1 bölüm-8 saat önce

2379 Words
- Lüsi bana bak,sakin ol,lütfen sesini....çıkarma. -Anneeeeem;onlar..oooo.....onu ......! Yok o geri gelicek"bana söz vermişti. Karanlıkta bacaklarını kucaklayan Lüsi göz yaşlarını tutamıyordu.Bir yandan annesinin gözünün önünde başına gelenler,diğer yandan sa kurtulmak şanslarının olmaması korkusu onun panik olmasına itiyordu. -Lüsi sus!galiba bizi fark etdiler sesini çıkarma diyerek adam elinin içi ile Lüsinda nın ağzını sım-sıkı kapattı. Karanlıkta ayak sesleri yakınlaştıkca,xxxaaa ,ihihihi ihihihi ürkütücü gülüş sesleri artdı.Adam gizlendikleri odada gözüne görünen silah gibi kullana bileceyi tek eşyanın qolf sopası olduğunu anladı -Burdan kurtulmayı bununlada deniye bilirim.Lüsi hemen kalk onlar burayı bulmadan biz o küçük delikden kaçmalıyız. -Annnem... o -yeter Lüsi eğer burda kalırsak ,bizimde annenden farkımız kalmaz.Ben sana söz verdim sana zarar gelmeden burdan çıkarıcağım.Şimdi ağlamayı kes! kalk! Lüsi yerden zorla da olsa kalkarak ,bir kaç dakika önce Erik in açtığı deliğe doğru gitdi. Kapının arkasında ürkütücü sesler yükselmeye başladı ve o an... ucube, ağzı burnu etle beslenerken, kana bulaşmış yaratıklar Erik in üzerine koşmaya başladı.......... "8 saat önce trende olanlar" Anne bizim ne işimiz var o kasabada?!!En son sen ne zaman orda oldun ki? Beni neden sürüklüyorsun peşinden,ne güzel okul çıkışı hep beraber şehirde dolaşıcaktık. Ama şimdi, ne olduğu belli olmayan miras peşinde şehirden kilometrelerce uzak bir köye gidiyoruz! + -Yeter Lüsi söylenmeyi kes ! Biliyorsun bizim acilen para bulmamız gerek,yoksa restoranı kayb ederiz.Belki o köyde babaannemin bana bıraktığı miras benim borcumu ödemeye yeter ve üstü ile sana araba bile alırız. -Anne sen babanneni uzun yıllar görmedin ,hem demiyormuydun ki,o seni hiç sevmiyordu ,şimdi.... -Lüsi o olaylar sen doğmadan önce olmuş ,aradan 16 yıl geçdi belki hatalarını anlamışlardır.Lütfen böyle kötü konuşma!İnanıyorum ki,babaannen seni çok sevecek -Ya ....öyledir. -Lüsi hazırlan az kaldı.Burası çok değişse bile hala tren burda uzun süre duramıyor.Bu yüzden hızlı ol ve sırt çantanı topla ! -Tren bile akıllı burda dayanıcak gibi olmadığını biliyor.Ya biz?! -Lüsi yine mi?! Trenin geçtiği yollar bile otlarla kaplanmıştı. Buralar çok uzak olduğundan ,kimse burda kolay kolay yaşamıyordu ve görünen kasabaya doğru yürümek gerekecekti. Lüsi annesinin trenden indiğini görünce ,o da kapıya yaklaştı. İnmek üzere olan Lüsinin sırt çantası kapının yanında kı desteğe dolaştı. Lüsi annesinin bunu görüb ona yardım için geldiğini gördü .Ama ne yazık ki kapılar kapandı ve şimdi çantanın yarısı içerde kaldı. Onların bu halini içerdekiler zor görürdü çünki onlar arka taraftaydı, orda hiç kimse yoktu.Amma birinden başka !O elindeki telefonla sevgilisiyle konuşan 29 yaşlarında siyah saçlı bir erkekdi. -tamam aşkım .Merak etme akşam orda olurum O başını yanlara çevirirken çantası kapıya sıkışan kızı gördü. -tamam aşkım ben seni sonra ararım .Şimdi işim var O telefonu cebine soktu ve elindeki bitmemiş sigarayı uzağa fırlatdı, koşarak kapının acil zamanlar için olan kırmızı düğmesini bastı. Kapı açıldı ama hala kızın çözmeye çalıştığı bir sorun vardı Adam ona yardım etmek için başını dışarı çıkardı ve ayaklarını trenin son basamağına koydu çantanı kapıdan ayırdı Kız artık hereket için yerinden ayrılan trenden atlamaya çalışıyordu ki, -Bayan hadi yapa bilirsiniz ! tanımadığı az evvelki kurtarıcısından böyle bir kelime duydu Ama tren haraket etti .Kız bütün gücünü topladı "yardımınız için teşekkür ederim" dedi ve atladı.Tren artık hızlanmaya başlıyordu.Adam son bir kez az evvel yardım etdiği kıza baktı onlar geride kalmıştılar -Çılgınca! dedi ve içeri dönmek isterken tren sanki neyise ezib geçti.Çünki içerdeki her şeyi yerinden zıplamış gibi oldu.Aynı zamanda içeri girmeye çalışan ,kapı önündeki adam da dengesini kayb etdi, trenden yıkılmak üzereyken basamakların sonuncusunda dengesini korudu. Ama uzun çekmedi .Tren dikenli ağacların arasından geçerken Adam tanınmaz hala düşeceyini anladı ve trenden dengede kalamadığı için atladı .Trenin arkasıyca biraz koştu,bağırsa da tren biranda uzaklaştı.Kolunun yaralandığının şimdi farkına varan Erik önce yaralarına göz atdı ,sonra biraz daha yürüdü ilerde bir tabela asılıydı. Tabelada buranın "eğlence kasabası "olduğu ilerki kasabanınsa burdan 600 km uzakta olduğu yazılıydı. -Mecburen geri dönüb ,eğlence kasabasından bir araç bulmam gerek .Bu gün bir sürü aksilik beni buldu.Herşey 2ay önce bu ormanda parçalanarak katl edilmiş kızın davasını açmamla başladı.Kimi kızın vahşi hayvan tarafından öldürüldüğünü söylerken,ben b şıkkıyı kendime daha yakın buluyordum. Çünki kızın üzerinde pence izleri değilde,testere ve hayvanları doğrarken kassap bıçağı izleri vardı.Ama kim o kadar kötü olabilir ki ?!Kızın hala bir bacağı ve kaburgaları bulunmamıştı. Şimdi dün o ormana yakın olan köylerden gelen raporlarla yol çıkmıştım.Biraz tekrar araştırma yapmayı pilanlıyordum.Akşamsa yeniden şehre dönmeyi hayal ederken ,şimdi düştüğüm duruma bak! Polis olurken hiç böyle olmasını hayal etmedim Bakalım eğlence kasabasında ne bulacağım. **** -Anne eminmisin bu küçük kasabanın aradığımız o kasaba olduğuna . -Evet Lüsi burası, bak eğlence kasabası yazıyor. -Ya anne burası çok ürkütücü ,eğlenceli değil,korku kasabası olsaydı daha iyi olurdu. -Yeter Lüsi !hiç komik değil.Hadi gel ,birilerini bulalım ,baba annenin evini soralım.İyirmi yılda çok şey değişti. "Kimse varmı? " Ey biri bize yardım ede bilirmi?" -Kimse varmı? Ya anne galiba kimse yok baksana bütün evler sanki yıllardır kullanılmamış. -Belki duymuyorlardı Lusi biraz daha bekleyelim. Uçuk bir evden yaşlı bir bayan çıktı. -Neden böyle bağırıyorsunuz uyumama mani oldunuz. -Çok özür dilerim.Ben Aqatha Costanın evini arıyorum da .. -Demek siz Aqathanın misafirlerisiniz?! buyurun ,buyurun hoş geldiniz.Aqatha iki ay önce öldü Onun asla bir kuduz köpek tarafından ısrılarak öleceğini düşünmezdik .Ama Aqtha da çok yaşlanmıştı .Yinede avlanmayı deli gibi seviyordu. -Avlanmak mı? - Evet genc bayan Avlanmak ,biz buralarda her yeni hayvan gördüğümüzde avlanıyoruz ;avın senden kaçmaya çalışması ,son çırpınışları bizi mutlu ediyordu. -Anne bunlar kafayı yemiş olmasın.Lütfen bir an evvel sorunu sor ,işi bitirip eve gidelim -Lüsi kadın duyarsa ayıp olur.Biraz sus! -Sormayı unutdum Siz onun akrabasımısınız? Evet ben onun geliniyim. -A a hatırladım siz şehirde onun oğluyla bir ünversitede okumuştunuz ve orda da evlenmiştiniz .O zamanlar Aqatha sizi sevmiyordu.Oğlunu çaldığınızı düşünüyordu.Malesef geldiğiniz akşam ki ,o olayı Aqtha siz gitdikden sonra da asla unutmadı -O hangi olay? Anne? -O ...babanı kayb etdiğimiz geceki olay..... -O gece babama ne oldu?Anne sen bunu bana hiç anlatmadın.. -Lüsi bunu sonra konuşsak?! -Kızım annenin söylemek ,hatırlamak istemediği,o gece babana ormanda vahşi hayvan saldırmışdı.Neyse eskileri bırakalım ve bende sizi Aqathanın evine götüreyim sonrada bura döneriz birlikde yemek yeriz tamammı? Yaşlı kadın onları kasabanın sonunda yerleşen ormana yakın olan küçük şurdakı diğer evler kadar ürkütücü bir eve götürdü.İçeri oldukca dağınıktı,her taraf örümcek ağıyla kaplanmıştı.Lüsi eline aldığı lambayı karanlık odalara işık salarak geçerken,yan odada kı dolaptan ses geldi.Lüsi önce annesine seslenmek istedi.Ama annesinin ve yaşlı kadın anlamadığı bir konuda tartışıyordu.Lüsi gücünü topladı ve dolaba yaklaştı.Dolabın kapısını yavaşca açtı -Aaa....ay iğrenç İçerden bir fare fırladı Bu basit bir fare değildi, çünkü farenin ağzı kana bulaşmıştı.Bu yüzden farenin kaçtığı dolabın diğer kapısını açan Lüsi yerinde dondu.Dolap oldukca iğrençdi.Dolapta bir kaç alet vardı,kasab bıçağı,balta ve birçok eşya hepsi de kırmızı boya içindeydi -Ama bu ...bu ...kana benziyor Kız aniden geri çekildi.Annesini aramaya giderken hep, az evvel gördüğü tabloyu hatırladı.Önce gördüklerinin hesabını kadından sormaya çalışsa da ,kendini toparladı .Kadının "avlanıyoruz" sözünü hatırladı. -Belki de bu kan hayvanın.Ama böyle olsa bile, bunlar çok qaddar .Umarım annem bir an evvel işini hall eder.Yoksa ben açlıkdan ölücem,gördüklerimden sonra burdan hiç bir şey yiyemem ,bu kesin! ****** -Ya burası da çok tuhaf ,"eğlence kasabası" nı ararken yolda yaşlı bir amcayla karşılaştım. -Nerden araba bula bilirim ? -Burda araba yalnız yaşlı kadın Jo nun çoçuklarında var. Erik tarif edilen o aileni aramaya başladı.Bir an önce eve dönmesi gerekti.Yoksa sevgilisi bir katile döne bilirdi.Onu düşününce Erik gülerek yoluna devam etti. *** -Hadi kızım,yesene bu eti,bak çok seveceksin ! -hayır!...sağolun... aç değilim.dedi Lüsi, -keşke midem beni yalancı çıkarmasa,gördüklerimden sonra nasıl bir şey yerim ki,zaten! Ama o bunları sadece kafasından geçirdi. -Bayan Joliya sizce bu evi kaça sata bilirim? -Ne satması? Siz burda oturmaya gelmediniz mi? -Hayır,biz mirası satmayı düşündük... -Olmaz öyle şey! Aqatha bu evi size,burda yaşamanız için bıraktı.Hem bakın ,ben sizin kızınızı gelinim olarak kabul edeceğime Aqathaya söz verdim -ne ?! Annem benden önce davrandı -Sizin ne dediğinizden haberiniz varmı? Ben kızımı evlendirmek için gelmedim...... -Bakın,siz bu evi bir şartla alırsınız !O da Kızınız benim oğlumla evlenirse. -Anne sana söyledim,buranı hiç sevmedim , Lütfen burdan gidelim. Şaka gibi ya!!! Evlenmekmiş! siz amma da şakayı seviyorsunuz -Hayır küçük kız bu bir şaka falan değil!!! -Bayan Joli ben ve kızım gitsek iyi olur. -Gitmek mi ?!!!siz hiç bi yere gitmiyorsunuz!!!!!! Sen beni anlamadın galiba!!! Burdan gelişiniz olduğu gibi gidişinizin de kolay olucağını sanmayın! -Sen beni tehtit mi ediyorsun ,hadi kızım burdan gidiyoruz. -Stephan!!! DURDUR ONLARI!!!!! Kapı önünde duran Kadının oğlu Stephan öne geçti ve eliyle Lüsinin annesini yakaladı ve köşeye fırlattı.Kadın ordaca kafasından aldığı darbe karşısında bayıldı.Lüsi ağlayarak annesinin yanına koştu -ANNE!!! ANNE LÜTFEN UYAN!! Kadın yaklaştı ve Lüsinin saçlarından tutarak -bak ben size iyi davranmıştım,neden beni bunlara yapmaya zorladınız ki? Bende böyle olmasını hiç istemezdim....ama... Bu sırada kapı çaldı Kadın oğluna işaret etti.Kendisi Lüsinin ağzını kapattı -Evet buyurun? -Merhaba ,Siz Stephan olmalısınız değil mi? -evet.... -Şerif bana burda yalnız sizde araç olduğunu söyledi de,rica etsem beni irelideki tren istasyonuna götürürmüsün?.. Stephan etrafına bakıp düşününceye kadar, Erik kapıdan içerde sabah yardım ettiği kızın çantasının aynısını görünce,"bu kadar tesadüf olamazdı,sabah kızın çantasına yardım ederken yarısı kopmuş emoji şu çantada da vardı. Demek treni kaçırmama sebep olan şu kız bu ev için mi acele ediyordu. Stephan Erikin içeri bakındığını görünce kendisi dışarı çıktı ve kapıyı tamamen kapattı. -Hadi gidelim! Sert biçimde söyledi. O sırada Lüsinin annesi kendine geldi,kadının bacaklarından tuttu.Lüsi annesinin kendine geldiğini görünce, kadının elini ısırdı ve bütün gücüyle -bağırdı. YARDIM EDİNNN!! YARDIM EDİN!!!!!!! Bu sesi arabaya binmek üzere olan Erik te duydu. -biri yardım mı istedi?? -hayır bizim çoçuklar işte oyun oynuyorlar. -Tamam Kadın Lüsini durdurmak için onun üzerine gitti.Ama Lüsi kadına eline geçen ne varsa fırlatmaya başladı....Annesi kadını arkadan tuttu ve Lüsiyi vurmasını engelledi.Lüsi yeniden bağırdı -Kimse yok mu yardım edin!Lütfen yardım edin! Erik bu sefer gitmek üzere olan arabadan indi.Ben bu kadar gerçekçi yardım isteyen çoçukları görmek istiyorum.. -Hayır! Bence ben sizi bir an önce istasyona götürsem daha iyi olur.Baksanıza gece burdan tren hiç geçmez de... Lüsi dışarda seslerin geldiğini duydu ve annesi kadını tutmaya çalışırken Lüsi kendini cama attı.Camdan sabah ona yardım eden adamı görünce ,camı vurmaya başladı. Stephan zor da olsa Eriki itna etmişken , camın sesine ikisi de döndü. -Lütfen gidelim.!!!!!.. -Şu kız ,bir şey ler söylüyor, hemen KAPIYI AÇIN!!!!!! -E e yetti be sana bizim aile işlerimize karışmamayı öneririm. Stephan arabadan çıkardığı bıçakla Erikin üzerine giderken Erik silahıyla onun elinden vurdu -Şimdiyse Aç o lanet kapıyı!!!! Stephan içeri girince Lüsi ve diğerleri şaşırdı.Çünkü Stephanın kafasına silah dayanmıştı Erik te içerdeki manzaradan bi hayli etkilenmişti.Sabah kızla beraber gördüğü kadının kafası kanamasına rağmen, elinde baltası olan kadını durdurmaya çalışıyordu.Ondan yardım isteyen kız sa ağlamaktan beti benzi atmıştı.Lüsi Erike doğru gitti. -şükürler olsun lütfen bize..y... Sözünü bitiremedi.Çünkü az evel yardıma gelen o adam arkadan aldığı darbeyle yere yıkıldı.Lüsi sadece umudunun söndüğünü gördü.Az evel Stephanın başına dikilmiş silah yerde uzağa yuvarlandı, silahın sahibiyse Stephanın kardeşi tarafından sırtına batırılmış okla yere yayıldı Lüsinin sesi tutuldu sanki içinde konuştu "OLAMAZ!!!!! -İşte bu kadar! kadın Lüsi ve annesinin olanlar karşısında şaşırmasından faydalanıp elindeki baltayı Lüsinin gözü önünde annesinin kafasına vurdu -ANNE DİKKAT ETT! Ama artık geç, annesi fark etmeden kafasından yüzüne sıcak bir şeyler aktı.Bu durmadan akan kırmız maye KAN dı.Anne yere polisin yanına yattı.Erik hareketsizdi,ama her şeyi görüyordu. Annenin amansızca ölmesini,kızın sa tükler ürperten çılığını.Ne kadar istese de kalkamıyordu. Kadın -STEPHAN! KESPIR! şimdilik bunları ahıra götürün ,önce Lüsinin annesini hall ederiz, sonra polisin icabına bakarız,belki Lüsi de aklını başına toplar,sonunun onlar gibi olması yerine bizden biri olmaya karar verir. Ahırda Lüsi az evel olanların şokundan kendine gelemiyordu.Yavaş -yavaş kısık sesle annesine yaklaştı -Anne ! Anne hadi kalk, anne ben evimize gitmek istiyorum! Bak seni bidaha hiç üzmeyecem! Lüsi kabulenmek istemiyordu,ağlayarak annesinin kanlı yüzünü temizlemeye çalışıyor,onun öldüğü düşüncelerini kendinden uzaklaştırıyordu.Ama Lüsi bir anda irkildi.Bacağına doğru kafasını dönderdi.Öldüğünü düşündüğü polis onun bacağına dokunarak -Kalkmama yardım edermisin???! Lütfen!!! Lüsi ona doğru eğildi .Onu yerden kaldırdı.Polis ağrıya katlanarak sırtındakı acı karşısında ses gürültü yapmasın diye dişlerini ve yumruğunu kenetledi.Sonunda oturdu ama hala sırtında bir ok vardı. Erik sağ eliyle sırtında sol tarftakı oku çok zorlukla çıkardı. -h..m...f..h.m.f -iyi misin sana bir şey yaptılarmı??? Kısık sesle sordu. - ben iyiyim ama......a..annemm.. -bunun için çok üzgünüm. -Siz...nerden bu tiplere bulaştınız bilmiyorum, ama bizim burdan bir an önce gitmemiz gerek....yoksa......bizi ölüm bekliyor.Adın ne senin? Lüsi yerde cansız bedeni kalmış annesinden gözünü ayırmadan -Lüsi.....adım Lüsi.... -Tamam Lüsi bak şimdi beni iyi dinle....bunlar için bizim ve ya her hangi hayvanın ölmeği fark etmez.Ben size yardım etmek için gelsem de başaramadım,ama lütfen sen benimle gel, burda kalamazsın.Ve annene de yardım edemezsin.Eminim annen de senin burdan kurtulmanı istiyordur.Benimle gelirmisin.???? Lüsi yine annesine bakarak -e....ve..t.... O zaman tamam ama Önce yardım edermisin kanı durdurmama?? Lüsi kendi ceketini Erik e uzattı Derek mecburen kabul etti .Lüsinin yardımıyla ceketle arkadan sağ omuzunu ve sol kaburgasına gelecek şekilde yarasını bastırarak bağladı....Lüsi hala göz yaşı dökmeye devam ediyor son kez annesini öptü ve kokusunu içine çekti ona sarıldı,daha fazla kalmasına Erik engel oldu. -Hadi lütfen toparlan,annen için lütfen kalk.... Erik ahırın kapısını çok yavaş açtı.Etrafı kolacan edip geri döndü. -Belki ormana koşmayı başarırsak kurtulma şansımız olur.hazırmısın? Erik Lüsinin elinden tuttu ve onu peşinden sürükledi.Kimse gözükmüyordu.Araba da yoktu. Erik kimsenin olmadığını zann ederken, -çabuk ! Kaçıyor!kaçmasına izin vermeyin!!! -Acele et Lüsi!!! Erik kızın elini bırakmadan ağacların arasında koşuyor,kaybolmaya çalışıyordu.Stephan onlara ok yağdırsa bile,Erik ne kendine ne Lüsiye değmemesi için ormanın daha derinliklerine iniyordu.Stephan -benimle oyun mu oynamak istiyorsunuz ???? Burdan kaçışınız yok!!! Ama ölümünüz daha tatlı olucak!!!! Lüsi bana geri dön,bak o polis bozuntusu seni koruyamaz! Bu sesi koşmaya devam eden Lüsi duyunca korku içinde olsa bile Erikin elini daha sıkı tuttu.Erik bunu hiss etti -Korkma! Ben seni onlara bırakmam! Akşam olmak üzereydi.Uzakta eve benzer bir şey görünüyordu.Erik kapıyı zorla açtı,içeri girince kapattı.İçeriyi gözden geçirince Lüsi anladı, burası Aqathanın eviydi. -Burası Aq..Aqathanın evi,sabah burda yan odada kanlı eşyalar bulmuştum.... -Ne gibi? -Testere....bıçak...... -hangi oda,belki o silahlar burdan çıkmamıza yardım eder Ama Lüsinin tarif ettiği yerde hiç bir şey yoktu. -ama....burdaydı......yemin ederim ki... -Demek almışlar! Onlar odalardan geçerken küçük bir odaya geçtiler kapıyı kapayıp arkasına bir kaç eşya koydular.Zaten bu saatte orman bile tehlikeliydi. Erik köşede oturup,burdan kaçış planları yapıyorken dışardan sesler duyuldu. -Nerdesiniz? Hadi çıksanıza ! Biz sizi bekliyoruz hadi -Lüsi sus ,lütfen sesini çıkarma! O sırada Erik ayakları toprağa bastığını fark edince dışarıya çıkış için delik açtı.Ağlayan Lüsini sakinleştirdiği sırada golf sopasını buldu. Lüsi korkuyor,titriyor ne yapıcağını bilmiyordu.Sanki şimdi şoktay ayılmış,annesinin gerçekten öldürüldüğünü fark etmişti -annem,onlar ...onu öldürdü... sürekli kendi kendine kulaklarını tutmuş ,bunu söylüyordu 8 saat sonra şimdiki zaman Kapıyı kıran ve içeri giren kadın ve oğulları beklenmedik bir şeyle karşılaştılar......
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD