Yağmurlu havanın kasveti, Cihangir’le olan kavgamızın üzerine tuz biber gibi olmuştu. Ona beni arama, uyuyacağım demiştim ama uyumak ne mümkün. Camın önünde durup, birkaç gün önce onunla beraber yağmuru seyredip sarıldığımızı ve nasıl sevgi dolu olduğumuzu düşünüp düşünüp ağladım. Beni sevdiğini söyleyen bir adam nasıl başka bir kadını, üstelik onu hiç mutlu etmemiş eski karısını benden üstün tutardı. Hele hele de namusla ilgili bir konuda? Bunu hazmedemiyordum bir türlü. Geriye dönüp kendi hayatıma, Cihangir’den öncesine baktığımda da oldukça düzgün bir hayatım olduğunu düşününce bana nasıl güvenemez, diyordum. Ama hata bendeydi, çok kısa sürede yatağıma almıştım onu. Çok sevmiştim, daha önce yapmadığım bir şey yapmıştım ama hata yaptığımı acı çekerek anlıyordum. Kaldı ki onu uyarmıştım

