keyifli okumalar
MEHMET ÖZKAN
Gözlerimi açtığımda bulanık görüyordum. En son bana ne olduğunu bile hatırlamadım. Elimin üstünde bir sıcaklık hissettim. Derin bir nefes alıp baktığımda Naz'ın elleri benim ellerime değmişti. Yanı başımda sabahlayıp uyumuş muydu? Peki benim ona olan hislerimi biliyor muydu? Bir kıpırdama oluştuğunda gözlerini açıp bana bakarken dağınık saçlarını kolundaki tokayla bağlamıştı.
Böyle daha güzel olduğunun farkında mıydı? benim aklımı başımdan almıştı. Saçlarını savurdukça kalbimin hızlandığını bilse bunu yapar mıydı? Gözleri bana bakmıştı.
"Daha iyi misin?"
"İyiyim endişe etme."
Bana ters bir bakış atmıştı. Odanın kapısı açılırken Tolga içeri girmişti. Naz ayağa kalkıp hava almak için çıkmıştı. Tolga bana sinsi sinsi güldü. Ne saçmalayacak diye yüzüne baktım.
"Dökül bakalım."
"Tolga ne istiyorsun?"
"Kardeşim bana anlattığın kız bu muydu? Adını dilinden düşürmediğin."
Başımı salladığımda omzuma dokundu. Tolga benim içimdeki yarayı biliyordu. Ondan başka kimseye derdimi anlatmadım.
"Kız senin için perişan oldu."
"Benim için ağladı mı?"
"Sanırım hisleriniz karşılıklı."
Bunu o kadar istiyordum ki kalbine beni alıp sevmesini bana bir şans vermesini istiyordum. Her gülüşünde tekrar aşık olduğumu ağladığında ise kalbimin kaç parçalara bölündüğünü bilmiyordu. Tolga odadan çıkarken derin nefes almıştım. Naz'ın ailesi yurtdışına çıkmıştı. Annesi kızının huyunu bildiği için onu bana emanet etmişti. Naz yanıma tekrar geldiğinde yüzü gülüyordu.
"başka eve geçtik"
"Gerçtik derken kiminle geçtin?"
"Askeri ordu evine sen yine komşumun."
Derin bir nefes alırken yüzüne şaşkınca baktım. Naz bu yüzden mi, gülüyordu. Onun karşı komşusu olduğum için mutlu muydu? Odaya başka biri daha girmişti. Yarbayın kızı Yeliz sürekli bana aşık olduğunu söylüyordu. Bende ona kalbimin sahibinin başkası olduğunu söylemiştim.
"Mehmet senin için çok korktum.
" Gördüğün üzere iyiyim. "
Naz’ın suratı asılırken ayağa kalkıp odadan çıkmıştı. Sevdiğim kadının üzülmesine dayanamadım. Yeliz elimi tutacakken hızla elimi çektim. Öfkeli olan gözlerime bakıyordu.
" Mehmet
"Yeliz sana kaç kere söyledim gelme."
"Seni merak ettim. Seni ne kadar sevdiğimi hala görmüyor musun?"
"Kalbimde başkası varken seni sevemem bu ona ihanet olur."
Gözleri dolduğunda hayal kırıklığıyla bana baktı. Onun kırıldığını biliyorum. Ama kalbimde sevdiğim kadın varken başkasıyla olamazdım. Ona ümit verip hayallerini başına yıkamadım. Çünkü bu adamlığa yakışmazdı.
" O kadın mı? onun için beni hayatında istemedin değil mi?"
Sessiz kalırken derin bir nefes almıştı. Onun gözlerinde başka bir şey vardı. Kıskançlık ve nefret ona göre ne isterse onun olurdu. Alana kadar da elinden geleni yapardı. Bu benim suçu değildi. Kimseyi bilerek kıramam başkası benim için haramdı.
" Mehmet seni hep sevdim ilk gördüğüm günden beri o kadın ne zaman seviyor?"
"İlk ve son aşkım beraber büyüdük ben onu seviyorum başkası bana haramdır."
Gözyaşları aktığında çaresizce baktım. Naz odaya girdiğinde telefonu alırken gözlerime bakmıyordu. Yeliz kolundan tutup çekmişti. Naz kaşını kaldırıp kolunu kurtardı.
" Konuşuyoruz görmüyor musun? "
" Görüyorum telefonu alıp çıkacağım. "
" Başlarım telefona."
Naz’ın telefonunu alıp yere fırlattı. Duvara çarpan telefon paramparça olurken Naz onun saçından tutup çekti. Yataktan kalkıp ayırmak istedim. Ama sonra vazgeçip Naz’ın ona haddini bildirmesi için izledim. Sonra bana kızacak işime karışma diye bağıracaktı.
" Bana bak kızım alırım seni ayağımın altına."
Derin bir nefes alırken yerdeki telefonu almıştı. Odadan tam çıkacakken Yeliz'in öfkeli sesini duydum. Kıskançlık ve hasetlik sevdiğim kadının onun olduğunu anlamıştı.
"Mehmet’i sana bırakmam."
"Al senin olsun."
Odadan çıkarken kapıyı öyle bir çarpmıştı ki sanki kalbim ikiye bölünmüştü. İçimi bie sıkıntı basarken nefes alamadım. Yeliz onun gidişine sevinmişti. Ama benim öfkemi de kazanmıştı.
"Çık hayatımdan senin ne yüzünü görmek ne sesini duymak istiyorum. "
"babama onun tayini için konuşacağım bakalım o zaman ne yapacaksın?"
"Ne yapacağım belli değil mi? Onun peşinden gideceğim."
Onun gidişinden sonra yataktan kalkarken kolumdaki serumu çıkarıp kenara attım. Tolga odaya girdiğinde bana şaşkınca bakıyordu. Engel olmaya çalıştığında olan biteni anlattı. Yeliz'in ortalığı karıştırdığını söyledim. Gözleri hayal kırıklığına uğramıştı. Tolga ona aşıktı. Ama o bana takıntı yapmıştı. Yeliz bu çocuğun kıymetini hiç anlamıyordu. Hastaneden çıkarken kapıdaki askere onu sordum.
"Naz Üsteğmen nerede?"
"Askeri ordu evine gitmiştir."
"Beni hemen götür."
"Emredersiniz komutanım."
Gösterdiği arabaya atlarken hemen gaza basmıştı. Bu nasıl araba kullanmaktır. Adam sanki yarışa girmişti. Aniden fren yapınca araçtan indiğim gibi apartmana koştum.
"Komutanım 4 katta."
Duyduğum sesle hemen merdivenden çıkmaya başladım. Dördüncü kata çıkarken Naz’ın öfkeli sesini duydum. O kadar öfkeliydi ki sesi apartman da yankı yapıyordu. Bu kadını kim bu kadar kızdırmıştı.
"Bana bak ağzını dağıtırım."
"Hadi ya yemezler kızım."
"tecrübeli askerim asabımı bozmayın."
"Duydun mu? askermiş."
Merdiven başında durunca iki kişinin onu duvarda sıkıştırdığını gördüm. Tam harekete geçecekken gözleriyle durmamı işaret etmişti. Naz adamın kolunu çevirdi. Diğerinin bacak arasına tekme atmıştı. İkisi de yerde kıvrandı.
"Askerim diyorum neden anlamıyorsunuz."
"Abla bir daha yapmayız ne olur Affet."
"Bak sen şimdi ablan olduk yatakta zevk alırsın diyordun."
Duyduklarım karşısında öfke patlaması yaşadım. Adamın yakasından tuttuğum gibi duvara yaslayıp yumrukla vurmaya başladım. Kimse benim sevdiğim kadına bu cümleyi kullanamazdı. Hiçbir kadına bunu diyemezdi.
" Sen bir daha söyle bakalım. "
" Abi. "
" Kes lan puşt sen kime bulaşıyorsun."
Ard ardına vururken polisler elimden almıştı. Komşular aramış olmalıydı. Naz bana öfkeyle bakıyordu. Bana hala kızgındı.
"Ben döverken neden engel olmadın?"
"Engel olsam beni de döverdin."
"Hakkediyorsun bazen."
Bir an aklına ne geldiyse eve koşmuştu. Bende bakmak için girecektim. Ama bu sefer de kızardı. Mutfaktan yemek kokusu geliyordu. Kuru fasulye, pilav dayanamayıp içeri girip kapıyı kapattım.
"İyi ki altını kısmışım."
"Kuru fasulye ve pilav mı?
" Evet yanında cacık yapacağım ama salata eksik. "
Bunu gözüme bakarak söylemişti. Anlaşılan bana hala kırgındı. Dolaptan tabakları çıkardığında yemekleri koydu. Yemekten sonra çayları içmek için salona geçmiştik başını sallarken tabakları yıkayıp gelmişti. Konuya girsem mi? girmesem mi? Bilemedim.
" Naz."
"Yeliz sana takıntılı."
"Sen nereden biliyorsun?"
"Tavrına göre ondan hoşlanmıyorsun?"
Başımı sallarken dizime uzandı. Saçlarını okşarken gözleri kapanmaya başladı. Bu hain pusuyu yapanlar hem onun hem de benim hayatımı bitirmişti. Gizli mesajlar da kesilmişti. Naz uyuduğunda onu kucağıma alıp yatak odasına götürüp yatağına koydum. Üstünü örterken odadan çıkıp bardakları mutfağa gidip makineye koyduktan sonra evden çıkıp kendi daireme geçtim.
"Evim, evim güzel evim."
Yatak odasına geçerken kendimi yatağa atarken aniden küt diye bir ses gelmişti. Yatağın çökmesiyle şoka girdim. Nasıl yani yatak kırıldı mı? Ayağa kalkarken kırılan yatağa bakınca gerçekten bende şans yoktu. Kapı zili çalınca bakmaya giderken Tolga'nın olduğunu gördüm. Elindeki valizle içeri girmişti. Yüzüme baktı.
"Hayırdır ne oldu?"
"Yatak kırıldı."
Yüzüme şaşkınca bakıyordu. Ciddi olup, olmadığıma bakıyordu. Gözlerini kısarak bakarken ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum ama sandığı gibi çıkmayacaktı.
"Oha lan o kadar kıracak ne yaptın."
"Balıklama atladım."
Dua et altındaki kadın değil. "
Ters ters bakarken elini ağzına koyup susma işareti yapmıştı. Yatağı görünce kahkaha atarken bu adamın diline düşeceğime beni kurşuna dizseler daha iyiydi. Derin bir nefes çekti. Tolganın ensesine vurup telefonu alıp yeni yatak siparişi verdim. Tolga sinsi bakışları atmıştı.
"Bunu yarın Üsteğmene anlatırım."
Yakasından tutup tehdit ettim. Çünkü bu adamın diline düşen yanmıştı. Milleti herkese rezil ederdi.
"Yarın sana toplu ceza yazayım mı?"
"Yüzbaşım tehdit sana yakışıyor mu?"
"Sen hele o ağzını aç bak o zaman sana neler yakışacak görürsün."
Korkudan rengi değişti. Ama o yine de bir yolunu bulup anlatırdı. Nereden mi, biliyorum malımı tanıyorum. Odadan çıkarken mutfağa giderek çay koydum. Tolga'nın yüzü asılmıştı.
"Ne oldu?"
"Yeliz ile kavga ettim."
"Tolga senin kıymetini bilmiyor ki bırak gitsin."
"Ne eksiğim var."
"Eksiğin yok kardeşim fazlan vardır."
Başını salladığında Naz’ı nasıl sevdiğimi anlattım. Elini omzuma koyarken bana baktı. Dilinin altında başka bir şey vardı. Derin bir nefes çektim.
"Ne diyeceksen de kıvranma."
"Gediz."
"Ne olmuş ona."
"Naz’a aşık olmuş elinden alacakmış."
Duyduğum karşısında sinir krizine girdim. Öfkeden deliye döndüm. Gediz zaten beni gördüğü andan itibaren hoşlanmadı. Sürekli kavgamız olmuştu. Ama bu başkaydı. Sevdiğim kadına göz dikmek ne demek görecekti.
"Siktir hele denesin."
Tolga'nın bakışları bana dönerken Naz’ın artist erkeklerden nefret ettiğini söyledi. Haklı çünkü hiç hoşlanmaz haddini bildirirdi. Aslında ona dayak atmasını ben sağlayacağım içime kurt düşmüştü. Saat geç olunca uyumak için salona geçerken gözlerimi kapattım.
...
Sabahın erken saatinde telefon çalmıştı. Gözlerimi zor açarken Yarbay'ın aradığını görünce hemen açtığımda acilen beni karargaha çağırdı. Tolga hala uyuyordu. Üstümü değiştirip hazırlanırken arabanın anahtarını da almıştım.
Kısa sürede karargah önünde durunca Yeliz kapıda durmuştu. Yüzüne bile bakmadan giderken peşinden geldi. İçeri girip komutanın odasına girmeden kapıyı çaldım. "Gir." Sesini duyunca içeri girdim. Derin bir nefes çektim. Yarbay arkama bakıp kızına baktığında kaşını kaldırdı.
"Yeliz çık dışarı."
"Ama baba."
"Çık."
Ters bir bakış atarken odadan çıkmıştı. Bu kız sadece benim değil babasının sabrını zorluyordu. Onun çıkmasıyla Yarbay'ın işaretiyle oturdum. Önüme dosya bıraktı.
"Senin ve Naz’ın düşmanı ortak."
"Komutanım."
"Boris Altınkaya geri dönüş yapmış."
Dosyaya baktığımda gözlerim doldu. Ailemin son mutlu günleri ve yine bir katliam gecesi derin bir nefes almıştım. Komutanın bakışları bana döndü.
"Sen ve Naz operasyon için hazırlık yapın."
"İkimiz de mi?"
Yarbay başını salladığında kapının çalmasıyla girene baktım. Naz selam verip komutanın işaretiyle oturdu. Derin bir nefes çekti. Gözleri kızarmıştı.
"Naz gözlerin kızarmış ağladın mı?"
"Komutanım."
"Güçlü ol kızım sen babanın emanetisin."
Operasyon için hazırlık yapılmaya başlandı. Naz o adamı kendine aşık ederek bilgileri alacaktı. Naz olayı dinlerken kabul etmişti. Bende yanında koruması olarak gidecektim. Odadan çıktığımda delirmek üzereydim. Onun çıkmasıyla kolundan tutup arka tarafa doğru götürdüm.
"Neden kabul ediyorsun."
"Mehmet ikimiz de profesyonel askeriz bu da bize verilen görev."
"O piçin sevgilisi olacaksın yani."
Bu kadın beni anlamıyordu. Gözümün önünde adamla herşeyi yapacaktı. Bunu kaldıramazdım. Derin bir nefes alırken çekerken onu duvara yaslayıp bağırdım.
"Sen beni anlamıyorsun?"
"Ne anlamıyorum."
"Seni ne kadar sevdiğimi senin için delirdiğimi anla be kadın meftunum sana."
Gözleri bana şaşkınca bakıyordu. Ne diyeceğini bilemedi. Onun belinden tutup kendime çekerek dudaklarını öpmüştüm. Bana karşılık vermesiyle onun da bana karşı boş olmadığını anladım. Birbirimizden ayrılırken bana bakıyordu. Ellerimi tuttu.
" Bende seni seviyorum."
"Bir daha söyler misin?"
"Bende seni seviyorum sevgilim."
İşte karşımdaydı. Sevdiğim kadın kokusuna hasret kaldığım kalbimin sahibi aldığım nefesim elleri ellerime değmişti. Yanı başımda ona tekrar sarılırken dudaklarını tekrar öptüm..
Bölüm sonu...