24

3536 Words
24 İdil sırtını oturduğu berjere dayayarak derin bir nefes çekti. Kafasını çevirip camdan dışarıya baktı. Cesaret toplaması gerekiyordu ama bu konuda pek başarılı değildi. Önündeki sehpada duran defteri okuyabilmek için bu cesaretle ihtiyacı vardı. İki gün önce Sinan ile birlikte bodrumda buldukları koliden annesine ait bir kaç eşya çıkmıştı. Bunlardan biri de şu an İdilin önünde duran Günlüktü. Annesinin günlüğü. Onun bir günlük tuttuğunu dahi bilmiyordu. Ama düşününce sonuçta annesi de bir zamanlar gençti. Kafasını tekrar çevirip bakışlarını günlüğe çevirdi. Eline alıp ilk sayfasını açtı. İlk gözüne çarpan en üstte yazan sayı oldu. 18 yaş yazıyordu. İdil tebessüm ederek hemen ilk satıra baktı. Hızlı hızlı okumaya başladı. Okuduklarına göre Bu günlük doğum günü hediyesiydi ve annesi 18 yaşının ilk sabahı başlamıştı yazmaya. Günlüğü hediye eden kişinin adı da geçiyordu ama İdil tabiki tanımıyordu onu. Annesinin eski hayatına dair hiç bir bilgisi yoktu da zaten. Tek bildiği ananesi ile olan kavgası ve eski hayatını silmesiydi. İdil düşüncelerini kenara bırakarak okumaya devam etti. Önce ailesini anlatmıştı annesi. Kendi annesi ile aslında ne kadar güzel anlaştıklarını yazmıştı. Bu satırları okuyan herkes onların yıllarca küs kaldıklarına inanmazdı. İdil bile şaşırmıştı. Sayfalar geçtikçe annesinin ilk aşkını okuduğunu fark etti İdil. Üstelik bu kişi babası değildi. Bu günlüğü veren kişiydi. Kemal di ismi. Soyadını yazmamıştı annesi ama adamın buralı olduğu ve çiftçi olduğunu yazmıştı. İdil annesinin aşkını okuyunca ona imrenmeden edemedi. Annesi aşkını öyle güzel yazmıştı ki satırlara İdil bir an nasıl oldu da babası ile evlendiğini sorguladı. Hatta gerçekten babamı sevdi mi acaba düşüncesi bile geçti aklından. Sonra da kendi kendi güldü . Sonuçta sadece 18 yaşındaki bir genç kızın duygularıyla bunlar . “ Ablaaa “ İdil hızla kafasını kaldırdığında Arasın kendisine bezginlikle baktığını gördü. Kapıda durmuş odaya tam girmeden kendisine bakıyordu. “ Duymuyor musun Allah aşkına . Kaç kere seslendim .” İdil şaşkın bir şekilde önce kucağında duran deftere sonra da kendisine sabırsız bir şekilde bakan kardeşine baktı. Günlüğü okumaya o kadar dalmıştı ki hiç bir şey duymamıştı. “ Dalmışım Aras ne oldu ?” Aras gözlerini devirerek “ Artık nasıl daldıysan telefonunu da duymamışsın . Sinan abi geldi. Bahçede seni bekliyor .” dedi. İdil elindeki defteri kapatarak ayaklanırken “ Neden gelmedi yanıma . Dışarısı soğuktur . “ diyerek kapıya yaklaştığında Aras geri çekilerek koridora adımladı. “ Ben almadım içeri .” İdil kaşlarını çatarak “ Anlamadım ?” dediğinde Aras omzunu silkerek “ Adamla sevgili olmuşsun ve benimle bu konuyu hiç konuşmadın bile. Birde odana mı yollayacaktım .” dedi. İdil ağzı açılarak “ Lan . Döverim seni “ diyerek kardeşinin omzuna vuracakken Aras hızla ondan uzaklaştı. İdil söylene söylene bahçeye çıktığında ise akşam karanlığının içinde Sinanı gördü. Hızlı adımlarla yanına geldiğinde Sinan ayaklanıp kıza hızla sarıldı ve şakağından öpüp uzaklaştı. İdil ile Yanyana oturduklarında Sinan kızı omzundan sardı ve kendine çekti. “ Aramalarıma dönmedin ?” Sinan’ın sorusuna başını salladı kız. “ Annemin günlüğünü okuyordum . Dalmışım .” Sinan anlayışla karşıladı bu durumu . İki gün sabretmiş olması bile mucizeydi kızın . “ İlgini çeken bir şeyler buldun mu ?” “ Yani . 18 yaşındayken aşık olduğu oğlanı anlatmış bol bol. Ve bu adam babam değil .” İdil gülümsediğinde Sinan da bundan cesaret alarak güldü . İnsanın ebeveynlerinin eski aşk maceralarını bilmek biraz tuhaf geliyordu. “ Neyse . Sen niye aramıştın ?” Sinan içi sıkılarak kıza baktı . Öğrendiklerini paylaşmak zorundaydı . “ Adli tıptan haber geldi. Geçen gün bulunan ceset . İşaretlilerden. “ İdil biraz doğrulup Sinan ile göz göze geldi aklındakileri doğrulamak için konuştu . “ Sence avcılar mı ?” Sinan sadece başı ile onayladığında İdil omuzları çökerek yerine sindi. Bu cinayetinde üstü kapatılacaktı. “ Kim bu avcılar . Neden insanları öldürmeyi kendilerine hak görüyorlar ?” Sinan kızı daha çok sardı . Bunu o da kendine çok sormuştu . Ama halen cevabı bulamamıştı. && Aras aynada saçlarını düzeltirken dünden beri dinlediği şarkıyı mırıldanmaya başladı. Dün gece Ezgi ona sevdiği bir şarkıyı göndermişti ve Aras onu defalarca dinlemiş beynine yer edinmişti. Sabah kalktığından beri de bu şarkıyı söylüyordu . “ Aras uyandın mı ?” Oğlan ablasının sesi ile aynaya bakmayı bırakıp odasının kapısına yöneldi. Kapıyı açtığında İdili hazırlanmış olarak buldu. “ Günaydın .” “ Günaydın abla .” İdil kardeşinin hazırlanmış haline bir göz gezdirip tek kaşını kaldırdı. “ Sen hayırdır pek bi süslenmişsin .” Aras gözlerini devirerek “ Ezgi ile buluşacağım .” dedi. İdil kardeşinin arkasından yürürken “ Ezgi ile ?” diye ima da bulununca Aras ablasına döndü ve “ Evet abla. Ezgi ile. Kendisi artık kız arkadaşım. Senin gibi ilişkimi saklamayacağım. “ diyerek önüne döndü ama sonra hızla tekrar ablasına baktı ve sesini alçalttı. “ Ve abla Allah aşkına onun yanında söylediklerinize dikkat edin . Ezgi de bizim gibi ve duyma kapasitesi normalden daha fazla. Yani sizin aşk sözlerinizi duymaktan kusacak artık kzı “ İdil ağzı açık kalarak evden çıkan kardeşinin arkasından bakakaldı. Sonrasında ise kendini toparlayıp hızla evden çıktı. Çıktığı gibi de asla izlemekten bıkmayacağı sahneyi tekrar gördü. Sinan her zamanki gibi ondan önce hazırlanmıştı. Arabasına dayanmış sigarasını içiyordu. Aras bir Sinan’a bir de ona hayran hayran bakan ablasına bakıp başını iki yana salladı. Sabırla ablasını dürttü. “ Ablaa . Hey “ İdil kardeşi tarafından dürtüldüğünde Sinan da onların farkına vardı ve sigarasını yere attı. “ Sen yine bu herifle gideceksin ne de olsa arabanın anahtarlarını versene . “ İdil gözlerini devirerek anahtarları verdiğinde Aras arkasını dönüp hızla arabaya ilerledi ve birbirlerine sarılan çifte yüzünü buruşturarak baktı. Motoru çalıştırıp uzaklaşırken