BARAN
Akşam olmak üzereydi gelmemekte ısrarcı yanına gidecek hazırlamasını diretecektim. Harekete geçtiğimde misafirlerin erkenden damlayası tuttu onları karşılayıp. Kader ablayı Eda ‘nın yanına gönderdim sohbet başlamış aklımsa onda gelecek mi? diye bekledim. Konuşma arasında adı geçti ne diyeceğimi bilemezken topuk sesi yankılandı. Ayağı kalkıp sesin geldiği yöneldim karşımda gelmeyeceğini düşünürken. Bambaşka Eda karşıma çıktı alışık olduğum o görüntüsünden eser kalmamış gözlerine uygun elbisesi. Şekil verdiği açıkta bıraktığı saçları, topuklu ayakkabısı çok zarif görünüyor. Adımlarım yanında bitmiş kolumu beline doladım büyüleyici o kokusu burna doldu. Misafirlerin yanına giderek eşim Eda diyerek tanıtmıştım. Yerlerimize geçtik yanımda yerini alınca sohbet devam ediyordu. Her şey yolundaydı hiç göstermediği o zarafeti sesinin tonu sözleri onların yanında bambaşka biri olup çıkıverdi. Gözlerimi alamıyordum yanımdaki kadın yabancıydı öfkesi, nefretini bir kenara atmış. Bilgisi kültürünü konuşturuyor ne iş yaptığı konusuna değinince konuyu saptırdı. Söylemekten kaçınıyor peki neden? Abisi ünlü rock starı onun ününden şımarıklığı düşünürken bu akşam başka kadın olarak yanımda. Söylemek istemediği mesleği yada bir mesleğe sahip değil bilemedim. Hakkında en ufak sır vermiyor araya yemek faslı girince konu havada asılı kaldı. Geniş kapsamlı konular açıldıkça iki dudağının arasından çıkan kelimelere hayran kalmamam elimde değil. Şaşkınlığımla birlikte onu iyice merak etmeye tanıma isteğimi artıyor bana neler oluyor? Anlamış değilim…..
Umduğumdan akıcı güzel vakit geçirmiş misafirlerinin onun misafirperverliğinden hoş sohbetinden memnun kalışı göğsümü kaparmış beni mahcup etmemişti. Onları uğurlamak için kapıya kadar eşlik ettik. Parmaklarının arasına parmaklarımı geçirdim mutluyuz pozları verdik. Onlar uzaklaşıp gözden kaybolurken yine o tanıdığım kadın karşımdaydı. Hızla benden uzaklaşıp odaya döndü peşinden gittim.
“ gelmezsin sanıyordum? “
Kollarını göğsünün altına bağladı alaycı tavrı iş başında
“ kocamı ele güne mahcup etmeyim dedim fena mı ettim? “
“ çok farklısın o hırçın kafasına göre davranan Eda gitmiş yerine daha sakin aklı başında biri gelmiş. Meğer sahte yüzünü başkalarının yanında gösteren kişiliğe sahipsin “
“ hmm… yerine göre davrandım diyelim sakin kalabilirim deliye de dönebilirim karşımdaki insana bağlı ister buna sahte de istersen gerçeklik umurumda değil. Beni bir daha işlerine alet etme o davete katılmayacağım ısrarcı olma “
Önümden geçip banyoya girdi……
Bu sabah içim kıpır, kıpır koruculuğunu yaptığım çocuklar eve geldi. Sena ve Kerem çocukları seviyorum özellikle kimsesiz onların halinden bir tek ben anlarım. Annemi kaybettim babam yaşamakla ölüm arasında nasıl bir duygu bilirim bu yüzden zaafım var. Elimden geldiği kadarı hepsine yardımcı olmayı desteklerimi esirgemiyorum. Huzur ve mutluluk veriyor onlarla ilgilenirken Eda birden afalladı. Kader abla ile fısıltılı konuşmasına şahit olurken. Çocuklar onu fark etmişlerdi sonra melek diyerek koşarak yanına gidip sarıldılar.
