yere indirdim.
Elleriyle çenemden tutup ona bakmamı sağladı.
Çok değişik bakıyordu.
Elleri çenemdeyken “ lütfen bana dokunma” dedim.
Kaşlarını çattı. “ Neden?” sorusuyla “ rahatsız oluyorum” dedim.
Kokumu içine çektiğini hissediyordum.
“ Benden rahatsız olma.” demesiyle bu sefer ben “ neden?” diye sordum.
“ Öyle istiyorum.”
“ Siz istediğiniz için benden tamam dememi beklemeyin.” Ondan uzaklaştım
Bu adamla bu kadar yakın durduğuma inanamıyordum. Bu adam ablamın sevgilsiydi. Yaptığım yanlışla çok kötü hissetmiştim.
“ Lütfen Kağan abi, ablamla tekrardan deneyin. ” Benim konuşmamla kollarımdan tutup “abi deme bana!” sert ve yüksek sesiyle korkmuştum.
Gözlerim dolmuştu. Ben bu şekilde davranışlardan çok çabuk etkilenirdim.
Yaptığı şeyi farketmiş olmalı ki kolumdaki ellerini çekti.
“ Hay sikeyim.” Ettiği küfürle kafamı olumsuz anlamda salladım.
“ Tamam ablanla biz konuşuruz hallederiz. Sen bunu bu kadar dert etme. ” içimde tuttuğum nefesimi dışarıya verdim.
Ablamla halledeceğini söylemişti. O anki heyecanla ona sarılıp “ teşekkür ederim, çok teşekkür ederim.” Onun elleri de belimi tutmuştu.
Ona sarıldığımı anlayınca uzaklaştım.
“ Şeyy... o anki heyecanla oldu.” Gözlerimin içi gülüyordu. Tekrardan birlikte olmaları, ablamı bu şekilde görmeyecek olmak beni mutlu etmişti.
Ona sarıldığım da çok değişik hissetmiştim. Sanki ev gibiydi. Galiba her zaman bir abim olmasını istemiştim. Ondan dolayı böyle hissettim. Onu abim olarak gördüm. Korktuğum kişiyi abim olarak görmekte komikti.
“ Sorun yok.”
“ O halde gideyim ben.”
“ Bir şeyler içmek ister miydin?” Sorusuyla şaşırdım. Böyle bir soru bu şekilde bir adamdan beklemiyordum. Ön yargıyla yaklaştığım adam şaşırtmıştı.
“ Teşekkür ederim. Ama gitmem gerekiyor ablam merak eder. ”
“ İstersen ablanı arayıp burada olduğunu söyleyebilirim.” kafamı hemen hayır anlamında salladım. Ablam burada olduğumu bilmemeliydi. Yoksa çok kızardı bana.
“ Hayır... Hayır ablam burada olduğumu bilmiyor. Sizde söylemezseniz olur mu?” Benim yaptığım telaşla gülümsedi.
Çok güzel gülümsüyordu. Yanağındaki gamze gülümsemesiyle belli olmuştu.
Çok yüksek etkisi vardı. Acilen kendime gelmem gerekiyordu.
“ İstediğiniz gibi olsun küçük hanım.” Alaylı ve her seferinde küçük hanım demesiyle sinirimi bozmuştu.
“ Esra adım.” adımı söyledim.
“ Biliyorum küçük hanım.” Bilerek yaptığını ve beni sinir etmeye çalıştığını farkettim.
“ adım Esra. Küçük hanım değil.” Ben konuştukça gülümsemesi daha çok artıyordu.
“ Pekâlâ küçük hanım. Ne içersin?” Benim konuşmamı umursamıyordu.
“ Bir şey içmek istemiyorum. Evime gitmek istiyorum.”
“ Gidelim o halde.”
“ Sende mi benimle geleceksin?” sorduğum soruyla gözlerimin içine baktı.
