18. Bölüm: Veda Barın loş ışıkları ve kalabalığın uğultusu, Serra'nın her adımında içini daraltıyordu. Alp, en arkada, korunaklı köşe masada oturuyordu. Onu gördüğünde, yüzünde kendinden emin, zafer dolu bir gülümseme belirdi. Serra'nın içini bir iğrenme duygusu kapladı, ama yüzünde kırılgan ve kaybolmuş bir ifade taşımayı başardı. "Serra," dedi Alp, ayağa kalkmadan, başıyla sandalyeyi işaret ederek. "Otur. İçki ısmarladım bile." Serra, titreyerek oturdu. "Teşekkürler," diye mırıldandı, gözlerini masaya dikerek. "Demir gerçekten atmış seni öyle mi?" diye sordu Alp, içkisini yudumlarken. Sesinde acıma değil, eğlenme vardı. "Evet," dedi Serra, sesini kısarak. "Her şeyi söyledim. Beni dinlemedi bile. Sadece... gitti." Bunlar Demir'in talimatlarıydı. Alp, keyifle gülümsedi. "Sana söyle