“ çocuklar sanırım biri ile karıştırdınız onun adı Eda “
Derya ‘nın sözlerine karşılık Sena
“ biliyoruz ama o bizim meleğimiz “
“ evet o bizim melek annemiz “
Sarf ettiği kelimeler melek anne kala kalmıştım
“ melek hani bizi görmeye gelecektin? “
Gözlerini bana çevirdi
“ üzgünüm çocuklar ama işlerim yoğundu yoksa asla sözümden dönmem bilirsiniz. Bunu telafi edeceğime söz veriyorum şimdi söyleyin bakalım kendimi nasıl affettireyim? “
Ne yani ona ben mi engel oldum? Bakışlarından bunu mu anlamayalım? Çocuklar sevinçleri katlanmış ellerinden tutup yanıma oturmasını istediler. Yüzüme bakmadan onların mutluluklarına ortak oluyor oyunlar oynayıp konuşuyorlardı. Ağızlarından düşmeyen anne kelimesi içim bir tuhaf olmuştu çocuklarla yakından ilgilenip sevgisi esirgemiyor. Beni bile unutmuşlardı Derya onun ilgisinden rahatsız olmuş çocuklara dışarı çıkarıp gezdirmek isteğine ret yanıt alınca bizden başka kimse kalmadı.
“ melek anne tatlı yapalım mı? “
“ peki hadi o zaman mutfağa “
Birlikte mutfağa geçtiler bir süre sonra peşlerinden gittim. Birlikte kolları sıvayıp eğlenerek o istediği tatlı yapmak için işe koyulmuşlardı. Eda benim varlığımı fark edince az önceki halinden eser kalmamış çocuksu yönü durulmuştu. Onlara eşlik etmeye karar verdim onunda benden farksızdı şaşkınlığı…..
Akşama kadar çocukların peşimde pervane olduk gerçek evlilik yapan çiftmiş gibiydik sanki deli divane olduğumuz bizim çocuklarımızdı. Saçmalamayı kes Baran onun bu eve neden geldiğini unutma içimi kor ateşlerde kavrulurken diğer yandan kendimi ondan alamıyorum ona karşı ilgi duymam anlamsızdı bu hislerin….
EDA
Sessizlik çöken akşamın her zaman ki yerimi aldım gözlerimi yumdum. Onunda uyumadığını biliyorum bir kez daha şaşkına çevirdi. Çocukları göreceğim akılama gelmezdi koruyucu ailesi olmuş hakkımda bir adım yaklaşmasına izin vermeden. Yurdun müdürü ile görüştüm her fırsatı kollayacaktır buna izin veremem benim hakkımda bir adım ilerleyemeyecek. Önlemimi almıştım sonra o tanımadığım Baran ‘nın diğer yüzünü gördüm. İyi bir aile babası yüzündeki o tebessüm gözümün önünden gitmiyor. Bana olan tavırlarından dolayı onun gerçek var olan kişiliğini görmem imkansız olduğunun farkındayım. Yada hep böyle ikilemde kaldım Kader abla özünde çok iyi biri olduğunu intikam diye bağırmadığını söylese bile ne biliyim inanmak gelmiyor. Yargısız infazda da bulunmak istemiyorum en ufak suça karışmamış sabıka kaydı bulunmuyor. Herhangi olaya adı karışmamış hakkında ulaştığım bilgi doğrultusu bu yönde sadece birbirimize karşı tırnaklarımızı geçiriyoruz. Benimle baş edemeyeceğini bildiği halde geri adım atmıyor ailesini de benim için karşına alması işte buna tahammül edemiyorum. Düşmanı olarak görüyor savunması koruyucu tarafı ön planda insan düşman bildiği birine koruma kalkanı oluşturur mu?.....