onlara doğru ilerleyen Simayı fark etti ama durmadı. Gıcık falan olsa da Sinan denen herif ablasını seviyor gibi duruyordu . Ablasını o korurdu. && Aras kendisine arkası dönük bir şekilde oturan kıza yaklaştı. Ezgi ile annesinin kafesinde buluşacaklardı ve kız ondan önce gelmişti. Tam arkasında durduğunda etrafına baktı. Kızın annesi ortalıkta görünmüyordu. Eğilip kollarını kızın omzuna sardı ve boynuna bir öpücük bıraktı. İlk temas ettiğinde irkilen kız onun kokusunu alınca ise rahatlayarak öpücüğün keyfini çıkardı. Aras yavaşça geri çekilip kızın hemen yanındaki sandalyeyi çekip oturdu. Gülümseyerek ona dönen kıza aynı gülümseme ile baktı. Üç gün önceki öpüşmelerinin üzerine konuşmuşlar ve çıkmaya başlamışlardı. Henüz her şey çok yeniydi. Arkadaşlıkları da Buna dahildi ve birbirlerini tam olarak tanımıyor sayılırlardı. Çok ileri gitmeden hem birbirlerini tanıyarak hem de severek bir ilişki yaşamaya karar vermişlerdi . Uygulayabildikleri kadar. “ Çok heyecanlıyım ya .” Aras kızın kıpır kıpır haline bakarak gülümsedi. Onu tanıdığından beri hep böyleydi. Cıvıl cıvıl bir kızdı. Sadece oğlanın yanında durgunlaşıyordu. Onun sebebinin de kendisinden hoşlandığından olduğunu artık anlamıştı . “ Keşke bu heyecanın nedeni ben olsaydım.” Arasın sözleri ile utanan kız sahte bir kızgınlıkla oğlanın omzuna kendi omzu ile hafifçe vurdu. Onun şaka yaptığını biliyordu . “ Dalga geçmesine . Bu gün bir tarih yazılıyor resmen. Sence akşama sağ Salim çıkmamızın şansı yüzde kaç ?” Aras önüne bakarak biraz düşündü. Bu gün kayalar ve Onurlar beraber yemek yiyecekti. Onur bu fikri ilk ortaya attığında kendi aralarında büyük bir tartışma çıkmıştı. O günü hatırladı tekrar. Akşam üstü hep beraber toplanmışlardı. Onur ve kızlar Kayanın teklifini ortaya attığında en büyük itiraz Ömer ve Murat’tan gelmişti. Kesinlikle istememişlerdi. Bu isteğin altında yatan bir hinlik olduğunu düşünmüşlerdi . Tabi ki Onur da aynı şeyi düşünmüştü o yüzden onlara danışmadan Kayaya cevap vermemişti zaten. Bu konuyu oylamaya sunduklarında Ömer ve Murat kesinlikle hayır demişti. Onur cevap vermeden önce Ezgi’ye bakmış ve ondan aldığı Evet cevabı ile herkes şaşırmıştı. Nedenini sorduklarında ise Ezgi sadece kayanın niyetinin kötü olmadığına inandığını söylemişti. Narin de Ezgi’ye katıldığında gözler Onura dönmüştü. Onları sessiz bir şekilde izleyen Aras ise hiç yorum yapmadan Ezgi’nin yanında durmuş ve olacakları izlemişti sadece . Onur ise ters köşe yaparak Ezgi’nin hislerine ( Ya da bir şeyler duymuş olabileceğine ) güvenmiş ve olumlu cevap vermişti. Sonuç ise bu gün Ezgi’nin annesinin cafesinde beraber yemek yiyeceklerdi. Her ne kadar Aras bu gün burda olmak istemese de Ezgi ve Onurun ısrarı ile o da gelmişti. Halen kıza cevap vermediğini fark ettiğinde başını sallayarak konuştu . “ Bilmiyorum güzelim ama umarım bir sorun çıkmadan atlatırız .” Ezgi oğlana katılarak ona baktı. Henüz sevgili olduklarını arkadaşlarına söylememişlerdi. Onur hariçti