Küllerinden doğan aşk

1417 Words
Keyifli Okumalar!!! Genç adam, kadının söylediklerini idrak ettiğinde gülümsedi. Demek bakire olmadığını söyleyerek kendisinden soğutacaktı onu. Kendisini o kadar mı sığ biri olarak görüyordu? Yazık! “Bakire değilsen de evleneceğim seninle, Azra. Çünkü ben de temiz değilim. Kalbimde sen varken bedenimi başka tenlerle kirlettim. Her türlü kabulümsün sen!” Böyle bir cevap beklemediğini her halinden hâlinden belli eden kadın şaşkınlıkla kaşlarını çattı. “Sen beni hala hâlâ seviyor olamazsın?” “Hala Hâlâ seviyorum!” Adamın sesindeki aşkı soludu içi sızlayarak. Sevmesini istemiyordu. Ondan uzak durmasını istiyordu. Soğuk bir adamla nasıl baş edeceğini biliyordu ama seven bir kalbi kırmak istemiyordu. Çünkü kendisi de hala hâlâ çok seviyordu. “Bir insan hele bir erkek uzun süre görmediği kadını sevemez. Doğaya aykırı bu.” sakin Sakin çıkan sesi ona inanmadığını bağırıyordu adamın yüzüne. Ne diyebilirdi ki? Haklıydı. “Haklısın. Seni unuttuğumu sanmıştım. Hatta kalbimin bir iki kere başka aşka kucak açtığını da düşünmüştüm ama yanıldığımı seni görünce anladım, Azra.” adam Adam kendisine anlaşılmaz ifadeyle bakıyordu. “Nasıl?” diye sormaktan alamamıştı kendini. Ender bulunan ve menekşeleri sevmesine sebep olan, mor menekşe rengini taşıyan güzel gözlerini kocaman açmış, kendisine bakıyordu. Gülümsedi adam. İlgisini çekmeyi başarmıştı demek. Güzel.… “Gözlerim gözlerine dokununca, ruhum seni hissedince kalbimin en ücra köşesine tozlanmaya bıraktığım aşkın silkinerek kendine geldi ve benimle alay eder gibi kalbimin taa orta yerine kuruluverdi arsızca. Sanki hep oradaymış gibi…” hissettiklerini Hissettiklerini tam olarak anlatamasa da en azından küçük bir fikir oluşmasını sağlamıştı kadının zihninde. Azra duyduklarından sonra uykudan uyanmış gibi irkildi. Titreyen ellerini saklamak için birbirine kenetledi parmaklarını. “Bana âşık olmanı istemiyorum!” Azra kafasını salladı. Bu olamazdı. Olmamalıydı. Kafasını şiddetle yanlara salladığı için atkuyruğundan kurtulan bir kaç tutam siyah teli kulağının arkasına sıkıştırmak isteyen adamın yana kayarak dokunuşunu yana kayarak engelledi. Eli havada kalan adam, tebessüm ederek kadına baktı. “Benimle evlenmeyi neden kabul ettin, Azra?” diye sordu bakışlarını karanlık bahçeye çevirerek. Azra ona baktı. Adamın yan profilden görünüşü etkileyiciydi. Kalbi Oğuz’`a ait olmasaydı, sevebilirdi onu. Buna emindi. “Çünkü Oğuz mutlu olmamı istiyor,” dedi kısaca. Rahşan soru sormadan kafasını salladı. BİR HAFTA SONRA... Genç kadın aynanın karşısında kendini inceliyordu. Üzerindeki elbise mükemmeldi. Çok ünlü bir tasarımcının ellerinden çıkmıştı ve tekti. Feriha Karaman gerçekten de güzel iş çıkarmıştı. Simsiyah saçlarını doğal dalga halinde hâlinde salık bırakmış, mor menekşe renkli gözlerini ön plana çıkartacak sade bir makyaj yapılmıştı. Dışı çok güzel görünüyordu fakat içi mutlu değildi. Oğuz ile nişanlandığı zamanki Azra ile şimdiki Azra arasında dağlar kadar fark vardı. Oğuz’`un nişanlısı Azra’`nın yüzünde güller açıyor, gözlerinden mutluluk akıyordu. Rahşan’`la nişanlanan Azra’`nın yüzünde ise ipe giden mahkûm ifadesi vardı. “Yüzün gülsün artık, bir tanem. Birazdan nişanlanıyorsun,.” dedi kuzeni ve tek arkadaşı Yasemin. Azra Aynadan aynadan bakışlarını çekerek kuzenine baktı. “İçimde katliam var, Yasmin!. Nasıl güleyim?” donuk Donuk bakışları içini ürpertmişti Yasemin’`in. “Duygularım can veriyor, kendi kanlarında boğuluyorlar!” Yasemin tek kelime etmeden kuzeninin kolunu sıvazladı. Susarak odadan çıktılar ve mutfağa girdiler. Birazdan damat tarafı gelecekti. Kahvelerin ikram edileceği fincanları hazırlayan yardımcıları Bedriye’`nin onu görünce gözleri irileşti. “Çok güzel olmuşsunuz, Azra Hanım!” “Teşekkür ederim, Bedriye abla.” Birkaç saat sonra isteme töreni gerçekleşmiş, kadın içi kan ağlaya ağlaya evet demişti. Kahve ikram ederken, olanlardan habersiz akrabalar damadın tuzlu kahve ile imtihanını beklerken Rahşan, Azra’`nın gözlerinin içine bakarak bitirdi kahvesini. Kahvesi tuzlu değildi, sade kahveydi. Ama oradaki insanlar tuzlu kahve içtiğini düşünerek gururla bakmışlardı ona. Yüzükler takılıp kurdele kesilince el öpme, tebrikleri kabul etme merasimi başlamıştı. Misafirler teker teker giderken, Rahşan onunla yalnız kalmak için bahçeye davet edince Azra gönülsüzce kabul etmiş, arkasından gitmişti. Bahçeye çıktıklarında Rahşan kadına baktı. Mutsuzluğu, yüzünden kitap gibi okunuyordu. “Nasılsın?” diye sordu kadını incelerken. “İyiyim,” dedi boğulur gibi. İyi değildi. Başka adamın yüzüğü parmağındayken iyi olmanın kıyısından bile geçemezdi. Yüzüğü parmağında oynatarak nişanlısına bakmaktan kaçınıyordu. Yüzük, boğazına geçirilmiş yağlı urgan gibi nefesini kesiyordu. Rahşan ellerini tutarak yüzüne bakmasını sağladı. “Değilsin. Mutsuzsun, Azra!” dedi menekşe gözlerine dikkatle bakarak. “Şu an kendini ona ihanet ediyormuş gibi hissediyorsun. Bu da benim canımı yakıyor. Çünkü sen Oğuz’`u ne kadar seviyorsan ben de seni o kadar seviyorum,” dediğinde, Azra elinin onun ellerinden çekti. “BENİ SEVMENİ İSTEMİYORUM!” diye bağırmak istese de kelimelerini yutmak için kendini zorladı. “Ben eve gideyim. Çok yoruldum. Sana iyi geceler,” dedi Azra ondan uzaklaşarak. Rahşan kafasını salladı. Hazel rengi gözleri dalgalanmıştı. Anlamıştı ne demek istediğini. “İyi geceler, Azra!” Genç kadın, oradan uzaklaşırken sırtında adamın bakışlarının gezindiğini hissediyordu. Derin nefes alarak, arkasına bakmadan eve girdi. Nezaket kurallarını çiğnediğini biliyordu ama elinde değildi. O adama iyi davranmak içinden gelmiyordu. Nihayet sığınağına,; odasına girdiğinde rahat nefes aldı. Üzerindekileri çıkarıp ılık bir banyo yaptı. Çıktıktan sonra saçlarını kurutup pijamalarını giyindi. Açık saçlarıyla ile uyumayı sevmediği için onları topladı. Yatağına girdikten sonra her gece yaptığı gibi komodinin çekmecesine uzandı ve açarak telefonu çıkardı. Ekran kilidini açarak ekran resmine baktı hasretle. Ne de güzel gülüyordu Oğuz!. Ekrana dokunmayı bırakıp menüye girdi. Galeri bölümüne tıklayıp açılmasını bekledi. Açıldıktan sonra fotoğraflarını ve videolarını izleyerek ağlamaya başladı. Sonra beş senedir her gece olduğu gibi ağlayarak uykuya daldı. Sabah gözlerini açtığında aklına gelen ilk şey parmağındaki yüzük oldu. Elini kaldırarak baktı. Bir iki hafta öncesine kadar Oğuz’`un nişan yüzüğünün süslediği parmağı şimdi başka adamın yüzüğüne ev sahipliği yapıyordu. Kafasını çevirip perdesi çekilmiş pencereden gökyüzüne baktı. “Umarım, oralarda bir yerlerde mutlusun, Oğuz. Ben hiç mutlu değilim çünkü!” Söylenerek kalktı yataktan. İhtiyaçlarını giderip elini yüzünü yıkadı. Üstünü değiştirip kot pantolon ve gözlerinin renginde mor bluz giyindi. Aşağı inerek mutfağa girdi. Yasemin şarkı söyleyerek omlet yapıyordu. Keyfi yerinde olsaydı, gülümserdi gördüğü sahneye. “Günaydın