28. Bölüm: Şafak Çanları Daireye, gece boyunca hiç sahip olmadığı bir sessizlik çökmüştü. Yazgı'nın düzenli nefes alışverişi ve şehrin uzaktan gelen uğultusu, yeni bir günün doğmak üzere olduğunun tek kanıtıydı. Demir, pencerenin yanında, perdenin aralığından dışarıyı izliyordu. Geceyi bir heykel gibi hareketsiz, tetikte geçirmişti. Serra'nın hayaleti bir daha yüzeye çıkmamış, onun yerini Eren'in tehdidinin soğuk, sert gerçekliği almıştı. Aslı'nın mesajı zihninde dönüp duruyordu: "Eren'in izi kayboldu. Ofisi boşaltılmış. Kaçak olduğundan neredeyse eminiz." Bu, bir avcının sadece av peşinde koşmadığı, aynı zamanda kendi avcılarından da saklandığı anlamına geliyordu. Eren çaresizdi ve çaresiz olanlar en öngörülemez, en tehlikeli olanlardı. Demir, telefonunu çıkardı ve tekrar mesajı okudu.

