Kağan Ali
Arkasını dönmüş bir şekilde lavaboya giden kıza baktım. Bende yarattığı etkiyi hiç bir şeye paha biçemezdim. Onu ilk gördüğüm zaman ona bu şekilde tutulacağımı söyleselerdi güler geçerdim. O anlar aklıma gelince yüzümde gülümse oluştu. Ben Kağan Ali Çakır bu kıza meftun olmuştum.
- 3 sene önce -
Bugün en değerlim en kıymetlim olan kız kardeşimin okulunda düzenlenmiş olan bir parti vardı. Gitmesini ne kadar istemesem de ona kıyamamıştım. Daha dokuzuncu sınıfa giden kardeşim parti işlerine baya hevesliydi. Herkes yanında birini getireceğini söyleyen kardeşimin benim gelmem için baya ısrar etmişti. Normal de kabul etmezdim. Ama nasıl bir ortama sahip olduğunu merak ettiğim için kabul etmiştim.
Odamdan çıktığım zaman aşağıda beni bekleyen prensesleri kıskandıracak derecede güzel olan kardeşime baktım. Yanıma adımladım. Beni gördüğü an telaşla kolumu tuttu.
“ Nasıl olmuşum güzel olmuş muyum?” Kendi etrafında bir kere tur atıp bana döndü. Hevesli şekilde bana bakıyordu.
“ Çok güzel olmuşsun ” dedim. Benim ona güzel olduğumu söylememle çok içten gülümsedi.
“ Biliyorum abicim. Hadi hadi geç kaldık,” dedi. Kolumdan tutup beni çekiştirmeye çalıştı. Beni hareket ettiremediğini görünce saf kızgınlıkla bana baktı.
“ Öküz müsün ya, hadi geç kaldık,” dedi. Ona olumsuz anlamda kafamı sallayıp yanından dışarıya adımladım. Benim arkamdan gelen kardeşime gülümsedim.
Okulun düzenlediği parti alanına gelmiştik. Kalabalık olan ortam bunaltıcıydı. Kızların bakışları üzerimde olduğunu hissediyordum. Pek umursamadım.
Ece nin bozulan moralini fark edince “ ne oldu güzelim?” diye sordum.
“ En yakın arkadaşım gelmedi abi ” dediğinde gülümseyen yüzünü bu yüzden mi asmıştı.
“ Gelmeyebilir, neden bu kadar üzüldün?”
“ Çünkü gelmek istiyordu?”
“ Neden gelmediğini biliyor musun?” diye sorduğumda kafasını olumsuz anlamda salladı.
“ Bir sebebi vardır. Asma o güzel yüzünü ” dedim. “ Güzel mi yüzüm ” diye şımarıkça sorduğunda bu kızın hiç büyümeyeceğini anlamış oldum.
“ Sıkıldım ve bunaldım. Gidiyorum ” Ece hemen itiraz etmeye başladı. Onu umursamadım. Cidden bunalmıştım. Arabamın olduğu yere geldiğim zaman bir ses duydum. Umursamayacaktım, ama kendi kendine konuşması dikkatimi çekmişti.
Sokağın arasına döndüğüm zaman kediyle konuşan bir kız gördüm. Eli tuttuğu kedinin kafasını okşayıp onunla konuşuyordu. Bu görüntü hoşuma gitmişti.
“ Bu partiye çok gitmek istiyordum kedicik, ama uygun kıyafetim yoktu. Herkes özenli ve güzel bir şekilde giderken ben böyle gidemezdim.” Kızın konuşmasıyla dikkatle dinledim. Dedikleriyle üzerine baktım. Eski olduğu belli olan pantolon ve tişört ikilisi vardı.
Ağlıyor olması dikkatimi çekmişti. Onun ağladığını görünce içimde bir sıkıntı oluştu. Daha dikkatli baktığım yüzü o kadar güzeldi ki etkisi altında kalmıştım. Ben onu orada incelerken o tekrardan konuşmaya başladı.
“Hem gitmediğim için Ece çok üzülmüştür. Ama ona nasıl derdim oraya uygun kıyafetim yok diye. ” büzdüğü dudağına baktım. Vişne rengi gibi olan dudaklarına gülümseme yakışırdı.