tabiki . Ona öpüşürken yakalanmışlardı zaten . Ezgi bir anlık gaflet ile oğlanın dudaklarına baktığında o akşamın hatırları aklına üşüştü. Daha üç gün önce O biçimli dudaklar kendi dudakların üzerindeydi ve Ezgi gerçekten büyük zevk almıştı. Çok fazla erkek arkadaş geçmişi yoktu ve tecrübesi bir iki kişi ile sınırlıydı ama Aras ile öpüşürken sanki hem ilk defaymış gibi hem de defalarca tecrübe etmiş gibi hissetmişti. Vücuduna ateş bastığını hissettiğinde bakışlarını hemen oğlanın gözlerine çıkardı . Ama buna hızla pişman oldu çünkü oğlanın bakışları da kendi dudaklarındaydı. Heyecanla yutkunduğunda Aras hafif bir şekilde gülümsedi . Kaç gündür hayalini kurduğu dudaklara eğileceği sırada arkasında duyduğu ses ile olduğu yerde durarak gözlerini kapattı. “ Ohoo ben her seferinde sizi basacak mıyım böyle .” Aras derin bir nefes alıp kızdan uzaklaştığında gözlerini açtı ve utanmış bir şekilde Karşılarına oturan Onura bakan Ezgi’yi gördü. Kendisi de dern bir nefes alarak başını çevirdi. Bu Onuru gerçekten çok seviyordu. Harbi arkadaştı ama ikidir özel anlarını bozuyordu ve Aras sinirlenmeye başlıyordu. “ Sırıtmasan mı artık ?” Arasın tıslayarak konuşması ile yanında oturan ve domatese dönmüş olan Ezgi oturduğu yerde iyice büzüştü. “ Tamam tamam . Ama toparlanın çünkü bizimkiler geliyor .” Ezgi Arasın kollarından çıkıp dikleştiğinde oğlan kaşlarının çatılmasına engel olamadı. Tamam henüz çok yeniydiler ama saklı ilişki yaşamayacaklardı herhalde. Üstelik o Ömer denen oğlanın gözleri Ezgideyken . Aras gözleri kapıya kayan Ezgi’ye dikkatli baktığında başını iki yana salladı. Kızın düşündüğü gibi fikirleri olmadığını biliyordu . Ezgi’nin tek derdi utanmakta. Arkadaşlarından utanıyordu. “ Selam gençler .” Murat direkt kendini Arasın yanına attığında Narin gülümseyerek Onurun yanına oturdu. Ezgi arkadaşına dikkatli baktığında ondaki değişimi fark etti. Onurun ilgisinin sonunda farkına varmış gibiydi. Narinin diğer yanına da Ömer oturduğunda hepsi birbirine baktı. Ömer ve Murat bu buluşma için halen karşı görüşlüydü ancak arkadaşlarını yalnız bırakmak da istememişlerdi. Onur Narine aşk ile bakarken ayağına yediği tekme ile kafasını karşısındaki Ezgi’ye döndürdü. Kız Murat’ı işaret edince oğlanın kendisine kaşlarını çatarak baktığını gördü ve yutkundu. Evet Narine ondan hoşlandığını belli etmeye başlamıştı ama Murat’ın kişiliği gereği tepkisinden korkmuyor değildi. Ezgi başını iki yana sallarken gözleri köşede kalan Ömer’e takıldı. Oğlan direkt kendisine bakıyordu. Yüzündeki ifade biraz rahatsız ediciydi. Daha önce de kendisine bakışlarını yakalamıştı ama bu sefer oğlanın bakışları tuhaftı. İlgi doluydu. Kız dern bir nefes verdi. Birden elinde hissettiği el ile bakışlarını Arasa çevirdi. O da Ömer’e bakıyordu . Onun bakışlarını fark etmişti. Kız yutkunurken oğlan birleşmiş ellerini masanın üzerine çıkardı ve birden ortalık sessizleşti. Masadaki herkes susmuş onlara bakarken ilk tepki Narinden geldi. “ İnanmıyorum . Tebrik ederim .” Ezgi kısık bir sesle teşekkür ederken Murat’ta şaşkınlığını atmış kardeşinin ardından tebrik etmişti. Onur önceden bildiğini söyleyip diğerlerini gıcık ederken tek konuşmayan Ömer olmuştu. Az önceki bakışlarının yerini öfke almıştı. Yine de tek kelime etmeden sustu. “ Ne zaman gelecek bunlar ?” Narinin söylenmesi ile Onurun telefonu aynı anda çaldığında oğlan ekranda ki Kayanın ismini gördü. “ İti an çomağı hazırla .” Aramayı cevaplandırarak kulağına götürdü ve kısa bir konuşmanın ardından sıkıntı ile telefonu kapattı. Sessizce ona bakan arkadaşlarına döndü. “ Kaya beyimiz ve arkadaşları bu barış görüşmesi için tarafsız bir bölgede toplanılmasını uygun görmüşler.” Murat sinir ile “ Yok ya başka istekleri de var mıymış ?” dediğinde Aras “ Aslında haklılar. Burası Ezgilerin cafesi ve sizin bölgeniz gibi bir şey “ dediğinde Ömer sinirli bir gülme ile “ Köpek miyiz biz ? Bölge mi ayırıyoruz ?” diye çıkıştı. Onun çıkışı ile diğerleri şaşırsa da Aras sadece içinden sabır dilendi. Adamın kıskançlıktan böyle konuştuğunu biliyordu . Onur ortamı yumuşatmak için hızla ayağa kalktı. “ Aras haklı . Hadi gidelim. Mesire alanında bizi bekliyorlar. Unutmayın . Sinan abi için .” && Ezgi Narin ile kol kola mesire alanında yürürken hemen arkalarında Onur ve Aras onların arkasında Ömer ve Murat takip etti. Hepsi sessizdi. Ne kadar dik bir şekilde yürüseler de hepsinin gergin olduğu anlaşılıyordu. Sonunda Kayaların olduğu topluluk ileride görüldüğünde Onur “ Herkes sakin olacak. Bu gün kavga yok .” diye arkadaşlarını uyardı. Özellikle Ömer ve Murat’a bakıyordu. Hadi Murat gerçekten de kayayı sevmediği için sinirliydi ama Ömerin derdinin farklı olduğunu biliyordu . Adımlarını hızlandırıp toplanmış grubun yanına vardıklarında karşı karşıya durdular . Onur gelenlere hızla göz gezdirdi .Karşılarında Kaya , Ayhan , Batuhan ve Hasan vardı. Onların hemen bir adım gerisinde ise kendilerine keskin bakışlar ile bakan Beste , Melisa ve Müjde üçlüsü duruyordu. Yan tarafa baktığında bir kaç masanın birleştirilmiş olduğunu gördü. Belli ki Kaya bu işi ciddiye alıyordu. “ Hoş geldiniz .” Kayanın konuşması ile Onur cevap verdi . “ Hoş bulduk . “ Mesire alanında bulunan tek cafedeydiler. Bahçenin güzel bir köşesindeki masalara yayılarak oturdular . Devletin işletmesindeki bu kafe tarafsızlık için çok idealdi. Garsonlar yanlarına geldiğinde hepsi içecek siparişlerini verdi ve masa sessizliğe gömüldü. Herkes ne konuşacağını bilmiyordu . Bu toplantı iki grubun barışması için bir zeytin dalı niteliğindeydi ve bunu başlatan Kaya olunca ilk sözü de o devraldı. “ Bu daveti kabul ettiğiniz için teşekkür ederim .” Kayanın bu kibar haline şaşıran iki grupta bir an ona baktı. İlk cevap veren Murat oldu. “ Valla kabul ettik etmesine de altından bir şey çıkarsa bundan siz zararlı çıkarsınız .” Kaya hemen başını iki yana salladı. Niyetinde hiç bir kötülük yoktu. Ama sürekli olarak kendini açıklamaya çalışmak sinirlenmesine yol açıyordu. Her ne kadar alttan almaya çalışsa da pek de sabırlı bir insan değildi. “ Selam gençler .” İki grupta sesin geldiği tarafa baktığında kendilerine yaklaşan dört kişiyi gördü. Aras hariç hepsi gelenleri tanıyordu. Aynı okuldan arkadaşlarıydı. Asya , Mustafa , Yusuf ve Demet . Onların burada ne işleri olduğunu anlamayan çocuklar birbirlerine baktı. Sonunda tamamen yanlarına gelmiş olan gençler gülümseyerek masada oturanları izledi. Sonunda Ayhan “ Siz niye geldiniz ?” diye kabaca lafa girdiğinde diğerleri şaşırmadan gözlerini devirdi. Ayhan hep böyleydi. Mustafa onu pek takmayarak cevap verdi. “ Bizi Sinan abi gönderdi. “ Sizin buluşacağınızı duymuş. Bizi aradı. Bir nevi gözcülük yapmamız için. Daha doğrusu tekrar kavga etmemeniz için .” Masadaki gençler şaşkın bir şekilde birbirine baktı. Onur “ Kim söyledi ki Ona ? diye ortaya konuştuğunda geldiğinden beri sessiz olan Aras rahatsızca yerinde kıpırdandı. Onun hareketi ile gözler ona dönünce ise ablasına içinden kızarak konuştu. “ Ben ablama söylemiştim. Sanırım o da Sinan abiye söylemiş . Kusura bakmayın .” Ayaktaki dörtlü dağılarak gençlerin arasına otururken Hasan sırıtarak Arasa cevap verdi . “ Doğru . Sinan abi ablanı götürüyordu değil mi ?” “ Ne diyorsun lan sen ?” Anında yükselen sesler ve Arasın sinirle ayaklanma çabası ile saniyeler içinde bir tartışma havası oluştu . Onur Yanında oturduğu Arası kolundan tutarken Kaya da ayaklanıp Ayhan’ı tuttu. “Sakin olun .” Kaya bir eli Hava’da bir eli Ayhan’ın kolunda konuşurken Sinirden göğsü hızla inip kalkan Arasa baktı. “ Lütfen sakin ol.” Onur kavga çıkmasını istemediği için sıkıca tuttuğu arkadaşını bırakmadan kayaya hitaben konuştu . “ Buraya atışmaya gelmedik. Ama pislik yapacaksanız size uyarız .” Kaya başını iki yana salladı. “ Hayır . Ayhan özür dileyecek şimdi . “ Kaya arkadaşına bakıp sertçe başını salladı. Ayhan ise Kayanın tavrına şaşkınlıkla baktı. Kayanın onun tarafını tutmasını bekliyordu. “ Ben ondan özür falan dilemem .” Kaya dişlerinin arasından tıslayarak “ Ayhan .” dediğinde Ayhan çenesini dikleştirdi. Hemen karşılarında olan Hasan dayanamadı ve konuştu. “ O kim oluyor Kaya. Sonradan geldi buraya . Üstelik bizim okulda bile değil. “ Murat “ Şunların tasmasını tut Kaya . Yoksa bu toplantı amacını aşacak .” dediğinde Ayhan sinirle atıldı. “ Köpek mi diyorsun lan sen bize sikik .” Murat kendisine doğru gelen oğlana karşılık vermek için pozisyon alırken Kaya Ayhan’ı hızla geriye savurdu. “ Siktir git Ayhan .” Ayhan hayal kırıklığı ile Kayaya baktığında Kaya hiç bir şekilde taviz vermeden “ Hadi git. Sonra konuşacağız seninle .” dedi. Ayhan bir sinirle arkasını dönüp uzaklaşırken Hasan da hiç beklemeden Ayhan’ın peşinden gitti. Orada olan herkes Kayanın tavrına şaşkınca bakakaldı. Ayakta olanlar sessizce eski yerlerine otururken Onur ve Aras birbiri ile bakıştı. Belki de Kayayı gerçekten yanlış tanıyorlardı. Aradan geçen bir saatin sonunda aralarında tutturdukları muhabbet ile sakin