“ Bende seninle geleceğim.” Çok farklı söylemişti. Her bir kelimesinde bir şey aramaktan vazgeçmem lazımdı.
“ Ablam bizi beraber görmesin. Buraya geldigimi, seninle konuştuğumu bilmesin istiyorum.”
“ Senin istediğin gibi olacak. Ben seni okuldan aldım. Ve ablanın yanına gidiyoruz.” Sunduğu fikir hoşuma gitmişti. Ablama gerçekten de değer veriyor olmalı.
“ Teşekkür ederim.” Masanın üzerindeki telefonu ve ceketini alıp yanıma geldi.
“ Teşekkür etmeni istemiyorum.” Çok değişik bir adam. Eniştem olacağı için zamanla öğrenecektim.
Odadan çıkınca diğer odanın kapısı açıldı. İçerideki sekreteri bizi görünce bir an duraksayıp yanımıza geldi.
“ Kağan Bey çıkıyor musunuz?”
Yanımda olan adam bakışlarını sekreterine çıkardı.
“ Evet bir kaç işim var. Bugün olan toplantıları iptal et.”
“ Ama efendim. Bugün çok önemli toplantınız vardı.”
“ İptal et dedim Seren. İşlerini halledip sende çıkabilirsin.” Yürümeye başlamasıyla bende hemen arkasından gittim.
Burası ona ait olmalıydı. Bu kat şifreliydi. Değişik olan bu yer hem ürpertici hem de tam ona göreydi.
Asansöre binip şifreyi yazdı. Beraber ikimizin asansör de olması beni germişti. Ondan ne kadar uzaksa orada durdum. Komple ayna olan asansör çok hoş duruyordu.
Asansördeki ayna bakarken aynadan ona baktım. Bakışları bendeydi. Çok dikkatli bakıyordu.
“ Ablanla çok benziyorsunuz.” konuşmasıyla ona döndüm. Evet ablamla ikimizi çok benzetirler. İkiz misiniz diye soran çok kişi olmuştu.
“ Evet benzetirler. Ama sadece fiziksel olarak.” dememle başını sağa sola salladı.
“ Ablan senden çok bahsetti.”
“ Aynı şekilde sizden de. Ablam sizi çok seviyor. ”
“ Peki karşı taraf sevmiyorsa.” demesiyle ona baktım.
Tam konuşacakken asansörün kapısı açıldı.
Beraber yürürken herkesin bakışları bizdeydi daha doğrusu bende. Kızların kıskanç bakışlarıyla karşılaşınca kafamı olumsuz anlamda salladım.
Arabasına binince karşıma oturdu. Şoför arabayı çalıştırdı. Adresi istendi ablamla sevgili olduğu ve o gülleri gönderdiği için biliyor olmalıydı.
“ Ablam gönderdiğiniz gülü görünce çok sevindi.” Konuşmamla kaşlarını daha çattı. Bu adam her seferinde kaşlarını çatıyordu. Bu şekilde yaparsa erken yaşlanacağını bilmiyor muydu.
“ Sevindim.” Soğuk sesiyle bende sessiz kaldım.
Çok uzun sürmeyen yolculuğun sonunda evime gelmiştik.
Şoför kapımızı açıp inmemizi bekledi. Önce ben inip daha sonra o indi.
Beraber evime doğru adımladık.
Heyecanla “ ablam seni görünce çok sevinecek” dedim. Sessiz kaldı. Anahtarı unuttuğum için kapıyı çaldım.
Bir süre bekleyince kapı açıldı.
Ablam...
Perişan halde bize kapıyı açtı. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.
Bakışları bizi bulunca önce kaşlarını çattı. Daha sonra Kağan abiye sarıldı. Sesli sesli ağlamasıyla şaşkınca ona baktım.
“ Abla ne oluyor.”
Hıçkırarak ağladı.
“ Esra annem ölmüş.”
Annem ölmüş...
Annem ölmüş...