Cihangir cumartesi sabaha doğru eve geldi. Dış kapının açıldığını duyduğumda hemen gözlerimi açtım. Hava daha yeni aydınlanıyordu. Bir kıyafet hışırtısı duyunca kabanını çıkarıp vestiyere astığını anladım. Yataktan çıkıp hırkamı bile sırtıma almadan koşturdum hole. Kocam gelmişti. Gidip hemen sarıldım koca adamıma. ‘’Bahar! Ayakların çıplak, sırtında hırka yok!’’ diye çıkışan koca adam beni kucaklayıp yatak odasına götürdü hızla. Önceden olsa kapıda uzun uzun öpüşürdük. ‘’Aşkım giyecektim ya, sakin ol.’’ demeye kalmadan beni yatağa oturtup yerdeki çorapları ayağıma geçirdi. Hırkamı da sırtıma giydirdikten sonra elini karnıma koyup, ‘’Kızımızı üşütme hatun. Tabii kendini de. Aklım sizde kalsın mı istiyorsun?’’ ‘’Aklından hiç çıkmak istemiyorum canım.’’ dedim yanıma oturmuş beni inceden

