34. Bölüm: Labirentin Kalbinde Havadaki toz, Yazgı'nın ciğerlerini yakıyor, her nefes alışında öksürmemek için kendini zor tutuyordu. Arkasından gelen öfke dolu bağırışlar ve küfürler, daracık metal şaftın içinde yankılanıyor, onu daha hızlı ilerlemeye zorluyordu. Işık yoktu. Sadece dokunma duyusu ve içgüdüleriyle ilerliyordu. "Geri çekil! O dar delikten geçemeyiz! Dışarıdan çevreleyin, çıkış noktasını bulun!" diye bir emir sesi duyuldu arkasından. Bu, ona birkaç saniyelik bir avantaj sağlamıştı belki, ama aynı zamanda bir sonraki hedeflerinin neresi olacağını da gösteriyordu: Bu labirentin çıkışı. Elleri ve dizleri üzerinde, sırt çantasını önüne iteleyerek körlemesine emekliyordu. Metal şaft, beklenmedik dirseklere ve dönüşlere sahipti. Zaman zaman aşağıya inen dikey bacalara denk geli

