Olaylar hakkında hiç bir şey bilmiyordun. Tek anladığım polis memuru olarak geldikleri kişiler polis memuru değillerdi.
Kağan Ali adamın yüzünü tanınmayacak hale sokmuştu. Yanındaki adamı da aynı şekil de Bora yapmıştı. Biz kızlar şaşkın bakışlarımız ve korktuğumuz belli olan bakışlarla ikisine bakıyorduk.
Kağan Ali “ şöyle lan şerefini siktiğimin, kimin adamsın lan” diyerek bağırdı. Ben yerimdeb sıçradım. En Ufak sesten bile etkilenirdim. Ama karşımdaki adam öfkeyle adamı tanınmayacak hale sokmuştu.
Karşısındaki adam konuşmadı, konuşamadı. Kağan Ali adama bir daha kafa atıp, adamın üzerinden kalktı. Bora ya bakıp “ bunları depoya götür. Beni bekle ” dedi. Bora onu onaylayıp yerde yatan adamları korumalarla beraber odadan çıkardı.
Yerde olan kan midemi bulandırmıştı. Kağan Ali yanıma gelip kimseyi umursamadan elinden tuttu. Arkasından beni de çekiştirip odadan çıktık.
“ N’apıyorsun?” diye sorduğum adam hiç beni umursamadan beni de beraberinde çekiştirmeye devam etti. Ellerinden kurtulmak için çabaladım. Çabam boşa çıktı.
Odasının kapısını açtı. Beni de beraberinde odaya soktu. Ne olduğunu anlamadığım bir anda dudağıma yapıştı. Nefes almam son buldu. Ellerini saçlarıma koyup okşadı. Dudaklarını hareket ettirmiyordu. Sanki dudaklarımda nefesleniyordu.
Dudağını kıpırdatıp beni öpmeye başladı. Bu durum ne kadar rahatsız edici olsa da bir o kadar da hoşuma gidiyordu. Kendime şaşırdım. Bende ona karşılık vermeye başladım. Beni öpen adam dudaklarımın üzerinde gülümsedi.
Ellerini saçımdan çekip boynuma koydu. Boynumu okşamaya başlayan adam dudaklarını dudaklarımdan çekip boynumu öptü. Çok değişik hisler bütün bedenimi kavradı. Ben ne olduğunu anlamadığım anda elleri kalçamı buldu. Orayı sıkıp daha çok boyuma gömüldü.
Rahatsız olmuyordum. Daha çok devamını istiyordum. İçimdeki sese inat aklıma uymalıydım. Ama aklım bir köşeye çekilmiş içimdeki sese onay vermemi istiyordu.
Boynumdaki dudağını çekip tişörtümün eteklerini tuttu. Bakışları beni bulan adam benden onay bekliyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. İçimdeki ses onay vermemi beklerken aklım hayır demeye başladı.
Bedenimde sakinleşmek istiyordu. Onu onayladım. Sonradan kendime kızacağımı bildiğim halde onay verdim. Kafamı olumlu anlamda salladım. Bende bu hareketi beklemeyen adam bir kaç saniye dondu. Bu hâli ilk defa gözüme komik geldi. Tişörtümü çıkardığında utandım.
Yüzümdeki bakışları göğsümü buldu. Bilinçsizce elimle göğsümü kapattım. Bunu yapmamla güldü. İçten gülüşü sıcaktı.
Göğüslerime götürdüğü dudaklarıyla inledim. Hoşuna gitti. Ama bu beni utandırdı. Sütyenimi kaldırdığında göğüslerim avuçlayıp sıktı. Dudaklarını göğsüme götürüp öptü. Daha sonra ucunu yaladı. Kendimden geçmiştim. Çok fena halde ıslanmıştım. Ufak iniltilerim odada yankılanıyordu.
Elinin biri diğer göğsümde onu okşarken diğer göğsümü de dudaklarıyla beceriyordu.
Göğsümdeki elini çekip pantolonumun içine soktu. Bakışları beni bulan adam dudaklarımı yaladı. Külodumun içine elini sıkan adam “ benim için ne kadar da çok ıslanmışsın güzelim” dedi. Onun böyle konuşması beni utandırdı. Külodumdaki ıslaklık eline bulaşmıştı. Baş parmağındaki ıslaklığı ağzına sokup emdi. Böyle yapmasıyla daha çok tahrik oldum.
Dudaklarıma doğru yönelen adamı telefon sesi durdurdu.
“ Hay sikeyim telefonunu.” ettiği küfürle ona baktım.
Cebinden telefonu çıkarıp arayan kişiye baktı. “ Umarım önemlidir.”
“ Ne var lan Bora. ” Kızgın sesi bu anı bölen kişiyeydi. Ben göğsü açık bir şekilde yatakta yattığımı fark edince sütyenimi düzeltip tişörtümü giydim. Benim hareketlerimi izleyen adam kaşlarını çatmıştı.
Karşıdan Bora nın sesi geliyordu. Ama ne dediğini anlamamıştım.
Kağan Ali “ ne tuzağı, kalın orada geliyorum.” diyerek telefonu kapattı. Küfür eden adama baktım.
“ Ne oldu?” diye sordum. Yanıma gelip alnımı öpüp “ gidiyorum şimdi güzelim, önemli işim var. Bu odada beni bekle.” diyerek bu sefer saçlarımı öpüp yataktan kalktı. Komodinin üzerindeki eşyalarını alıp bana son kez bakıp hızlı adımlarla odadan çıktı.
Anın etkisiyle sersem bakışlarla arkasından baktım. Bir kaç dakika önce yaşananlar aklıma gelince kendime kızdım. Nasıl ona izin verdiğim aklım almıyordu.
Ona katılmıştım beni yine etkisi altına almıştı. Karşılaşınca yüzüne nasıl bakacaktım. Ben böyle bir şeyi nasıl yapardım. Ya telefon gelmeseydi ne olacaktı. Düşünmek bile istemiyordum. Şuan en çok kendime kızıyordum. Ona böyle kapılıp gidersem hiç iyi olmayacaktı.
Yatakta hâlâ oturduğumu fark edip ayağa kalktım. Üzerimdeki sersemlik devam ediyordu. Bir insan bu kadar aptal olamazdı. Nefret ettiği adamla bu anı yaşamazdı. Ya da ben öyle sanıyordum. Ben ondan nefret edemiyordum. En büyük korkum ona aşık olmaktı. Böyle giderse bu son kaçınılmaz olacaktı. Odanın içindeki tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Duş almam gerekiyordu. Bu şekilde durmak istemiyordum. En önemlisi abdest almalıydım.
Odadan çıkıp bana hazırladığı odaya gitti. Ece ve Derya ortalıkta gözükmüyordu. Giyinme odasına girdim. Çok büyüktü. Bu kadar büyük bir odaya gerek yoktu. Burada kalıcı olacağımı sanmıyordum. Bir kaç parça eşya ayarlayıp duşa girdim.
Biraz önce olanlar aklıma gelince utançtan yüzüme vurdum. Gerçekten de çok aptaldım. Psikopat dediğim adamla az kalsın birlikte olacaktım.
Güzel bir duş alıp ve abdestimi de aldım. Bornozu giyip banyodan çıktım. Karşımda yatakta oturan Ece aklımı aldı. Korkuyla sıçradım.
Ece ağlıyordu. Onun yanına adımlayıp ne olduğunu sordum.
“ Ne oldu güzelim, neden ağlıyorsun?” Ona bunu sormamla daha çok sesli ağlamaya başladı. İlk defa Ece yi bu kadar çökmüş bir halde görüyordum.
“ Esra çok kötü şey oldu..” Cümlesini tamamlayamadı. Onu karşısında yere çöktüm.
“ Ne oldu?” diye tekrardan sordum.
Hıçkıra hıçkıra ağlayan arkadaşım hiç iyi değildi. Ece ye çok kızgın olsam da bu haline dayanamazdım. Ellerini tutup ona destek oldum.
Tekrardan ne olduğunu sordum. Bir süre sesi çıkmadı. Ama ağlamayı da bırakmadı. Eskisi gibi hıçkırarak ağlamasa da içli içli ağlıyordu. Bu hâli korkutmuştu. Ona destek olmak için elini okşadım. Ağlamaktan kızaran gözleri beni buldu.
“ Esra ben hamileyim...”
- Kağan Ali -
Arabada biraz önce yaşadığım anlar gözlerimin önüne geldi. İlk defa bana karşı savunmasız olmuştu. Onu o şekilde bıraktıran herkesi sikecektim. Bu güzel anı bozan hepsi elimden kurtulamazdı. Sevdiğim kadın ilk defa bana karşı açılmıştı. Bunu da salak adamlar bozdu. Sinirle elimi direksiyona vurdum.
Bora nın söylediği yere varmama az kalmıştı. Bunu yapanları bir türlü bulamamıştık. Ama bir kişiden şüpheleniyordum. Esra yı benden almak istiyordu. Esra nın geçmişindeki adam ortaya çıkmıştı. Eğer oysa oysa onu diri diri yakardım.
Çalan telefonuma baktım. Başak arıyordu. Bu salak kız da sürekli aramaya başlamıştı. Telefonu kapatıp koltuğa attım. O aptal kızla da görüşmem gerekiyordu. O gün olanları duymuştum. Esra ya ağır konuştuğunu benim güzelimi delirtmişti. Ama yine de onun o şekilde ona haddini bildirmesi hoşuma gitmişti.
Depoya vardığımda bir kaç koruma saygıyla selam verdi. Onları görmezden gelip içeriye adımladım. Bir ve karşısında sahte polis memurları duruyordu. Bora beni görünce yanıma geldi.
“ Ne oluyor burada?” diye sorduğumda Bora konuştu. “ Kağan bunlar gerçek polis memuru, sadece parayla tutulmuş. Hiç bir şey bilmiyorlar. Bir tuzağın içine düştük” dedi. Şimdi beni bunun için mi çağırmıştı. Hem de Esra'mın yanından sinirle Bora nın yakasını tuttum.
“ Lan aptal mısın? Ben bunu bilmiyor muydum?” Benim bilmediğimi sanan aptal arkadaşım mahçupla bana baktı. “ Bilmiyordum” dedi.
“ Telefonda niye söylemedin de beni buraya kadar çağırdın.” diye sorduğumda asıl önemli konunun bu olmadığını anladım.
“ Kağan asıl önemli konu, Mert kaçmış.” dedi.
Dediği şeyle daha çok öfkelendim. Ayağa kalkmaya ak halde olan adam nasıl kaçar lan. Mert kaçmadı, kaçırıldı.
Eğer bunları yapan Poyraz sensen seni poyrazında öldüreceğim. “ O kadar adam ne bok yiyordu.” sinirle karşımdaki adama yumruk attım. Sinir hastası olduğumu bilen Bora benden uzak duruyordu. Bu olanlar hiç iyi olmamıştı. Daha çok sinir oldum. Bu bizim için ilk defa yenilgi olacaktı. Ama oldurmayacaktım.
“ Şuan adamlar peşinde...” lafını kestim. “ Siktirme bana adamları Bora bizzat bununla sen ilgileneceksin. Bana yirmi dört saat içinde Mert’ i bulacaksın.” diye emir verici sesimle konuştum.
Bu nasıl olurdu. Ben nasıl böyle tuzağa düşerdim. Yeraltının sahibi Kağan Ali ilk defa böyle tuzağa nasıl düştü. Bunu yapan Poyraz dan başkası olamazdı. İlk elime ondan olduğu haberi gelirse bu sefer onu poyrazında öldürecektim.
Telefonuma gelen mesaj sesiyle cebimden telefonu çıkardım.
Cansu ve Mert’ in yan yana bir sandalyeye bağlı bir şekilde olan fotoğraf bugün sinirimin vücuduma yayılmasını sağladı. İkisinin de elleri bağlı bir şekilde oturduğu sandalye de ağızları bantlanmıştı. Bunu yapan kişi tekrardan mesaj gönderdi.
* Beni hafife almayacaktın Kağan Ali Çakır. Tek bir kişi + iki kişi – Poyraz Sargın