Uykumun arasında kasıklarımdaki sancı nefesimi kesti bunun anlamını biliyorum. Gözlerimi zor bela araladım yattığım yerden kalkmak kolay değildi. Adımlarımı banyoya yöneltim saplanan ağrı yürümeme engel olacak derecede etkiliyor. Banyodan içeri girdim çabukça işimi halledip geri yatağa dönmek istiyorum…. Bir süre sonra banyodan çıktım ayakta duracak halim kalmadı ağrıdan bayılacağım destek alırcasına elimi duvara yasladım. Kasıklarım şiddeti arttıkça dayanılmaz gücüm tükeniyor kesik nefes alıp verişler önüme düşen gölge başımı kaldırıp baktı. Uyumuyor muydu? Nere kalkıp yanıma geldi kıvranışlarıma anlam verimiyor.
“ ne bu halin? “
" hastaneye gitmem gerek "
Can acısı sesimle konuşurken zorlandım
"yediğin bir şey mi dokundu? "
Başımı iki yana salladım bir de dert mi anlatacağım?
“ Off benim acilen ağrı kesici ve serum almam gerek"
Aptal surat ifadesi anlam veremezken adım atışım sekteye uğradı. Düşeceğim sıra bedenimi kucakladığı gibi yatağına yatırdı. Hızlıca telefonu kaptığı gibi doktoru arayıp eve çağırdı…..
Başımdan ayrılmıyor ağrılarımın sebebini öğrenmek istiyor. Ağrıdan iki büklüm kıvranırken sorularına cevap verecek durumda değilim. Zaten derdimi neden anlatayım ki? Her defasında bu durumdan nefret ediyorum beni yakından tanıyan herkes sebebini biliyor hastanede yada eline serum soluğu yanımda alıyorlar. Bundan nefret ediyorum bilmeyen yoktu telefonu çaldığında doktor gelmiş onu karşılamaya gitti. Bir süre sonra doktoru alıp odaya döndü muayene etmek isteyince göz göze geldik. Anlamış odayı terk etti durumu doktora izah ettiğimde ağrı kesici serum verip odadan çıktı. Kapı ardında bekleyen beyimiz doktora aradığı cevabı öğrenmek istedi.
“ eşiniz her kadın gibi rengli döneminde ama aslında tez zamanda uzmana görünse iyi olur. Bu şiddetli ağrılar normal değil. Şimdilik ağrı kesici serum verdim bir süre sonra rahatlatacaktır. İyi akşamlar “
Diyerek gitti biran gözlerini bana çevirdi neden her şeye burnunu sokarsın ki? Odadan içeri girdiğinde ne yapacağını bilmez utanmış gibi bense ağrılarımla baş başa gözlerini benden kaçırarak.
“ bir isteğin var mı? “
" her şeyi öğrenmek zorunda mısın?"
Sert çıkışım
“ nereden bilerim öyle acıdan kıvranınca yediğin bir şey dokundu sandım sana iyilik yapanda kabahat “
Sesinde kırgınlık vardı
“ ağrıların normal değilmiş uzmana görünsen iyi olur sonra başıma iş açma “
Kızgınlığının yanı sıra sesi endişe barındırıyor
“ saol ya ne kadar düşüncelisin “
Her defasında saçma sapan testlerden geçiyorum bilmediğim mesele değil
" telefonun lazım"
dediğimde neden dercesine bana bakıyordu
"doktorumu aramam gerek"
Cebinden telefonunu uzattı kolayca isteğimi kabul edeceğini sanmıyordum
" ben Eda"
Kulağıma cırlama sesiyle uzaklaştırdım
“ şu sesini alçak tutar mısın? Zaten işkence çekiyorum yarın sabah yanındayım “
Bir şey söylemesine izin vermeden telefonu suratına kapattım. Derin nefes alıp telefonu iade ettim elimden alıp kanepeye geçip oturdu…..
Gözlerimi araladım ağrım biraz dinmişti kolumdaki serumu çıkardım. Yatakta doğruldum etrafa bakındım gitmiş ayaklanıp banyoya girdim işimi halledince geri yatağa döndüm. Neredeyse sabah olmak üzere ilacın etkisiyle geri uykuya yenik düşüyorum……
Gözlerimi araladığım vakit çoktan hava aydınlanmış karşımda düşünceli şekilde otururken buldum. Uyumamış gibi hali vardı yataktan kalktığımda bakışlarını bana çevirdi. “ iyi misin? “ derken çıkan sesi üzgün gibiydi. Onu onaylayıp üzerimi değiştirdim odaya geri döndüğümde ayaklandı hastaneye gideceğimizi söyledi. Ne kadar tek başıma giderim desem bile dinlemedi. Cevap vermek yerine kucakladığı gibi evden çıkardı abraya çuval misali fırlatan adam haddinden fazla kırılacak parçaymışım gibi nazik davrandı. Neydi şimdi bu bir gece acımış mıydı halime?.....
BARAN
Gece ansızın acı içinde kıvranırken buldum sancılar içindeyken elim kolum bağlı ne yapacağımı bilemedim. Doktorun eve gelmesiyle ağrılarının sebebini öğrendim tabi bu hoşuna gitmedi. Ne diye bilirdim? Sonuçta özeli ama asıl beni düşündüren ağrılarının normalin üzerinde seğirmesi. Kendi doktoru ile görüşmesi içime oturan sancıydı sırf bu yüzden nedeni bilmek istedim. Aradığı numara kime ait olduğunu öğrendim doktorundan fazlasıydı konuşma tarzı arkadaşı olduğunu tahminde bulundum yanılmamıştım. Uykuya daldıktan sonra soluğu Mine denen doktorun yanında aldım. Durumu ile ilgi bilmek beklide hakkında her şeye erişebileceğimi sandım fakat Eda ‘yı aratmadı. Zoraki sıkıştırmanın ardından konuşmaya karar verdi.
“ Eda onun ağrıların bu sebebi ne? Neden sabahına buraya gelme isteği doğdu? “
İnatçılıkta bir numaralar karşımdaki erkek olsa anında icabına bakardım
“ bazı testlerden geçiyor sırf bu yüzden düzenli olarak malum günlerinde gelmek zorunda “
“ çok açıklayıcı oldu adam akıl aslı astarına anlatsana neden? “
“ geçen sene yaralandı ve yumurtalıklarından biri almak zorunda kaldım. Geriye hasar görmüş yumurtalığı kaldı işlevi yapmakta zorluk çekiyor. Sancılarının büyük boyutta olmasının sebebi bu öğrendin işte şimdi geldiğin gibi git “
“ neden yaralandı? “
“ neden cevabını ondan öğrenmiyorsun? Benden sana başka cevap yok. Yeterince beni alı koydun hastalarımı görmem gerek bana ihtiyaçları var “
" sabrımı zorlama sorularıma cevap ver “
“ çok korktum bu yaptığını öğrendiğinde neler olacak sen onu düşün. Polis çağırmadan şimdi git “
“ ya sabır “
Arkamı döndüm gidecekken durdum
“ son bir şey daha sorularıma cevap vermiyorsun tamam anladım. Peki bu ağrılarına çare yok mu? “
Çok zekicesin dercesine baktı
“ çaresi var ama Eda bunu asla kabul etmiyor “
“ illa kerpetenle laf mı almam gerek? “
Yalandan dudağını kıvırıp sonra düz çizgi oluşturdu
“ hasar görmüş son yumurtalığını almam gerek bunu yaparsam anne olma ihtimalini ortadan kaldırmış olacağım. Sırf bu yüzden o acılara katlanıp bir çok sancılı testlerden geçiyor pek fazla zamanı kalmadı. Eğer ben o yumurtalığını almazsam istemese de bir gün bedenini terk edecek “
Ne oldu dercesine baktı
" öğrendin işte şimdi çık git senin yüzünden hastalarıma bakamadım ve bu yaptığını öğrendiğinde sana ne yapar kestiremiyorum beni resmen tehdit ettin"
Ona göz dağı versem de güçlü durmaya çalışıyor bir yandan çekiniyordu onun yanından ayrıldım….