İki yüzü ayna gibi bir bıçaktan farksızdı zaman. Bir yüzünde kendimi görüyordum, diğer yüzü belirsizdi. Belirsiz olan yanım geleceğimken kendimi gördüğüm yanım geçmişim mi oluyordu? O halde şimdi bulunduğum zamanı nasıl ifade edecektim? Geçmiş ve gelecek arasında ki o ince çizgiydim. Bıçağın keskin tarafı… “Tam bir cadısın,” diyen sesini işittiğimde gözlerimi devirmekten kendimi alıkoyamadım. Benimle uğraşmaktan zevk mi alıyordu? Zira ben sinirlenmekten hiç zevk almıyordum. “Filan filan,” dedim boş boş yüzüne bakarak. Arkın elindeki havluyla saçlarını kuruluyordu, üzeri çıplaktı, altında belinden düşecek gibi duran eşofmanı vardı. Aykırı bir görüntüsü olsa da artık yadırgamıyordum. Bir erkekle aynı yerde kalmak fikri onunlayken çekilir hale geliyordu. “Filan filan? Falan filan değil m