ve güzel vakit geçirmeye başladılar. Onur ve Murat Batuhan’ın anlattığı bir olayı dinlerken Aras bütün masa da gözlerini gezdirdi. Kayanın bu birleşme fikri işe yarıyor gibi görünüyordu . Aradaki çürük domatesleri çıkardıklarında gayette anlaşılabilen insanlardı. Aras ,Her ne kadar bu toplantıyı ayarlayan kişi de olsa fazla muhabbete karışmayan Kayaya baktı . Oturduğu sandalye de yayılmış bir eli ile çenesini tutmuştu . Kolundaki dövmeler güneşte parlıyordu . Sessiz bir şekilde yanında konuşan Asya’yı dinliyordu . Kız ne anlatıyorsa cevaben sadece başını sallıyordu . Az önce Onur ile de kısa bir sohbet yapmışlardı. Kaya yine fazla konuşmamıştı . Asya Mustafa ve Onur konuşmuş Kaya bir iki kelimenin dışına çıkmamıştı. Oğlanın ara ara gözlerinin Narine kaydığını da görmüştü ama kendi kendine çıkarımda bulunmak istemedi. Aras bakışlarını dolaştırdığında bu sefer de kendisine bakan Beste ile göz göze geldi. Genç kız cilve ile ona göz kırptığında Aras başını iki yana sallayarak bakışlarını kaçırdı. Anında parmaklarında hissettiği parmaklar ile yanına döndü. Kendisine kaşları çatık bir şekilde bakan Ezgi ile karşılaştı. Beste ile bakışmasını görmüş olmalıydı. Kıskanmış gibiydi. Gülümseyerek eğilip kızın burnunun ucunu öptü. Anında gevşeyen kıza daha çok gülümsedi. Tekrar masadakilere baktığında Bestenin bu sefer kaşlarının çatıldığını gördü. Ezgi ile sevgili olduğunu yeni öğrenmiş gibiydi. Başını yine çevirdi ve bu sefer de öfkeli bakışlar ile kendisine bakan Ömer’i gördü. Derin bir nefes verdi. Neden bir ilişkide her zaman üçüncü kişiler oluyor diye düşündü. İki kişi birbirini seviyorsa geri boştu. Diğerlerinin hırsı öfkesi boşunaydı. İnsanın kendisini yıpratmasından başka bir şey değildi. Entrikalardan nefret ediyordu ve gördüğü kadarı ile Beste ve arkadaşları tam da entrika insanı gibi görünüyordu. Ama en azından Ömer direkt gelip kozunu paylaşacak bir tip gibiydi. “ Olaya gel “ Ezgi’nin fısıldamadısı ile oğlan sevgilisine döndü. Sonra da onun bakışlarını takip etti. Melisa yerinden kalkmış Onurun yanında oturuyordu. Diğerlerinin gözü de ondaydı. Özellikle de Narinin . Melisa Onur ile sohbet etmeye başladığında yanında sürüklediği Müjde ise sessizce onları izledi. Narin yerinde kıpırdanırken “ Merhaba “ diyen ses ile Aras kafasını hızla arkasına çevirdi. Beste yanlarına gelmişti. “ Merhaba “ Ezgi kaşlarını çatarak besteye bakarken farkında olmadan oğlanın parmaklarını sıktı. “ Seninle özel bir şey konuşabilir miyim Aras ?” Aras uzun bir nefes vererek başını iki yana salladı. “ seninle konuşacak özel bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum “ Ezgi sessiz bir şekilde sevgilisine bakarken Beste utanarak kızardı. Oğlanın kendisini geri çevireceğini hiç düşünmemişti. “ Emin misin ? Bence söyleyeceklerimi duymak istersin .” Aras kararlı bir şekilde “ Sanmıyorum “ diye cevap verdi. Beste sabırla bir kere daha şansını denedi. “ Aras bence hemen karar verme. Senin gibi birinin ihtiyaçlarını küçük kızlar karşılayamaz .” Ezgi anında kıpkırmızı kesilirken Aras kaşlarını sinirle çattı. Bu buluşmayı bozan kişi olmak istemiyordu ama Beste sınırlarını zorluyordu. “ Sen mi karşılayacaksın benim ihtiyaçlarımı ?” Beste kendine güvenen bir duruşla “ Belki .” diye ucu açık bir cevap verince Aras sakin bir şekilde güldü. Parmakları halen Ezgi’nin parmaklarına dolanmış bir şekilde duruyordu. Bakışlarını Bestenin gözlerine sabitleyip insanın içini saran bir ses ile konuştu . “ Sen belki beni bir kaç saat eğlendirebilirsin ama ben geçici bir eğlence istemiyorum. Benim aradığım şey de sen de yok. “ Beste yine kıpkırmızı olarak hızla arkasını döndü. Arasın onu aşağılayacağını düşünmemişti . Sinirle yerine geçerken birden çıkan rüzgar ile adımları sendeledi. Masadaki bardaklar bile yerinden oynayıp yere ve oturanların kucaklarına düştüler. Kızların saçları birbirine dolanırken Aras şiddetli rüzgar ile gözünü açamayarak yanında oturan Ezgi’yi kendine çekip üzerine kapandı. Birleştirdikleri masalardan biri rüzgar ile devrildiğinde bir iki kızdan çığlık sesi duyuldu. Ezgi “ Ne oluyor ?” diye bağırdığında Aras sadece “ Bilmiyorum “ diyebildi. Sadece yarım dakika süren rüzgar geldiği hızla kesildiğinde herkes bir kaç saniye kıpırdamadan durdu. Aras ve Ezgi birbirine sarılmıştı. Narin yanında oturan abisine sığınmışken Onur kendi yanında oturan ve kendisine yapışan Melisa’ya mecbur olarak sarılmıştı. Rüzgar öyle şiddetliydi ki bşr an kız sandalye ile birlikte uçup gidecek sanmıştı. Biraz ileride Mustafa Demet ve Yusuf birbirine tutunurken Müjde Ömer’in koluna tutunmuştu. Kaya sandalyesi uçmuş olan Asya’yı sararak yere çökmüştü. Herkes yavaş yavaş kendine gelirken Müjde ileride yerde yatan Besteyi görüp çığlık attı. Kaya kuzenini gördüğü gibi yerinden fırladığında diğerleri de kendilerini kontrol edip Bestenin yanına gitti. Kız sadece rüzgar ile dengesini kaybedip yere düşmüş ve ağaca çarpmıştı. Pek bir hasar görünmüyordu ancak çok korkmuş olmalıydı ki deli gibi ağlıyordu. Kaya kuzenine sıkıca sarılıp saçlarını okşarken dağılan Mesire alanına baktılar . Her yer dağılmış masalar uçmuştu. Saniyeler içinde hortum çıkmış her yeri dağıtmış gibiydi. Herkes bir ağızdan konuşup neler olduğunu anlamaya çalışırken Ezgi birden Arasın kolunu sıktı. Onun hareketi ile Aras sevgilisine baktığında kızın ileriye doğru baktığını gördü. “ Ne oldu güzelim ?” “ Bilmiyorum. Bir şey duyuyorum .” “ Ne duyuyorsun ?” Ezgi kaşlarını çattı. “ Sanki biri koşuyor . Ama yaralı .” Aras şüphe ile “ Nerden biliyorsun yaralı olduğunu ?” diye sordu. Ezgi ise “ Kendi kendine söyleniyor. Bıçaklanmış. Ve buraya geliyor .” dediğinde görüş açılarına topallayarak gelen Hasan girdi. Kaya ve Batuhan arkadaşlarını görünce hızla onu yarı yolda karşıladı. “ Ne oldu lan sana ?” “ Kim yaptı bunu ?” Hasan yaralı bacağını tutarak alnından akan kan ile arkadaşlarına baktı. “ Ayhan. “ Dedi. “ Ayhan’ı götürdüler .” &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD