2.

1737 Words
"Çok güzelsin " .Camdan içeri sızan güneş ışıkları kızın gözlerini açmasını sağlarken tüm vücudunun ağrısıyla dudaklarından bir inleme kaçtı. Hala gözleri yarı aralıktı . Algısı hala açılmamıştı. Ama tüm algıları yanında ki bedenin varlığını bas bas bağırırken gözlerini aniden açtı. Tuna ona bakıyordu. Tam gözlerine. "Günaydın " dedi genç adam. "Günaydın Tuna bey " "Sana bir şey soracağım Burçin , bebeğinin babası sizi istemiyor mu ? " Kızın şaşkınlıkla açılan gözlerini öpmek istedi Tuna. Yüzünün her yerini öpmek istiyordu. Ellerini karnında gezdirip bedenini bedenine katmak. Düşüncelerinin saptığı yönü fark ettiğinde , hemen sıyrıldı onlardan. "Bu sizi ilgilendirmez " "Sadece sorularıma cevap ver neden ölmek istedin anlat bana , Neden bebeğinden vazgeçme pahasına gittin o uçuruma " Burçin ağladı. " O gitti " dedi sadece. Kalbi cayır cayır yanıyordu. Terk edilmişti. Karnında bebeğiyle , yüreğinde vazgeçilmez aşkıyla yalnız kalmıştı. Kimsesi yoktu artık. Sevdiği adam, annesi babası kardeşleri. Hiç kimse yoktu. Koskocaman Dünyada bir başınaydı bundan sonra. Tuna gözlerini kapayıp tekrar açtı. "Bebekten haberi var mı peki ? " dedi kaşları çatılırken " "Bunlar sizi neden ilgilendiriyor Tuna bey anlamıyorum ben " "Sadece soruma cevap ver Burçin " "Yok asla da olmayacak tatmin oldunuz mu " Tuna hafifçe güldü. Olmuş muydu ? Hem de fazlasıyla . Aklındaki tüm sorular cevap bulmuştu. Kızın şaşkın yüzüne baktı. Hala kendisinden bir açıklama beklediği o kadar belliydi ki .. Kızın yanaklarını avuçladı. Şaşkınlıkla aralanan dudaklarıyla öyle güzel duruyordu ki. İki gündür kendine ne olduğunu bilmese de umurunda değildi. Dudaklarını dudaklarına yaklaştırıp öptü. Yavaşça , usulca okşadı dudaklarını. Geri çekildiğinde mırıldandı. "Benimle evlenir misin Burçin. Bundan sonra hayatım ömrüm olur musun ? Beni bebeğinin babası olarak kabul eder misin ? Birbirimizin yaralarına merhem olmamıza izin verir misin ? "  Yakındı .. Nefesini yüzünden hissederken , kulaklarında çınlayan sözlerle şaşkınlıkla kaldı. Dudaklarına değen dudaklar yanaklarında gezen parmaklar tüm algısını kapatmıştı. Duyduklarıyla hızlanan kalbi , nefesini çoktan kesmişti bile. Tuna'nın dudakları kızın şaşkınlığıyla yukarı kıvrıldı. "Sen deli misin ? " dedi sonunda konuşma yetisini kazandığında. Şaşkınlığı geçmiş yerine saf bir öfke geçmişti. Öfkesi dibinde oturan adama değil kendisineydi. Çaresizliğine. Belki de birkaç dakika sonra pişman olacak bir adamın sözlerine umutla bakmasınaydı. Öylesine bir durumdaydı ki ? Pişmanlık çaresizlik tüm hücrelerini ele geçirmiş gururu onu çoktan terk etmişti. "Bu da nereden çıktı " dedi Tuna kaşlarını çatarken. "Sözlerinizden " dedi genç kadın. " Hangi aklı başında olan adam tanımadığı bir kadına bunları söyler ki ?" Genç adam şaşkınlıkla başını sallayıp yataktan kalktı. " Sözlerimden deli olduğumu çıkardığına göre ciddiye almayacağını mı düşünmeliyim " dedi. "Tabi ki ciddiye almıyorum . Hem sen nasıl benden izinsiz beni öpersin ya " diye çemkirdi. Yatakta doğrulmaya çalıştı. Kasıklarına saplanan ince sızıyla yüzünü buruşturduğunda dolgun dudaklarından homurdanmalar yükseldi. "Ciddi misin Burçin ? Bunca sözümün için dert ettiğin seni öpmem mi yani . Sana benimle evlen diyorum , bebeğinin babası olmak istediğimi söylüyorum ve sen seni öpmemin derdindesin şaşılacak şey " "Tabi ki bunu derdindeyim çünkü diğer sözlerinizi ciddiye bile almadım" Yalan ! Bir an kalbinin duracağını sanmıştı. Sevgilisi Selimden bile böylesine güzel sözler duymamıştı hiçbir zaman . Genç adam kaşlarını çattı. Sıkıntıyla salçalarını karıştırdı. Sarı saçları birbirine girmiş ona serseri bir görünüm vermişti. Üzerindeki doktor , önlüğünün altından bile biçimli olan vücudu göz alıcıydı. Genç kadın yutkundu. Camdan vuran güne ışıklarıyla karşısında ki adamı daha fazla inceledi. Tek kelimeyle çok yakışıklıydı. "Alsan iyi olur ben çok ciddiyim ve kararımı çoktan verdim .İyi düşün Burçin gidecek yerin yok , sevgilin seni terk etmiş ne yapacaksın . Aile'nin yanına mı döneceksin. Zaten yanında olsalardı intihar etmeye kalkışmazdın " dedi acımadan. Sözler ağzından çıktığın da çoktan pişman olmuştu. Burçin ağladı. Sessizce , başını öne eğerek duyduğu her kelimenin gerçekliğiyle canı daha fazla yandı. "Yapamam " "Neden " diye bağırdı Tuna. Neden ? Anlamıyordu .. Ona bir şans veriyordu kendisine bir şans veriyordu. Neden düşünme zahmetine bile girmeden ret ediyordu. "Seni tanımıyorum . Adından başka hiçbir şey bilmiyorum peki sen sen neden böyle bir teklifte bulunuyorsun Neden Tuna bey Siz söyleyin Neden ? Neden bana bu teklifi yapıyorsunuz Neden bana yardım ediyorsunuz. Siz söyleyin Neden ? " Ne kadar çok Neden vardı hayatlarında. Cevaplanması gereken bir sürü Neden .. Hangisine cevap verecekti Tuna. Neden onunla evlenmek istediğini nasıl anlatacaktı ona. Ölüyorum. Aldığım her nefes canımı yakıyor artık. Yalnız kalmak istemiyorum. Baba olmak istiyorum. Yaşamak için bir sebebe ihtiyacım var .. Ve o sensin. Yaşamak istiyorum diyebilir miydi ? Nefes almak için size ihtiyacım var . Karnındaki bebeğin bana " baba " demesine ihtiyacım var. Kayıplarımı unutmak için , hayal etmeye ihtiyacım var. Şu boktan hayattan bir şeyler beklemeye ihtiyacım var. Bunların hepsini yüzüne söyleyebilir miydi ? Anlar mıydı kayıplarını. Aklından geçen tüm sözleri yutup " Ben öyle istiyorum " dedi küstahça. İstiyordu ve alacaktı. İki yıldan sonra önüne bir şans çıkmışken kararından caymışken , Burçin'den vazgeçmeyecekti. "Sırf sen istiyorsun diye öyle mi Seninle evleneceğim "Sesi kırgındı. "Olmaz " "Olacak " dedi sertçe.. Olacak, size ihtiyacım var olacak.. Tuna Burçin'in ağlayan gözlerini daha fazla görmemek için çıktı odadan. Hayal ettiği gibi bir konuşma olmamıştı. Hoş daha iyisini düşünmek ,uzaylıların Dünya'yı işgal etmesi kadar imkansız görünüyordu gözüne. Talha'nın odasına gidip kapıyı sertçe açtı. Duvara çarpan geri gelen kapı kapanırken kendisini koltuğa attı. Bir çare bulmalıydı. Onu ikna edecek bir şeyler. Az önce tam bir pislik gibi davransa da o an düşündüğü her şey öylesine ağır gelmişti ki söyleyememişti hiç birisini. "Öyle istiyormuş bok istiyorsun sen tuna . Kıza söylenecek söz mü bu. İyi halt ettin " Başını geri yaslayıp gözlerini kapadı. Yorgundu. Bedeni değildi , ruhuydu yorgun. Son iki sende yaşadıkları öylesine ağır gelmişti ki . dayanacak aşamayı çoktan geçmişti. Şimdi ilacı olacak kadın metrelerce uzağında yatıyordu. Karnında onu istediği bir başkasının bebeğiyle.. Tuna kabul etti. İstediği Burçin miydi ? Yoksa bebek mi ? Hayır genç adam ikisini birden istiyordu. İkisi de olsun istiyordu hayatında.  ***** Şakındım . Tam anlamıyla şoka girmiştim. Ne olmuştu az önce öyle. Tauna bey yanıma yaklaşıp beni öptün de zaman durmuştu sanki. Kalbimin hiç böyle çarptığını hatırlamıyordum. Onun yanında bile. Kokuyla karışık şaşkınlık tüm bedenimi ele geçirirken hiç. Bir şey söyleyememiştim. "Yaralarımız saralım " demişti. Birlikte mi yapacaktık yani. Hem öyle bir adamın ne yarası olabilirdi ki ? Hamile bırakılıp sokağa mı atılmıştı. Çaresiz kalıp canına mı kıymaya çalışmıştı. O zaman neden öyle konuşmuştu. Aklım karman çorman olurken ofladım. Lanet herif tüm dengemi bozmuştu. Ne yapacaktım ben şimdi ya. Geri dönemezdim. Bu fikrin aklıma gelmesi bile saçmaydı aslında. Nereye gidecektim ki ? Ailemin yanına mı? Ölseler kabul etmezlerdi. Hoş babam beni bulduğu yerde öldürecekti. Son sözleri aklımdan çıkmazken kaderime lanet ettim. Ne bekliyordum ki zaten. Karnımda çocuğumla bana kollarını mı açacağını. Belki ! Belki onun öz kızı olsam bana kollarını açar mıydı ? Kızım deyip bağrına basar mıydı ? Hayali bile komikti.  Kenan bey hiçbir zaman sevmemişti ki beni .. Hiç bir zaman babam olmaya çalışmamıştı. Sevmediği her halükarda göstermiş , ve üvey olduğumu yüzüme vurmuştu. O an öylesine acıdım ki anneme . Sırf bana bakabilmek için o adama katlanmasına kızdım. Ben bütün bunları yaşarken adamın birisi gelmiş çocuğuma baba olmak istediğini söylüyordu. Üvey bir babayla büyümüşken bunu yapamazdım kendi bebeğime . Asla. Sevilmemenin ne demek olduğunu öyle küçük bir yaşta öğrenmiştim ki sokaklarda yaşar yine de yaşadıklarımı bebeğime yaşatmazdım. Bu düşüncelerle kalktım yataktan. Bedenim ağrısa da aldırmadım. Bir daha o uçuruma cesaret edip gidemezdim. Hafifçe okşadım karnımı. Her şeye rağmen değmez miydi denemek . Dolaptan kıyafetlerimi alıp giydim. Başka hiçbir şey yoktu işte önümde. Dizlerime gelen bir elbise ve kalın bir hırka. Nasıl çıkacaktım hastaneden. Beş kuruşum olmadan nereye gidecektim. Arkadaşlarıma mı ? Başımı salladım . Bana acıyarak bakmalarına dayanamazdım . Selim gittikten sonra onlarla da görüşemezdim zaten. Selim asla bilmemeliydi bebeğimi. Beni arkasında bırakıp giderken acıyıp bana dönmesine katlanamazdım. Selim gerçek aşkım. Bir yıl önce tanışmıştım onunla. Babamla ettiğim kavgadan sonra gece vakti atmıştım kendimi sokağa. Bir bankta saatlerce oturmuş ağlamıştım. O zaman çıkmıştı karşıma. Yanıma gelen tinercileri fark ettiğinde elimden tutmuş beni arabasına bindirmişti. Konuşamamıştım. Ne ara yanıma geldiğini bile anlamamıştım ki ? O zaman hissetmiştim bir erkeğin korumasının sıcaklığını. Bana bağırdığında. "Bu saatte ne işin var burada tinercilerin arasında " demişti." Hem de tek başına." O hali aklımdan çıkmıyordu hiçbir zaman. Ne kadar muhtaçmışım oysa birinin beni sahiplenip sevmesine. Sevmiş miyim onu. Deliler gibi. Sıcaklığını , ilgisini şefkatini sevmiştim. Beni sahiplenmesini sevmiştim. Ama yoktu şimdi işte. Gitmişti. Kendisinden bir parça bırakıp çekip gitmişti. Arkasına bakmadan , korkakça , alçakça beni bırakıp gitmişti. Odanın kapısını açıp koridora çıktım. Kimse yoktu. Hangi hastanedeydim acaba. Salak Burçin . Öğrensem ne yapacaktım. Hastane masraflarını mı ödeyecektim. Değil ödemek simit almaya param bile yoktu cebimde. Kimseye görünmeden asansöre koştum. Düğmeye birkaç defa basıp gelmesini bekledim. Hala fark eden olmamıştı odada olmadığımı.  "Gidiyoruz bebeğim " dedim karnımı okşayarak. Asansörün kapısı açıldı. Adım atacağım anda gördüm onu.. Çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Gözlerini öfkeden öylesine karamıştı ki neredeyse siyaha dönmüştü.. Çenesinde seyriyen kaslardan dişlerini sıktığı belli oluyordu. Geri adım atmama izin vermeden kollarımdan kavrayıp sıktı. "Nereye gittiğini sanıyorsun sen " " Bu sizi ilgilendirmez " dedim . "Bundan sonra seninle ilgili her şey beni ilgilendirir Burçin sana şaka yapmadığımı söylemiştim her sözümün arkasındayım " dedi. Beni koridorda sürükleyerek az önce kaçtığım odaya doğru yürümeye başladı. "Lanet olsun canımı yakıyorsun bırak beni gitmek istiyorum " Durdu. Birkaç saniye gözerini kısıp bana yaklaştı. Ben daha ne olduğunu anlamadan beni kucağına almıştı bile.. "Ya bıraksana ben herkes bize bakıyor " dedim bağırarak. "Biraz daha bağırırsan buradakiler değil tüm hastane başımıza toplanacak kapa o güzel dudaklarını inan bana öyle daha güzel oluyorsun " Şaşkınlıkla açılan dudaklarımı görünce sırıttı. Odaya girdiğimizde beni yatağa bırakıp önümde diz çöktü. "Nereye gidecektin " dedi. "Seni ilgilendirmez " "İlgilendirir , şimdi söyle nereye gidecektin ailenin yanına mı ? " Diye sordu. Başımı hayır anlamında salladım. "Arkadaşlarına mı ? " Yine salladım başımı. Kaşları çatıldı. "ona mı gidecektin" dedi bu sefer. Alayla güldüm. "O gitti " dedim acıyla. Evet içim acıyordu ama kırılan gururum kadar değil. "Hamile halinle yanında beş kuruş ara olmadan sokaklarda mı kalacaktın yani " "Yine söylüyorum Tuna bey bu sizi ilgilendirmez tamam anlıyorum bir anlık acımayla bana o sözleri " "Acımayla mı " diye bağırdı. "Sana acıdığımı sanıyorsun Burçin. Sana acıdığım için evlenelim demedim. Sana acıdığım için bebeğine baba olmak istediğimi söylemedim. Sana acımıyorum sizi istiyorum. Seninle tekrar yaşamak istiyorum." Dedi. "Yaşıyorsun ya " "Sen nefes almak yaşamak mı sanıyorsun " "Değil mi " Başını hayır anlamında salladı. "Değil küçüğüm inan bana yaşamak nefes almaktan ibaret değil. Biliyorum tanımıyorsun, güvenmiyorsun korkuyorsun ama bir şans ver bana . Sana bana güvenebileceğini göstermem için bir şans ver " dedi. Her kelimesinden haklıydı. Korkudan geberiyorum .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD