Emir, kanlar içinde yere düşerken görüşü bulanıklaştı. Omzundan akan sıcak kan, soğuk taş zemine damladıkça derisini yakıyordu. Göğsündeki keskin ağrı her nefes alışında biraz daha derinleşiyor, vücudu yavaş yavaş güç kaybediyordu. Gözleri hızla etrafı taradı; koruluğun arasına saklanmış siluetler, gölgelerin içinde sinsice hareket ediyordu. Soğuk rüzgâr, kanının demir kokusunu etrafa yayarken, bir anlığına bu savaşın ortasından ,nasıl aleve zarar gelmeden çıkabileceğini düşündü. Alara hızla diz çöktü, nefes nefese bluzunu çıkarıp Emir’in yarasına bastırdı. Parmakları titriyordu ama gözleri çelik gibi sertti. O, korkuya yer bırakmayan bir kadındı. Etrafı dinledi; korulukların her iki bölgesinden farklı noktalardan ateş altındalardı. Düşman yaklaşıyordu ama henüz tam anlamıyla kuşatılmamı

