Kısa bir gülüşmenin ardından beni kucağına aldı. Dudakları boynumda ufak öpücükler bırakırken loş bir odaya doğru ilerliyorduk. Odanın içinde çıtırtılar eşliğinde dans eden şömine alevleri, bir ışık gösterisi sunuyordu. Yatağın yanından geçtiğimizde yüzüne baktım. Tatlı bir tebessümle beni şöminenin tam karşısındaki büyük koltuğa yatırdı. Şaşkın bir ifadeyle, "Neden?" der gibi yüzüne baktım.
Gömleğinin düğmelerini açarken konuşmaya başladı:
“Ateşi sevdiğini fark ettim. Bazen mum ışığını izliyorsun, bazen ateş böceklerini, bazen de doğrudan ateşi… Bu sefer sana zevkin en güzel halini yaşatmak istiyorum. Bu yüzden burayı seçtim,” dedi.
Gömleğini tamamen çıkarmış, koltuğa dizini dayamış, üzerimde dikiliyordu. Bulunduğum açıdan mı, yoksa atmosferden mi bilmem, ama büyülenmiştim. İri omuz ha