Yasmin!” Kendisini fark eden kuzeni gülümsedi. Ona doğru gelerek yanaklarını öptü sulu sulu. Azra yüzünü buruşturarak yanaklarını sildi. Sevmediğini bildiği halde hâlde böyle yapıyordu hep. “Günaydın kuzen. Geç otur, kahvaltı yapalım.” dedi. “Tamam.” Sandalyeyi çekerek oturdu. Tabağına koyduğu kahvaltılıkları yerken karşısındaki kadının ağzında büyük bir bakla olduğunu fark etmesi uzun sürmedi. “Anlat,” dedi Azra, kuzenine bakarak. Yasemin diken üstünde oturmuş gibi yerinde kıpırdandı. “Dün nişandan sonra eve giderken birkaç serseri tarafından saldırıya uğradım!” dedi tek nefeste. Dinlerken içtiği çay Azra’`nın boğazında kalmıştı. Yasemin telaşla ayağa kalkıp, sırtına vururken genç kadın öksürük krizine girmişti. Sakinleşip kendine geldikten sonra Yasemin yerine geçti. Azra ellerini masaya dayayarak kuzenine kötü kötü baktı. “Dün gece saldırıya uğruyorsun ve ben şimdi öğreniyorum, öyle mi?” diye sorarken gözlerini kıstı Azra. “Tam olarak saldırı değildi aslında. Girişimdi sadece,” dedi hülyalı hülyalı. Azra kaşlarını çattı. “Anlamadım?” “Mavi gözlü kahramanım kurtardı beni!” “Bakıyorum, bayağı etkilenmişiz mavi gözlü kahramandan?” “Hayır.” Hemen itiraz etti kadın. “ sadece Sadece yüzüne vuran sokak lambasının ışığı, mavi gözlerindeki yansıması tıpkı Kuzey Işıkları gibi büyüleyiciydi…” ağzını Ağzını açarak konuyu uzatmak isteyen kadının ağzına domates dilimi tıktı. “Kahvaltı edelim, menekşem!” Bu, bir uyarıydı ve Azra bu uyarıyı dikkate alacaktı. Şimdilik... Kahvaltı ederken telefonuna gelen mesajla durdu. Telefonu alarak kilidini açtı ve gelen mesaja baktı. Gözlerini devirerek bezgince ofladı. “Ne oldu?” “Rahşan Bey mesaj atmış!” dediğinde, Yasemin heyecanla bakmaya başladı. “Bakma öyle. Buluşmak istiyor, beyefendi,” dedi gözlerini devirerek. “Ne güzel işte!. Gitsene. Senin için de değişiklik olur. Mezarlık ev – Ev ev mezarlık helak oldun, canımın içi.” “Gitmek istemiyorum! O adamı görmek istemiyorum!” “Saçmalama!. Ne demek görmek istemiyorum?. Bir ay sonra düğün var!. Karısı olacaksın o adamın!” Gerçekler o an buzlu su gibi kafasından aşağı dökülürken Azra irkildi. Evlenmek demek birliktelik demekti. Oğuz’`un öptüğü dudakları öpecekti kocası. Oğuz’`un dokunmaya kıyamadığı, düğün gecesini sabırsızlıkla beklediği bedenine dokunacaktı. Hayır! Buna izin veremezdi. En kısa zamanda bu sorunu çözmeliydi. Şimdilik kahvaltısına devam edecekti. Öyle de yaptı. “Kime diyorum ben, kızım? Bak ya kahvaltı yapıyor umursamadan!” “Ne yapayım, kuzen?” Yasemin ellerini havaya kaldırdı. “Pes!. Vallahi pes!.” Kahvaltısını yapıp çok sevdiği kitaplarını görmeye kütüphaneye gitti. Seçtiği bir romanı alıp okuma koltuğuna oturdu. İki saat kafasını kaldırmadan kitap okuduğu için çalan telefonu boynunu tutulmaktan kurtardı. Ekrana baktığında aldığı nefesi burnundan verdi. “Vazgeçmiyor bu adam!” diyerek yeşil ikonu kaydırdı. “Alo?. Merhaba Rahşan!. İşim vardı, o yüzden geri dönemedim sana. Yarın buluşmak mı istiyorsun? Ya çok isterdim ama çok önemli bir işim var yarın. Evet. Tamam. Görüşürüz, Rahşan!” diyerek sahte samimiyetini bir kenara bırakarak elindeki telefonu sıktı. “Görüşmek istiyormuş aptal!. Kendini benim bir şeyim zannetti bu herhâlde!” dedi sinirle. Telefonun kilidini aktifleştirmek için ekranını çevirince aramanın hala hâlâ devam ettiğini gördü. Elini ağzına kapatarak hemen kırmızı ikona dokundu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD