RÜZGAR Arven bana biraz sinirli ayrılmıştı konaktan. Hak veriyordum elbette. Kim olsa delirirdi. Sonuçta odada tersime tersime giden oydu. Elbette itirafımdan hoşnut olmayacaktı. Yemekten sonra bizim çocuklar Karahan ile çardakta çay içerken, Azra, yengem ve Karmen ile konağa girmişti. Ben mi? Dayım beni ikinci kattaki terasa çekmişti. İdamına yürüyen bir suçlu gibi takılmıştım peşine… Yengem kahvelerimizi getirip gözden kaybolmuştu. Dayım bir sigara yaktı. “Şu zıkkıma Bedir dayın yüzünden tekrar başladıktan sonra bir türlü bırakamadım. Sayenizde bırakmam da zor gibi!” “Abart dayı! Biraz daha abart!” diye homurdandım. “Olacak iş mi oğlum bu? Ne zamandır var bu durum?” Sonunda masada kapattığı konuya bodoslama girdi. Dayım lafını esirgemezdi, bilirim. Kafasında ölçer, tartar, bir

