Hayat hep insan için mücadele meydanı değil mi?! Evet biz hep mücadele eder,savaşır ayakta kalmaya çalışırız.
Bazan,bir mücadelenin finaline sevinemeden diğeri başlar....
Aynı benim yaşadıklarım gibi....
Erikin gidişinden sonra tekrar odama döneceğini düşünmesem de içimde yine de küçük bir umut vardı...
söndürülmek istemeyen küçük ateş gibi,
benim umudum da sessizce yanıyordu.
Ama o dönmüştü ve benim kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkarmıştı.Ben ne olduğunu anlayana kadar,biz hastanenin duvarlarını arkamızda bırakmıştık.Ama ben bizi bekleyen arabaya binmek yerine,sorularıma cevap almak için Erike döndüm.
-neden beni çıkarıyorsun? Burda olmamı sen istemedin mi?
-hatamı telafi ediyorum....ayrıca sana inanıyorum,bence bu seni burdan çıkarmam için yeterli....
-ama,ya dışarıdakı onca insan....
-umrumda değil artık,umrumda değil,ben orda seninle ne yaşadığımı çok iyi biliyorum.Bu zorluğu tek taşımana müsade edemem,Masum olarak bunu benim bildiğim halde bir deli gibi şok terapisi görmene de hiç izin veremem .Şimdi,bin arabaya,bir an önce bu lanet yerden gidelim artık.
*****
Hiç birşey demeden ben umutsuzca yeniden ona inanmaya karar vermiştim.
-nereye gidiyoruz,yani beni nereye götürüyorsun?
O,bakışlarını arabadan bana çevirmiş çekinmiş ve utangac bir halde gözlerime bakmıştı.
-evime .....eğer birileri burayı bulduysa,şu an en güvenli yer benim evim.
Ben Samantayı sormak istiyordum,sanki Erik bunu anlamış olmalı ki,bana endişelenmemem gerektiğini söyledi.
Apartmana yaklaşınca,Erik önce indi ,çantamı alıp benim de inmem için kapıyı açtı.
Altıncı kata çıktık ,kapıyı çaldı ve malesef kapı açılınca aslında görmeyi istemediğim o kızı gördüm,bana anne katili damgasını vurmuş o kız...
-Erik nerdesin?sabahtan beri sana ulaşmaya çalışıyorum,iş yerinden senin....
Samanta daha şimdi benim varlığımı hiss etmiş olmalı ki,sözünü tamamlamayı unuttu.
-onun ne işi var burda? Erik söylesene bu deliyi neden evimize getirdin?
O an hayır o kadının dediği hiç bir şey beni incitemezdi yani yaşadığım onca şey varken....
Ben konuşmamayı tercih etmiştim,bu onların ikisini alakadar ediyordu .
Ama bir kaç kez gitmeği bile düşündüm ,en sonunda yine gitmek için ,arkamı döndüm ..ama tam o an Erik benim kolumdan tuttu ve direk gözlerime bakıp ,kafasını salladı.Sanki asıl benim gitmem onu üzecekmiş gibi....
-Erik..... sen şimdi bunca yıllık sevdiğini ne olduğu belli olmayan bir kıza mı tercih ediyorsun?
-abartma Samanta,alt tarafı kız bir kaç gün bizde kalacak.Ayrıca Lüsiye deli demeye son verirsen sevinirim.Çünkü,onun yaşadıkları kolay yutulur şey değil ..
-yani o kalıyor.......o zaman ben giderim,sana o kızla başarılar.....
-Samanta şu anda çoçuk gibi davranıyorsun...
Lüsi bu kavgayı daha fazla izlememek için nerdivene doğru gitti.Ama tuhaf olan Erik bir anda Samantayı bırakıp,Lüsinin peşinden gitti ve önünü kesti.
-sen hiç bir yere gitmiyorsun,ben orda seni yalnız bırakmadım ,burda da yalnız bırakmayacağım.
Işte o an Samanta elindeki bavulla onların yanından geçti.
-Erik Valt bu ilişkiyi bitiriyorum.
Erik ona bir kaç şey söylese de kız dinlemedi ve gitti.
Erik çantayı aldı ve Lüsiyi eve götürdü.Lüsi uzun zamandı ev sıcaklığı görmüyordu.Salona geçince Erik ona oturmasını söyledi.Lüsi hayır demedi çünkü gerçekten ayakta duracak hali yoktu.O sırada Erik içecek birşeyler arıyordu.Sonra sandviç yaptı.Lüsi tepside meyve şiresi ve yiyecek birşeyleri görünce Eriki uzun bir süre izledi.
-ne? neden öyle bakıyorsun?
-şey seni böyle hiç hayal etmedim de...tuhafsın yani...
-e seni aç bırakacak değildim ya....dur sen beni hayal ettiğini mi söyledin?
Erik hafifce gülümsedi. Yeşil gözleri sanki parlamış gibi oldu.
Lüsi o sırada kızaran yanaklarını saklamaya çalıştı.
-ben aslında seni hep savaşçı ruhlu ,pes etmez biri olarak gördüm ya... şimdi elinde tepsi falan o anlamda söyledim.
-ha tamam ,hadi gel otur ,birşeyler atıştıralım,sonra benim karakola uğramam gerekiyor ,işim bitince geri geleceğim.Sen kim gelirse kapıyı açma,burda kimse seni bulamaz.
-tamam ...peki ya Samanta...
-merak etme o buraya bundan sonra uzun bir süre gelmez,kızgınlığı geçsin ben konuşurum
O bunu söylerken ,acısını belli etmemeğe çalışıyordu.Ama üzgündü,ben bunu hiss ede biliyordum.Bu acıyı bende yaşamışdım.Güvendiğim arkadaşlarımın beni bırakıp gittiği o gün...Mahkeme salonunda onların gözünde gördüğüm şeyler bir türlü aklımdan gitmiyordu.
-şey ...istersen bu gün onunla konuş...biliyorum yaşadıklarımız çok zor şeylerdi.Ama o seni seviyor,anlaması gerek senin eskisi gibi asla olamayacağını...
-bak işte sen de söyledin ben eskisi gibi olamam,ben orda öyle şeyler yaşadım ki,asla Samantanın istediği Erike tekrar dönüşemem.O,bunu bir türlü anlamıyor.
O kafasını yere dikmiş,üzüntüsünü saklıyordu.Bilmiyorum nasıl oldu,neden yaptım.Ama içimden ona sarılmak geçmişti bir anda ve ben bunu yapmıştım.Ben tanımadığım yani beni kurtarması ,polis olması dışında huyuna suyuna hiç alışık olmadığım bir adama sarılmıştım.Onun beni itmesini beklerken,o kafasını omuzuma koymuş,kollarını belime dolamıştı.Belki de,ikimizinde bu sarılmaya ihtiyacımız vardı ,bu yüzden kimse bundan rahatsız olmamıştı.
Erik gidince ben biraz odada dolaştım.Ama aklım bir türlü eğlence kasabası ve yaşadıklarımdaydı annemi ve o anı unutamıyordu.Anneme yapılanlar öylece unutulamazdı.Ben buna izin veremezdim.
Belki de benim hayatta kalmamın bir amacı vardı.Düşünmüştüm madem onlar benim peşimdeydiler,daha fazla kaçacak değildim.
Zaman hızla geçiyorken ,ben bu hayatta birilerine güvenmek nedir onu öğrenmiştim.Erik gerçekten benim için çok önemli biriydi.Ama onun kafasını meşgül eden , kadının benim peşimde olma düşüncesi beni de üzüyordu. Onun geçen haftalar içinde hep benim için endişelenmesi ,onunla ilgili tüm yanlış düşüncelerimi yok etmişti.
Ama ben onu çok önemsesem bile,ondan da çok önem verdiğim birşey vardı.....annemin intikamı....
Tüm gerekli şeyleri yapmıştım.
Madem benim peşimdeler,o zaman ben de onlarla buluşurum.Artık kaçacak değildim,yüzleşmem korkularımı yenmem gerekiyordu.
Akşamdı Erik daha gelmemişti.Ben se boş oturmak yerine kafamı yemek yaparak oyalıyordum.Yine annemi hatırladım.Eskiden yemek yapsam,annem mutfak savaş alanına dönecek diye,beni mutfağa sokmazdı.Ama yine gizlice birşeyler yapardım.Yemeklerim çok iyi olur,annem öve öve bitiremezdi.Ben babamı çoçukken kayb ettiğimden onunla ilgili hiç bir anıyı hatırlamıyordum.Annem benim için hem anne ,hem babaydı aslında.Şimdiyse gerçekten yetim ve öksüz kalmıştım.Göz yaşlarıma engel olamayacağımı anladım.Domatesi bırakıp,yüzümü yıkadım.Tekrar bıçağı elime aldığımda kapı çaldı.Aniden yerimde zıpladım.Adete burda kaldığım günden beri Erik ne kadar geç gelirse gelsin,kapıyı kendi anahtarıyla açardı.
Belki anahtarı evde unutmuş diyerek,kapıya doğru gittim.Ama korkumu yenememiş bıçağı da elimde götürmüştüm.
Kapıdan bakınca,gelenin Erik olmadığını gördüm.Ama şu an belki o kadına bile hazırlıklı ola bilirdim.Yeter ki,kapı arkasındakı o kişi Samanta olmasaydı .
Bıçağı dolaba koyunca ,kapıyı açtım.
-nihayet aça bildin?Erik yok mu?
-hayır yok!
-görüyorum buraya tamamen yerleşmişsin,tabi buldun zengin birini,kaçırmayayım dedin değil mi?
-sen ne saçmalıyorsun?
-ne yani bilmiyormuş numarası yapma,Erikin ailesinin zengin olduğunu duydun ,eeeee sizin de paraya çok ihtiyacınız vardı değil mi,bu yüzden kasabaya gitmiştiniz ya....anlamadığım tek şey Erik i nasıl annenin öldürüldüğüne itna ettin...
-Kes!benim annem gerçekten öldürüldü,bunu yapanlarsa hala sokaklarda özgürce dolaşıyor
-senin gibi !Ne sandın küçük beyininle beni de mi kandıracağını?Kulağını aç beni dinle !Ben Eriki sana yedirmem anladın mı?Katil manyak deli !
Lüsi o an sinirle dayanamadı,kapıyı kadının yüzüne vurdu.
Erik arabayı park edince ,kendi katına doğru ilerledi.Kapıda Samantayı görünce şaşırdı.
-burda ne arıyorsun,bana haber verseydin erken gelirdim
-gerek yok,ben öylesine geldim.
Erik fazla birşey söylemedi .Kapıyı açınca Lüsiyi bacaklarına sarılmış,sessiz ağladığını gördü.Hemen diz çöktü .Kızın yüzünü avuçlarına aldı.
-Lüsi ? Lüsi ne oldu? söyle....
-hiç birşey beni rahat bırakın!
Lüsi diğer odaya geçince Erik ayağa kalktı sinirle kapıya baktı.Dışarıya koştu.Sokakta aradığını buldu.Samantanın kolundan tuttuğu gibi onu kendine çevirdi.
-söyle !Lüsiye yine ne söyledin,o küçük zavallı kızdan ne istiyorsun söyle ?!
-küçük mü?Küçülsün de cebime girsin,onun ne istediğini bilmiyoruz sanki...
-ne istiyormuş?
-seni! o seni istiyor....senin paranı...sende buna gözlerini kapatıyorsun
-saçmalama!O ,kızın nelerden geçtiğini bilmiyormuş gibi konuşma!
-tabi sende kahramanlığını devam ettirmek için onu hayatına aldın değil m?!Bana doğruyu söyle ondan hoşlanıyormusun?
-sana birşey anlatmak mümkün değil!tamam dinle o zaman ..ben Lüsiyi bırakmıyorum,nasıl düşünürsen düşün.Belki de haklısın! Ben Lüsiden hoşlanıyorum gerçekten,olamaz mı?!.Çünkü o senin gibi değil,başkalarını düşünüyor,önemsiyor.
Erik odaya geldiğinde Lüsi sakinleşmiş salata yapıyordu.Erik biraz bu ani değişime şaşırsa da belli etmedi..
-Lüsi ,Samanta adına senden özür dilerim,kusura bakma olur mu?
-önemli değil,açmısın?
-hemde kurt gibi..
Yemekler gerçekten harikaydı.Ama önemli olan Lüsinin Erik için birşeyler yapmasıydı.Yemek boyunca Erik Lüsiden gözünü alamıyordu.Kızın burda kaldığı haftalar olmuştu.Erik kıza resmen bağlanmıştı.Işten aramalar,eve erken gelmeler,artık endişeden çok alışkanlık olmuştu.Erik Lüsiden hoşlandığını kendine itiraf edemese bile bunu ruhuyla hiss ediyordu.Bu nasıl ve ne zaman oldu bilmiyordu...
Samantayı öylece hayatından çıkardığına da şaşırıyordu.Ama Lüsi bir başkaydı ,ona duygularından bahs etmesi gerekiyordu.Tam konuşacak zamanı kovalıyordu bu akşam..
Ama aniden kafası döndü ve yere düşmeden ,bayılmadan önce tek duyduğu Lüsinin sesiydi...
"üzgünüm,ama daha fazla katil damgasıyla ,bu acıyla yaşayamam,sonu ne olursa olsun ,korkularımla yüzleşmeliyim.Hakkını helal et ,ama ben geri dönüyorum.Benim bir hayatım yok,ama senin de hayatını mahv edemem "Bu kısa zamanda kalbime yerleştin....Seni seviyorum Erik Valt hoşçakal..uyku ilacı için bir daha üzgünüm...umarım hep mutlu olursun