Ece nin orada arkadaşım gelmedi demesiyle bu kızın Ece nin arkadaşı olma olasılığı çok yüksekti. Ben orada ona dalmıştım. İlk defa bir kız dikkatimi çekmişti. Hem de kardeşimin en yakın arkadaşı olma olasılığı vardı.
“ Biliyor musun kedicik. Ben bu partiye gitmek için garsonluk yapmıştım. Elbise alacaktım güya, kazandığım parayı annem elimden aldı. Annem benim çocukluğumun katili” kediyle konuşan kıza üzülmüştüm. İçimde acıma duygusu yoktu lakin kıza üzülmüştüm.
Burada kediyle konuşan kızı dinlediğime inanamadım. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp arabama binip gittim.
Neredeyse bir yıl geçmişti. Hâlâ o kızın orada kediyle konuştuğu anı unutmamıştım. Bu süreçte onu araştırmış kardeşimin en yakın arkadaşı olduğunu öğrenmiştim. Sürekli onu takip etme isteğini bir türlü bırakamadım.
Onun attığı her adımı izler olmuştum. Onu takip ettikçe ona daha çok kapıldım. Durumlarını öğrenmiştim. Annesi her erkeğin altında yatan oruspuydu. Kızlarını gözü görmeyen kadın bazı günler eve gelmiyordu. Bu durumda en çok üzülen benim Esra' mdı. Ablası iş arıyordu. Esra’ m rahat etsin diye asistanımla konuşup ablasının iş alınmasını söyledim. Bu durumda Esra nın çalışmasına gerek kalmadı.
Sürekli Ece ye onu sorar olmuştum. Aklımdan ve kalbimden bir türlü çıkaramadığım kıza aşık olmuştum.
- Şimdiki Zaman -
Karşımda telaşla gelen kıza baktığım zaman aklımdan geçen şeyin olmamasını istedim. Kız yanıma gelip “ Kağan bey kaçtı. Nasıl oldu anla--- ” cümlesini yarıda kestim.
“ Kes sesini, bu hatanın bedelini ödeyeceksin ” diyerek oturduğum yerden kalkıp korumaları aradım.
“ Hemen bana Esra yı bulun.” telefonu kapatıp Bora yı aradım.
Telefonum ikinci çalmada açıldı. Bir şey demesini beklemeden konuştum.
“ Esra kaçtı. Poyraz’ ı da al yanına Esra yı bulun. Sinirle dışarıya çıktım. Karşımdaki korumaya bakıp kafa attım. Diğer korumalar korkuyla kafalarını eğdi.
“ Bu sorumsuz davranışlarınızın bedeli büyük olacak. Şimdi hepiniz bana kızı bulun.” Sinirle hepsine baktım.
Benden kaçamaz, o bana aitti. Ah be güzelim, her ikimiz için de bu yaptığın iyi olmayacak. Daha çok sinirlendim. Arabaya binip onu bulmak için arabayı sürdüm. Büyük ihtimalle havaalanına gidiyordur.
Arkamdan gelen korumaları umursamadan hızın kaç olduğuna bakmadan arabayı sürüyordum. Benim sinirlenmem etrafa zarardır. Havaalanına geldiğim zaman yanımdaki korumlarla oradaki sorumlu olan kişiyi buldum.
Ona sorduğum isimle buraya gelmediğini ve öyle birisinin bilet almadığını söyleyince dava çok delirdim. Esra bu yaptığının bedeli büyük olacak güzelim beni delirtmeyi en sonunda başardın.
Arabaya bindim. Nereye gideceğimi bilmediğim için arabayı durdurup direksiyonuna vurdum. Sinir hastasıydım.
Telefonumun çalmasıyla Bora nın aradığını gördüm. Hemen açıp konuşmasını bekledim.
“ Kağan, Esra yı buldum. ” Bulduğu için rahatladım.
“ Nerede? Hemen geliyorum.” dememle tekrardan konuştu.
“ Kağan hiç hoşuna gitmeyecek bir durum var. Esra yı hastaneye götürüyorum” demesiyle kasıldım. Ona ne olmuştu?
“ Ne diyorsun sen Bora Esra ya ne oldu?”
“ Esra tacize uğramış son anda yetiştik” demesiyle nefes alamadığımı hissettim. Benim güzel Esra’ m tacize mu uğramış. Bir şey boğazımı sıkıyordu. Aşık olduğum kadın acı çekmişti. Bunu yapan kişi hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Onu kendi ellerimle diri diri yakacaktım.
“ Kağan Ali, biz senin hastaneye gidiyoruz. Geldiğin zaman konuşalım ” dedi.
Arabayı titreyen ellerimle çalıştırıp sevdiğim kadına doğru sürdüm.
- ESRA -
Gözlerimi açtığımda hastane odasıyla karşılaştım. Yaşadıklarımı hatırlayınca en son korkudan bayıldığımı hatırlıyordum. Beni kurtaran büyük ihtimalle Kağan Ali olmalıydı.
O an yaşadıklarımı hatırlayınca midem bulandı. Yaşadığım tacizi bünyem kaldıracak gibi değildi. O an nefes alamadığımı hissetmiştim. Belki de kimse gelmeseydi bana zorla sahip olacaktı. Yaşadıklarımdan dolayı midem bulandı. Kendimden tiksindim.
En çokta Kağan Ali den nefret ettim.
Bu yaşananlar en çokta onun yüzünden olmuştu. Beni öyle bir hayata soktu ki her geçen gün daha çok acı çekeceğimi hissediyordum. Ben düşüncelere dalmış bir şekilde karşımdaki duvara bakarken odanın kapısı açıldı. Duvarda olan bakışlarım kapıya gitti.
İçeriye giren doktor ve hemşire benim uyandığımı görünce gülümsediler. Onlara boş bir şekil de baktım.
Yaşlı olan doktor “ kendinizi nasıl hissediyorsunuz Esra hanım?” diye sorunca “ bilmiyorum, iyi hissetmediğim kesin,” dedim.
Doktor tekrardan gülümsedi. Ben burada acı çekerken karşımdaki doktorun gülümsemesi daha çok sinirimi bozdu. Tepkisiz baktım.
“ Ağrıyan bir yeriniz mi var?” kafamı olumsuz anlamda salladım. Tekrardan konuştu.
“ Sizi psikolog arkadaşıma yönlendireceğim. Geçmiş olsun ” diyerek odadan çıktı. Yanında gelen hemşire serumumu takıp gitti.
Kapının açılmasıyla içeriye Kağan Ali ve Bora girdi. Kağan Ali yanıma gelip yüzümü avuçlayıp alnımı öptü. Beni göğsüne çekince ağlamaya başladım.
Ben aciz biriydim. Nefret ettiği adama sığınan aciz biri.
Saçlarımı okşadı. Onun yüzünden bu halde olduğum halde onun sarılması bana iyi geldi. Saçlarımı öptü. Ağlamam durunca sarılmayı kesti. Yanağımdan tutup alnını alnıma dayadı.
“Çok korktum,” dedi.
Tanıştığımız dan bu yana ilk defa onu böyle gördüm.
“ Hepsi senin yüzünden ” dedim. Sesim ne kadar kötü çıksa da konuşmuştum. Benden uzaklaşması için kafamı arkaya doğru çektim. Üzerime gelmedi, benden uzaklaştı.
Doktorun dediklerini hatırlayınca hemen konuştum.
“ Ben psikologla konuşmak istemiyorum Kağan Ali. Duş almak istiyorum, lütfen beni buradan götür.” Konuşmamla kaşlarını çattı.
“ Ne psikoloğu?” diye sorunca doktorun söylediklerinden haberi olmadığını anladım.
“ Doktor psikologla görüşmeni istedi.” Görüşmek istemiyordum. Mümkünse kimseyle konuşmak istemiyordum.
“ Öyle bir şey olmayacak, gidiyoruz ” diyerek kolumdaki serumu çıkardı. Canımı yakmadan çıkarıp ne olduğunu anlamadan beni kucağına aldı.
“ Lütfen indir beni Kağan Ali, yürüyebilirim.” Umursamadı, odanın kapını açan Bora yla göz göze geldik. Orada bayılmadan önce en son hatırladığım Bora nın sesiydi.
Beni Bora kurtarmıştı.
Ona teşekkür borcum vardı. Eğer o yetişmeseydi olacakları bile düşünmek istemiyordum.
Karşımızdan gelen hemşire “ Kağan Ali bey, hastayı götüremezsiniz. Serumu bitmedi,” dedi. Ama Kağan umursamadı. Hemşireye bakıp “ eve birkaç hemşire, doktor göndersinler tedavisi evde olacak.” diyerek hastaneden çıktık.
Bir çok kişinin bakışları bizde fısır fısır konuşuyordu. Arabaya bindik. Şoför arabayı çalıştırdığı zaman olanları hatırlayınca korkudan sıçradım. Halimi anlayan adam beni yanına çekip kolları arasına aldı.
“Sana bunu yapan kişinin cezası çok ağır olacak. Benim kadınıma zarar vermeye çalışan herkesi diri diri yakarım.” Kağan Ali nin konuşmasıyla asıl sığındığım bu adamdan korkmalıydım.
Korktuğumu anlayan adam ellerimi tutup öptü. Benim şuan sığındığım adam ablamın eski sevgilisiydi.
Ablama ihanet ediyormuş gibi hissediyordum. Kollarının arasından çıkıp ondan uzaklaştım. Kaşlarını çattığını görsem de ona bakmadım.
Kısa süren yolculuğun ardından eve gelmiştik. Kimseyi görmek istemiyordum. Kağan Ali de öyle düşünmüş olmalı ki arkada kalan evine götürdü.
Elimi tutuşu farklı hissettirse de ondan nefret etmemi engellemiyordu. Kapıyı açan adam geçmem için yol verdi. Ona bakıp içeri girdim. Arkamdan gelen adam belimden sarıldı.
Rahatsız hissettirmeyen dokunuşları rüyamı hatırlattı. Midemde uçan kelebekleri hissedince gerildim. Saçlarımı öpüp boynumu koklayan adamın kollarında titriyordum.
Konuşmak istiyordum. Ama ona kapılmıştım. Sesimin son kırıntılarıyla konuştum.
“ Duş almak istiyorum.” Kollarını belimden çekip elimden tutarak üst kata yürüdük.
Ev çok büyük değildi. Diğer ev daha büyüktü ama ferah değildi. Bu evde ferahlık vardı. Tam yuva gibiydi. Modern döşeli ev iç açıcıydı.
Üst kattaki odanın birini açan Kağan Ali odaya girdi. Bende arkasından girdim. Eve göre kapalı ve bunaltıcı bir odaydı. Bu oda Kağan Ali nin odasıydı.
“ Banyoda tüm ihtiyaçların var, burada Ece nin birkaç kıyafeti var ben onlardan getireceğim güzelim ” dedi. Kafamı salladım.
Kağan Ali nin odadan çıkmasıyla bende banyoya girdim. Her ihtimale karşı kapıyı kilitledim. Kıyafetlerimi çıkarınca bedenimde olan izler midemi bulandırdı. Direk lifi alarak izleri silmeye çalıştım.
Ağlayarak silmeye çalıştığım izler silinmedi. Vücudum kıpkırmızı olmuştu. Ama rahatlamıştım. Duştan çıkıp Kağan Ali nin koyduğu kıyafetleri giydim.
Balkonda sigara içen adama baktım. Benim ona baktığımı fark etmemişti. Tam ona doğru gidecekken masanın üzerindeki telefona mesaj geldi. Kağan Ali nin telefonuydu.
Balkondaki adama baktım. Buraya bakmıyordu. Masanın üzerindeki telefonu alıp mesaja baktım.
Ablamın adını görünce mesaja tıkladım. Yazdığı şeyi görünce şaşkınlıkla telefona baka kaldım.
Gönderen: Cansu Yılmaz
- Kağan Ali sevgilim neredesin? Çok kötü şeyler oldu. Kardeşim öldü sana ihtiyacım var.
Ablamın Kağan Ali ’yi elde etmek için beni ölü göstermesiyle kanım dondu.